Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz

Hatırat; “Dünden Bugüne Anılar”

Mehmet Nuri Yardım, akademisyen,bürokrat ve siyasetçi olan Beşir Atalay’ın,hayatının önemli bir kısmını kapsayan “Dünden Bugüne Anılar” üstbaşlıklı “Sadece Yaşayıp Yazdıklarım isimli eseri üzerinden bir değerlendirmede bulunuyor

Hatırat; “Dünden Bugüne Anılar”

Hatırat kitapları önemlidir. Zira kaleme alınan bu hatıralar hem yazanın şahsi hayatını gösterir, hem de hayallerini, çevresini, dostlarını, muhitini, davasını, ideallerini ve dünya görüşünü yansıtır. Benim ilk kitabım, Edebiyatçılarımızın Çocukluk Hatıraları’ydı. Orada 70 şair ve yazarımızın hatıraları var. Allah nasip ederse, son yazacağım kitap da hatıralarımdan oluşacak. Niyet hayr, akıbet hayr!

Bugünlerde eğitimci, bürokrat, siyasetçi, rektörlük ve bakanlıklar yapan Beşir Atalay Beyefendi’nin hatıratını okudum. Sadece Yaşayıp Yazdıklarım isimli eserin üst başlığı ise “Dünden Bugüne Anılar” adını taşıyor. Hâlen Ankara Sosyal Bilimler Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı olan Atalay’ın eseri, Kapı Yayınları’ndan okuyuculara ulaştı. Rahat okunan, bilgilendirici, aydınlatıcı ve faydalı hatıralar demeti…

“Bir ‘hatırat’ yazmaya ‘Besmele’ ile başlarken bir konudaki bir sözü paylaşmak isterim; ‘Hayat tecrübesi arayanlar için en iyi ders kitabı, demlenmiş bir hayat hikâyesidir.’ Ben de böyle bir hayat hikâyesini, bir hayat serüvenini yazmaya çalıştım.” deniliyor. 14 bölümden meydana gelen kitap, “Ailem ve Çocukluk Yıllarım” faslı ile başlıyor. Atalay, 1947 yılında, o zaman Ankara’nın önemli bir ilçesi olan, bugün ise Kırklareli’ne bağlı Keskin’in Armutlu köyünde doğdu. Hatırat bu tarih itibariyle başlıyor, 2002 yılına kadar uzanıyor.

İlkokul, ortaokul ve lise yılları anlatılırken, kanlı ve karanlık 27 Mayıs Darbesi de esefle hatırlanıyor. İşte o kötü günlerin portresi: “O herkesin şaibeli gördüğü yargılamalar sonucu, Adnan Menderes, Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan’ın idamları bizde derin izler bıraktı; çok fazla üzüldüğümüzü hatırlıyorum. Darbe, demokrasi tarihimizin ve siyasi tarihimizin kara lekesi olarak kaydedildi ve hep öyle hatırlanacak.” Yaşanan aile ortamı huzurla hatırlanırken şu satırlar o zamanı yansıtıyor: “Ailemizde daima dinî bir atmosfer mevcut olmuştur; dedemizden, babamızdan gelen hayat tarzı sürmüştür. Hepimize erken yaştan itibaren belli düzeyde dinî bilgileri öğrenerek ibadetlerimizi yapmaya başlamışızdır. Büyük abim babamın yanında büyük oğul olarak yaşadığı ve ondan çok şey öğrendiği için bizlere de o öğretmiştir. Ben de namaz kılmaya ve oruç tutmaya çok erken yaşta başladım.” Ve ilk okunan romanlar, hikâyeler; kütüphaneye bağlılık… Büyük Doğu dergisi ile tanışma serüveni. Eve her gün gazete alınmamakta ama Necip Fazıl’ın ve Osman Yüksel Serdengeçti’nin yazdığı İstanbul gazetesi okunmaktadır. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi ile birlikte çevre genişliyor ve renkleniyor. Arkadaşlarla düzenlenen İstanbul gezileri ve büyüklere yapılan ziyaretler: Mehmed Zahid Kotku, Necip Fazıl, Sezai Karakoç, “Marmaratör”ler… MTTB, Büyük Doğu ve Diriliş idarehaneleri… Entelektüel tecessüsün ilgi halkasına Kemal Tahir, İdris Küçükömer, Cahit Tanyol ve Baykan Sezer de ekleniyor. İslam dünyasının meşhur âlimleri ve müellifleri de… Atalay ve arkadaşları, şevkle her çiçekten fikir balları topluyor.

12 Mart Muhtırası, avukatlık günleri ve Erzurum yılları… Dadaşlar diyarında, bilhassa üniversite çevresindeki seçkin hocalarla kurulan samimi dostluklar. Bu arada evlilik, doğan çocuklar, ardından Amerikan Mıchıgan Üniversitesi’nde misafirlik. Oradan Mavera dergisine gönderilen ve okurlar tarafından alakayla okunan mektuplar. Sonra Erzurum’a dönüş. 12 Eylül 1980 Askerî Darbesi. “DPT Yılları”, Anavatan Partisi ve Özal Hükümetleri… Milletimizin sevdiği ve kucakladığı Turgut Özal’ın derin hüzünle ahiret yurduna uğurlanışı…

Atalay’ın Kırıkkale Üniversitesi Kurucu Rektörlük dönemi önemli. Burada ilim dünyasının mümtaz simalarıyla kurulan dostluklar çok değerli. Aydınlık bir dönem. Sonra menhus 28 Şubat Post Modern Darbesi! Karanlık devrin inançlı halkımıza yaşattığı kara zulümler ve işkenceler… “28 Şubatçılar”ın uyguladığı baskıya karşı direnen cesur basın mensupları ve yiğit aydınlar! Şu sözlerin altı kalın çizilmeli ve kıymeti anlaşılmalıdır: “28 Şubat süreci ortamında onurlu bir duruş sergileyen sol-liberal kesimin aydın-düşünür-gazetecileri ile muhafazakâr kesim arasında yakın bir işbirliği ve dayanışma yaşandı.”

Kitabın son bölümünde bir düşünce kuruluşu olan Ankara Sosyal Araştırmalar Merkezi’nin (ANAR) amacı, ilkeleri ve faaliyetlerinden bahsedildikten sonra AK Parti’nin kuruluş yılları ve seçimlerde elde ettiği büyük zafer aktarılıyor; “Erdemliler Hareketi”nin mahiyetinden bahsediliyor. Ve nihayet siyasete giriş, Ankara milletvekilli adaylığı, daha sonra muhtelif bakanlıklar ve Başbakan Yardımcılığına uzanan yol. Yazarımız kitabın sonunda “Buraya kadar anlattıklarım, yazma çabalarım, kendi aile kökenimden ve çocukluğumdan başlayarak yaşadığım dönemleri bütün karmaşıklığı içinde, ama mümkün olduğunca sadeleştirerek vermeye çalışmak oldu.” diyor. Akademisyen, yönetici ve siyasetçimizin hatıraları devam edecek. Doğrusu ben şimdiden ikinci cildi merakla bekliyorum. Çünkü okuyacağımız o hatıralarda da Türkiye’de son 23 yılın çalkantılı, hareketli, heyecanlı ve umutlu dönemi olacak. Hatıralar eşliğinde Türkiye gerçeklerini öğrenmek isteyenler, bu kitabı okumalıdır.

 

Kaynak: Milat Gazetesi



Anahtar Kelimeler: Hatırat; “Dünden Bugüne Anılar”

Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


YAZARLAR

Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz

HABERLER