Ruşen Çakır, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın son dönemde iki farklı kesimden yoğun eleştiri aldığını belirtiyor. Çakır’ın değerlendirmelerine göre Fidan, Suriye politikası ve sosyal medya paylaşımları nedeniyle tartışma konusu oluyor.
Çakır, Fidan’ın devam eden çözüm sürecine rağmen Suriye’deki Kürt yapılanması SDG’ye karşı sert mesajlar verdiğini söylüyor. “Her vesileyle Şam’ın yanında, HTŞ yönetiminin yanında ve Suriye’de Kürtlerin ayak dirediğini, anlaşmaya yanaşmadığını söylüyor” diyen Çakır, bunun kimi zaman imalı kimi zaman açık olduğunu vurguluyor.
Çakır’a göre Süveyda’da Dürzilerle Şam yönetimi arasında sorun çıktığında Fidan, diğer grupları fırsatçılık yapmamaları konusunda uyarmış ve bunun Türkiye için güvenlik tehdidi olarak algılanacağını söylemişti. Çakır, “O zaman da hedefinde tabii ki Kürtler vardı” dedi.
Paris’te yapılması planlanan görüşmenin önce ertelenmesi, ardından Şam yönetiminin katılmayacağını açıklamasında Ankara’nın ve Fidan’ın etkisi bulunduğunu belirten Çakır, bu durumun DEM Parti ve Kürt hareketine yakın medya kuruluşlarında Fidan’ın sorun çıkarttığı eleştirilerini getirdiğini ifade ediyor.
Çözüm sürecinin temeli Suriye krizi
Çakır, Türkiye’deki çözüm sürecinin başlamasının esas nedeninin Suriye olduğunu savunuyor, “Kimileri bunu iç politikaya bağlıyor ama esas olarak bunun 7 Ekim 2023 Hamas saldırılarının ardından bölgedeki dengelerin altüst olmasıyla ilişkili olduğunu düşünüyorum” diyor.
Çakır’a göre Ankara’nın en büyük endişesi, Suriye’de Kürtlerin İsrail ile birlikte hareket edip bölgedeki yeniden yapılanmada İsrail’in yanında yer almasıydı. Çakır, “Bu anlamda Öcalan devreye girerek hem Türkiye’deki sorunu ama aynı zamanda Suriye’deki sorunu Ankara’nın razı olacağı bir şekilde bitirmek için devreye girdi” diyor.
Çakır, martın başında Amerikalıların aracılığıyla Mazlum Abdi ve Ahmet eş-Şara’nın bir araya gelerek mutabakat imzaladığını hatırlatıyor. Ancak bu mutabakatın hayata geçmesinde sorun yaşandığını belirten Çakır, “Suriye’de Kürtlerden bütün güçlerini Suriye ordusuna katmaları isteniyor ama Kürtler garantiler olmadan buna yanaşmak istemiyor” diyor.