Şam'da kurulan Ulusal Geçici Yargı Komitesi, Suriye'de 1970’den beri rejimin iilediği suçları tespit etme ve sorumluları yargılama misyonuyla yola çıktı. Komitenin Kürt üyesi Redîf Mustafa, özellikle 12 Mart 2004 Ayaklanması'nda işkence gören Kürtlerin adalet arayışına destek olacaklarını duyurdu.
"Amacımız ihlalleri belgelemek ve failleri yargılamak"
Rûdaw TV’de Nalin Hesen’e konuşan Redîf Mustafa, komitenin temel amacının "insan hakları ihlallerini belgelemek ve failleri mahkemeye çıkarmak" olduğunu belirtti. Mustafa, vatandaşlardan şikayetleri toplamak ve işlenen suçları derinlemesine araştırmak üzere Suriye'nin dört ana vilayetinde ofisler açmayı planladıklarını açıkladı. Bu ofisler aracılığıyla mağdurların doğrudan başvurularını alacaklarını ve hatta bazı bölgelerde gezici ekiplerin görev yapacağını ekledi.
Geçmişten Günümüze Uzanan Adalet Arayışı: 1970 Sonrası Tüm İhlaller Kapsamda
Komitenin çalışma kapsamı oldukça geniş tutuldu. Redîf Mustafa, "1970'ten Sayın Ahmed Şara’nın emrinin çıkışına kadar yapılan ihlaller üzerinde çalışacağız" diyerek, sadece Baas rejimi dönemindekileri değil, o tarihten itibaren tüm büyük insan hakları ihlallerini ele alacaklarını vurguladı. Mustafa, 12 Mart 2004 Ayaklanması'nda işkence gören ve mağdur olan Kürtler başta olmak üzere, geçmişte benzer acılar yaşamış tüm Suriyeliler için bir umut ışığı olduğunu dile getirdi.
Rojava'daki duruma özel bir parantez açan Mustafa, Efrîn için bir sorun olmadığını ancak Cizre ve Kobani gibi diğer şehirlerin Demokratik Suriye Güçleri (DSG) ile hükümet arasındaki siyasi duruma bağlı olarak hak ihaleleri konusunda araştırmalar yapılacağını ifade etti. Fırsat oluşması halinde tüm Suriye topraklarında görev yapacaklarını ve Kürt, Türkmen, Arap fark etmeksizin tüm Suriye halkının haklarını savunacaklarını belirtti. Mustafa, uluslararası standartlara ve insan hakları yasalarına uygun hareket edeceklerini, zira Suriye yasalarının bu katliamlar için yetersiz kaldığını dile getirdi.
"Acil sonuçlar beklemeyin"
Adalet arayışının zorlu ve uzun bir süreç olacağının sinyallerini veren Mustafa, "Bu çok büyük ve karmaşık bir dosya ve başlangıç aşamasındayız. Bu komitenin çalışması için ilk adımda beş yıl belirledik ama daha fazlası da gerekebilir" dedi. Belgeleme ve bilgi toplama sürecinin önemine vurgu yapan Mustafa, "Yakın zamanda somut bir şey göreceğimizi söyleyemem" uyarısında bulundu.
Mustafa, Esad rejiminin kimyasal silah kullanımı ve katliamlar gibi büyük suçlara odaklanacaklarını ancak kapılarının büyük ihlallere maruz kalmış tüm mağdurlara açık olduğunu yineledi.
Komitenin bağımsızlığına dikkat çekerek, hükümet veya herhangi bir siyasi/güvenlik tarafına bağlı olmadıklarını, amaçlarının mağdurları tazmin etmek ve Suriye'de adalet sağlamak olduğunu belirtti. Bu hedefe ulaşmak için de Suriye'nin normal mahkemelerinin yetersiz kalması nedeniyle "geçici yargı için özel bir yargı kurumuna" ihtiyaç duyulduğunu ifade etti.
"Arap Kemeri" ve 1962 nüfus sayımı dosyası
Nalin Hesen’in komitenin Kürtlere karşı uygulanan "Arap Kemeri" projesi ve 1962 nüfus sayımı gibi tarihi mağduriyetleri de gündeme getirip getirmeyeceğine ilişkin sorusuna Mustafa, komitenin çalışma başlangıç tarihinin 1970 olması nedeniyle "Arap Kemeri" projesinin doğrudan kapsamına girmediğini belirtti. Ancak 1962 nüfus sayımıyla vatandaşlıktan mahrum bırakılan kişilerin durumunun özel bir dosya olarak ele alınması gerektiğini ve bu kişilerin kuruluş aşamasında "daha fazla ayrıcalığa sahip olacağına" inandığını söyledi. Ancak bu konunun komitenin doğrudan çalışma alanı dışında kalacağını, siyasi, sosyal ve hukuki çalışmalar gerektiren büyük bir sorun olduğunu sözlerine ekledi.
Mustafa, komitenin kuruluş emrinin Süveyde ve Suriye kıyılarındaki olaylardan önce çıktığını da belirterek, komitenin herhangi bir bölgeye özel olarak kurulmadığının altını çizdi.
“Neden 1970, neden Baas rejiminin de olduğu daha öncesi değil?” soruna ise Redif Mustafa şu yanıtı verdi:
“Bu bir veya iki kişinin kararı değil, zaman ve yetki konusunda birçok istişare yapıldı ve bu karar çıktı. Ben 1970'ten önce olmasını isterdim, özellikle 60'lı yıllarda Kürtlerin iki büyük dosyası olduğu için: Nüfus Sayımı ve Arap Kemeri. Bunlar siyasi, sosyal ve hukuki çalışmalar gerektiren büyük sorunlardır.”
Kaynak: rudaw.net