Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz

Fred Turner: “Teksas bir tekno-teokrasi hâline geliyor”

Stanford’da profesör olan Fred Turner, “Makinelerin Siyâseti” adlı bir kitapla dijital endüstrilerde iş başındaki ideolojilerin ve hayallerin şifresini çözmeye devam ediyor.

Fred Turner: “Teksas bir tekno-teokrasi hâline geliyor”

Fred Turner Silicon Valley merkezindeki Stanford Üniversitesi’nde iletişim bilimleri bölümünde profesör. ABD’de dijital endüstrilerde iş başındaki ideolojilerin ve hayallerin evrimi üzerine en önemli düşünürlerden biri.

2013 yılında Fransızcaya çevrilen, en çok başvurulan çalışması “Karşıkültürden Siberkültüre” (İng: From Counterculture to Cyberculture; Fr: Aux sources de l’utopie numérique  [“Dijital Ütopyanın Kaynakları”]) dijital ütopyadaki hem sapmalara hem çatallanmalara yeni bir bakış getiriyordu.

 Bugün Éditions C&F, yenilenen iletişim araçlarıyla ortaya demokratik bireyler çıkarmak ve yetiştirmek için kurulu süreçlere ilgisini yönelten Fred Turner’ın “Bir Demokrasinin Tasarımı” (Design d’une démocratie) adlı kitabını yayımlıyor. Ayrıca, “Makinelerin Siyâseti” (Politique des machines) adlı, araştırmacının öne çıkan iki makalesini bir araya getiriyor; bu makalelerin ilki olan “Teksas ideolojisi”, Amerikan teknolojisinin Kaliforniya’dan ABD’nin güneyine doğru coğrâfî ve siyâsî göçünün anlamlarını araştırıyor. 

Fred Turner: “Teksas bir tekno-teokrasi hâline geliyor” (© Joseph Confavreux / Mediapart)

 

  • Mediapart: “Teksas ideolojisi” derken neyi kastediyorsunuz ? Bunun “Kaliforniya ideolojisi”nden farkı nedir ?

Fred Turner : Kaliforniya ideolojisinin ve ona karşılık gelen dijital yayılma tarzının sonuna vardığımızı düşünüyorum. O “Kaliforniya ideolojisi”, sibernetik kaynaklı, sanal topluluklarda hissedilen bir bağlantı zemininde insanların örgütlenebileceği bir dünya kurmayı umarak bürokrasiye ve hiyerarşilere sırt çevirmeye yönelik bir karşı-kültürde yüceltilen bağlantıcılığın (connexionnisme) ideolojisiydi.

Fakat 1990’lı yıllardan îtibâren, özellikle de 2000’li yılların başında, o ağ teknolojilerinin yerleşikleştikleri ölçüde çok değerli veriler ürettikleri, bunları kullanarak modeller yaratıp satışa sürmenin mümkün hâle geldiği netleşti.

Kaliforniya ideolojisi, birbirimizle daha mânevî bir tarzda bağlantı kurmak için maddî dünyayı terk etmek gerektiği düşüncesindeydi. Bizâtihi dünyanın maddî bir yerden ziyâde bilgilendirici bir yer oluşturduğu fikrine dayanıyordu. Bu durumdan –toplumsal, siyâsî ya da doğal– bir düzen temâyüz etmeliydi ve orada her insan başka birine sinyal/işâret gönderebilmeliydi. Yani Kaliforniya ideolojisinin çizdiği dünya ütopik bir dünyaydı.

Teksas ideolojisi ise distopiktir. Günümüzde yapay zekâyla (YZ), kripto-paralarla, bir ölçüde sosyal ağlarla, özellikle de Meta’yla olup biten ise, çok alan, çok enerji, çok soğutma gücü gerektiren o çok büyük sunucu (server) çiftliklerinin çoğalmasıdır; dolayısıyla, o altyapıların bulunduğu ve bunları şirketlerin kullanımına sunmaya hazır bölgelere yerleşmeye ihtiyaçları var.

Fred Turner:

Fred Turner: “Teksas bir tekno-teokrasi hâline geliyor”

 

Nasıl “Kaliforniya ideolojisi” Kaliforniya’da uzun süredir yer etmiş mânevî gelenekle kaynaşmış ise, “Teksas ideolojisi” de kölecilik, sığır yetiştiriciliği, özellikle de petrol sâhaları târihinin damgasını vurmuş olduğu o eyâletin mîrâsı ile teknoloji endüstrilerinin git gide daha çok kazıp çıkarmacı (extravactiviste) faaliyetlerini kaynaştırmaktadır. Güçlü bir Hıristiyan milliyetçiliği ve petrol parası sâyesinde Lyndon Johnson’dan iki George Bush’a varıncaya kadar ön plandaki politikacıları Washington’a yollayarak muhâfazakâr değerlerini ihraç etme irâdesi de bu eyâlete damgasını vurmuştur.

Teksas’ta, kazıp çıkarmacılık (extravactivisme) ile takdir-i ilâhî birbirine bağlıdır; çünkü o kaynakları Tanrı’nın bağışladığı düşünülmektedir. O kaynakları çıkarma gücü ve bunlar sâyesinde muazzam kârlar elde etmek ve o kârlardan yola çıkarak elde edilen muazzam siyâsî güç de Tanrı adına icrâ edilir. Teksaslı çok sayıda CEO, toplumun ve doğal dünyanın aşırı sömürülmesi yoluyla bir misyon yerine getirmek için seçilmiş üstün varlıklar olarak görürler kendilerini.

  • San Francisco’dan Austin’e teknolojinin tamâmı mı göç ediyor ? 

2020’den beri, yüzlerce şirket merkezlerini Kaliforniya’dan Teksas’a taşıdılar.

Bunların çoğu, yazılım geliştirmeyle geleneksel imâlatları birleştiren şirketler. Tesla bunun çok iyi bir örneği. Arabanın özerk olması için elzem dijital teknolojilere sâhip olmak gerekir; ama aynı zamanda bir araba îmal etmek de gerekir. Bunun için de çelik, kauçuk ve geleneksel bir arabayı oluşturan bütün bileşenler lâzımdır. Teksas, geniş alanları ve enerji olanaklarıyla, çoğu birkaç futbol sâhası büyüklüğündeki bu tür melez fabrikalar için ideal bir yerdir.

Teksas’ta yoğunlaşan diğer endüstri tipi ise, hayvan yetiştiriciliği yapılan dev çiftlikler kadar büyük sunucu çiftlikleri (ranchs) kuran ve muazzam elektriğe ihtiyaç duyan yapay zekâdır (YZ). İlk YZ şirketlerinin gelişinden beri Teksas’ın elektrik faturası %5 artmıştır ve baş döndürücü bir artıştır bu.

  • Teksas târihinin temel unsurlarından olan petrol üretimi, dijital sektördeki çokuluslu şirketlerin politikalarının ne bakımdan uzantısı? Bir “dijital kazıp çıkarmacılık”tan, metaforik bir bakış açısı hâricinde, sizin yaptığınız gibi bahsedilebilir mi gerçekten?

Shoshana Zuboff, “Gözetleme Kapitalizmi Çağı” (The Age of Surveillance Capitalism, Profile Books, 2019; Fr: L’Âge du capitalisme de surveillance, Éditions Zulma, 2020) adlı müthiş bir kitap yazdı. Her taraftan gözetlendiğimiz bir bağlamda, muazzam veri kümeleri oluşturmanın, sonra bunları sömürmenin, tahlil etmenin, bunlarda gözetleme dışında da değer arz eden fikirler, cevaplar, etkileşim modelleri aramanın, daha sonra da bunlardan dijital elmaslar çıkararak satışa sürmenin mümkün hâle geldiğini hatırlatarak çok isâbetli bir iş yapıyor.

İster dijitalleştirilmiş kitaplar olsun ister Facebook’un ardında gizlenen geniş toplumsal dünyalar olsun, bütün o yeni veri tabanları manzaralar gibi işlemektedir.

Dijital sektöründeki şirketler bu toplumsal manzaraları, bizim toplumsal bilgilerimiz bir tür elmas, mâden ya da petrolmüş gibi keşfe çıkıp sömürmektedir. O bilgileri çıkardıktan sonra da bunları bizim petrolü kullandığımız gibi kullanabilmekte ve başka zenginlikler yaratmaktadırlar.

Meselâ siyah ayakkabıları seven herkesin Paris Saint-Germain’i de sevdiklerini biliyorsanız, Paris Saint-Germain’in bir sonraki maçında siyah ayakkabı satabilirsiniz. Belki gülünç bir örnek bu; ama böyle işliyor.

  • Elon Musk ya da Peter Thiel’den çok daha az tanınmış bir çehre olan, ama onlar kadar endîşe verici ve güçlü görünen Tim Dunn kimdir?

Birçok bakımdan çok önemli biri. Öncelikle, hepimizin dikkat etmesi gereken cinsten biri, ama işini gölgede kalarak yapıyor. Elon Musk ya da Peter Thiel, onunla karşılaştırıldıklarında, çok daha tâkip edilen kişilikler. Daha az ortalıkta görünen, ama yine de merkezî önemdeki bu türden profilleri tespit etmeliyiz. O eyâletle ilgili aktüaliteyi herkesten iyi tâkip eden Texas Monthly dergisi, Teksas’ın en önemli insanı diye niteledi onu. Kayda değer gelir sağladığı petrol sondajında da kilit önemde biri o.

Ama aynı zamanda çok dindar biri. Çok muhâfazakâr bir Hıristiyan; ama yerleşik hiçbir Hıristiyan meşrebine bağlı olmadığını, mezhepsiz ya da mezhep-sonrası bir Hıristiyanlıktan yana olduğunu vurgulamak gerekir. Ne Metodist, ne Episkopalyen, ne de başka bir şey. Papaz, vaaz veriyor; ama özel bir kilise için değil, daha ziyâde Tanrı için ve kendisi için. Tanrı’nın ona, yaşamı ve çalışmalarıyla yerine getirmeye uğraştığı bir dizi görevi/misyonu nasıl verdiğini anlatıyor.

 

Devamı >>>



Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


YAZARLAR

Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz

HABERLER