Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, A Haber canlı yayınında gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
ABD ziyaretini değerlendiren Fidan, Beyaz Saray'da Suriye meselesi başta olmak üzere Filistin, Ukrayna gibi ağırlıklı konuların görüşüldüğünü kaydetti. Fidan, şunları söyledi:
“Türkiye'nin orada olmasından daha normal bir şey yok. Yani sorunların tespiti, teşhisi, üstlenilmesi, yüklenilmesi sadece Türkiye'nin lehine değil. Türkiye'nin dış politikadaki en büyük farkı, sadece kendi lehi için yaklaşmıyor. Kendisi için ne istiyorsa bölgedeki diğer ülkeler için de aynı şeyi istiyor.”
PKK/YPG konusunun, Amerikalılarla konuştukları önemli bir konu olduğunu vurgulayan Fidan, şunları kaydetti:
“Belli bir anlayış birliği içerisinde bunun ilerletilmesi gerekiyor. Biliyorsunuz, Amerikan sistemi içerisinde bölgeye angaje olurken, özellikle DEAŞ’la mücadele bahanesi üzerinden, burada oluşturulmuş belli mekanizmalar, belli siyasi yatırımlar ve belli bir perspektif var önceki iktidarlar döneminden bugüne kadar taşınmış. Şimdi bunu geriye doğru sardırmak, belli bir noktada bütün aktörlerin menfaatine olacak şekilde nihayetlendirmek bir dikkat, intizam ve sabır istiyor.
“Şam'la YPG arasındaki görüşmelerin gidişatı önemli. Bu görüşmeler bir ara inkıtaya uğradı, özellikle İsrail'in güneye müdahalesinden sonra. Şimdi Amerikalıların ve bizlerin de en büyük birincil meselesi İsrail'in Suriye için bir tehdit olmaktan çıkmasını sağlamak ve Suriye'nin de İsrail için bir tehdit olmaması ve herkesin birbirinin toprak bütünlüğüne ve egemenliğine dikkat ettiği bir yer. Şu anda Suriye'nin topraklarının bir kısmı işgal altında, bu işgalin son bulması gerekiyor ve Suriye'nin geri kalanını tehdit eden bir yaklaşım içerisinde de olunmaması lazım. Amerika'nın Suriye'deki düzeni, refahı ve istikrarı destekliyor olması fevkalade önemli.
“YPG'nin Şam ile yürüttüğü görüşmelerin belli bir noktaya evrilmesini bekliyoruz, yürütülen müzakereler var, Amerikalılarla yapılan görüşmeler var, bizim yaptığımız görüşmeler var, bunların bir noktada bir yere evrilmesi için çalışıyoruz. Duraksamaları getiren hususların başında, YPG'nin zaman zaman rotasından şaşıp yeni bir bölgesel krizden kendisine fırsat arayışı içinde olma durumu da var. Ancak bu arayışın kendileri için fayda sağlamayacağının hatırlatılması gerekiyor.”
‘GAZZE’YE ASKER GÖNDERMEYE HAZIRIZ’
Gazze'ye asker gönderme konusunda Türkiye'nin pozisyonuna ilişkin değerlendirmelerde bulunan Fidan, şöyle devam etti:
“Gerekli şartların oluşması durumunda, Türkiye, Gazze'de elini taşın altına koymaya hazırdır ve asker gönderme de dahil olmak üzere her türlü konuda üzerine düşeni büyük bir sorumluluk duygusu ile yapacaktır. Bu bizim uluslararası topluma verdiğimiz en net mesaj.
“Şu anda üzerinde tartışılan bir BM Güvenlik Konseyi karar taslağı var. Bu taslak değişiyor, evriliyor, tartışılıyor. Sözünü ettiğiniz istikrar gücü, esas itibarıyla Trump Barış Planı'nda yer almakta olan iki kurumdan biri. Bunun hayata geçerken hangi net yetkilere sahip olacağı ve işleyişi nasıl olacağı konusuna ilişkin bir uluslararası hukuk metni teşkil edecek bir karar taslağı üzerinde tartışılıyor.”
‘RETORİĞİ TERSİNE ÇEVİRMEYE ÇALIŞIYORUZ’
Gazze'nin gündelik yönetilmesini sağlayacak apolitik bir komitenin kurulmasının söz konusu olduğunu belirten Fidan, Hamas'ın, Gazze'nin yönetimini bu Filistinli komiteye devretmeye hazır olduğunu aktardı. Batı'da Hamas'ın silahsızlandırılmasının konuşulduğunu vurgulayan Fidan, şunları kaydetti:
“Biz faile değil fiile bakıyoruz. Zulmü kim işlerse işlesin kınıyoruz. Olay Filistin'in savunmasına geldi mi, direnişe geldi mi, işgal, zulüm devam ettiği sürece buna mukabil bir silahlı direniş olacak. Bu Hamas olmazsa başkası, başkası olmazsa başkası. Bu işgale karşı koymanın doğasında olan bir şey. Her Filistinli üzerine düşen şeyi yapacaktır. Bunu Batılılar da biliyor, herkes biliyor. Bizim burada söylediğimiz şey şu; olayı Hamas'ın silahsızlanması üzerinden başlatmak değil, işgali sona erdirici bir mekanizmanın ortaya konulması. Bu mantığın iyi anlatılması gerekiyor.
“Hamas'ın DEAŞ gibi bir terör örgütü olarak nitelendirilmesi sonucunda ortaya çıkan bir tepkisellik var. Bizim de bu retoriği çözümleyip tekrar oluşturmamız gerekiyor. Yanlış algıları ilk önce çözümleyip, bozup, sonra yenisini oturtturma meselesi. İsrail'in işgalini yok edecek, iki devletli çözümü mümkün kılacak bir yol haritasının Filistinlilere verilmesi gerekiyor. Yani bu insanlar silahı ben seviyorum diye ellerine silah alan insanlar değil.”
‘FETÖ BATI’YA RAPOR VERMEK ZORUNDA’
FETÖ’nün kendisini hedef almaya devam ettiğini belirten Fidan, “O kan davası anlaşılan hiç bitmeyecek.” diye konuştu. Fidan, örgüt üyelerinin bulundukları ülkelerde kalabilmek için yabancı servislere düzenli rapor verdiklerine işaret ederek, “Her gün gidip bir Batı ülkesinde bir servise rapor vermek zorunda, varlığını devam ettirebilmek için. Bir insana Allah daha büyük bir zillet verebilir mi?” ifadelerini kullandı.

