Mısır'da bulunan El Ezher Üniversitesi, Gazze'de yaşanan soykırıma ilişkin açıklama yaptı, ancak açıklama yayınlandıktan bir saat sonra kaldırıldı. Kaldırılma gerekçesi olarak "ateşkes müzakerelerini olumsuz etkilememek"" gösterildi.
Ezher Şeyhi Ahmed et-Tayyib’in, Gazze’deki açlık ve saldırıları durdurmak için dünya kamuoyuna yaptığı resmi çağrıyı yayımladıktan kısa süre sonra silmesi, büyük tepki çekti.
Kararın arkasında siyasi baskıların olup olmadığına dair ciddi sorular yöneltilirken, Ezher’in bağımsızlığı da yeniden sorgulanmaya başlandı.
El Ezher Üniversitesi, Gazze'de yaşanan soykırıma ilişkin şu çağrıyı yayınlamıştı:
Ezher-i Şerif'in Dünyaya Çağrısı
Ezher-i Şerif, dünyaya çağrıda bulunuyor ve vicdan sahiplerini Gazze halkının maruz kaldığı ölümcül açlıktan kurtarılması için ivedi olarak harekete geçmeye çağırıyor.
Ezher-i Şerif, bütün dünyaya Filistin'in hazin feryadını ve ıstırapla dolu çığlığını duyurmak istemektedir. Bu duyuru, hâlâ vicdanında bir sızı hissedebilen, özgür, akıllı ve sağduyulu vicdan sahibi bütün hikmetli ve şerefli insanlar içindir. Biliyoruz ki insan olan herkes, insanî sorumluluk duygusunun ne kadar saygın bir şey olduğuna inanır. Ezilmişlerin ve hakları çiğnenmişlerin, güven içinde ve onurlu bir hayat yaşayabilmeleri için öteki insanlarla eşit oldukları gerçeğinden başlayarak insan haklarının korunması gerektiğini kabul eder. Bu çağrı, tarihte daha önce eşi benzeri görülmemiş ve gelecekte de bir daha bu ölçüde görülebileceğini zannetmediğimiz şiddet, vahşet ve vurdumduymazlık sarmalı içinde işgal güçlerinin Gazze'ye dayattığı ölümcül açlık tehlikesinden bu insanların kurtulması içindir.
Ezher-i Şerif, bugün beşerî vicdanın büyük bir risk altında olduğunu ilan etmektedir. Binlerce çocuk ve masum insan, soğukkanlılıkla öldürülmekte, ölümden kurtulmuş olanlar ise açlık, susuzluk, kıtlık, ilaçsızlık yüzünden ve dahası insanları ölümden kurtarabilecek olan tıp merkezlerinin yok edilmiş olmasından dolayı ölüme mahkûm edilmektedir.
Ezher, nefret suçu işleyen işgal güçlerinin, barışçıl Gazze halkına karşı sistematik şekilde ölümcül bir aç bırakma politikası uyguladığına dikkat çeker. İnsanlar bir ekmek kırıntısına ve bir bardak suya muhtaç hâle getirilmiştir. Sığınaklar ve insanî yardım merkezleri gerçek mermilere hedef olmakta, kelimenin tam anlamıyla bütün yönleriyle soykırım suçu işlenmektedir. Siyonist oluşuma silahla destek verenler ya da aldıkları kararlar ve münafıkça sözleriyle onları teşvik edenler de bu soykırıma ortaktırlar. Onlar, hiçbir maddî gücün ya da çoluk çocuğun fayda vermeyeceği hesap gününde mazlumların zalimlerden intikamını alacak olan mutlak kudret sahibi Allah'ın huzurunda, ilâhî adalet karşısında hesap vereceklerdir. İşgalcilere destek verenler "beyaz öküzün av olduğu gün aslında biz de yem olmuştuk” ölümsüz meselini hatırlamalı ve sıranın kendilerine geleceğini unutmamalıdırlar.
Ezher-i Şerif, elem ve acısını yüreğinde hissederek bu vahşi Siyonist oluşumu engellemek, onu sistematik şekilde sürdürdüğü cinayetleri durdurmaya zorlamak, insanî yardımın ivedi şekilde ulaştırılmasını sağlamak ve işgal güçleri tarafından hastanelerin ve tıbbî kuruluşların hedef yapılmasından dolayı günden güne sağlık durumları daha da kötüleşen hastaların ve yaralıların tedavisine yönelik bütün yolların açık tutulmasını güven altına almak için bütün etkin ve etkili güçlere çağrıda bulunmaktadır. Maalesef işgal güçleri bütün bunları ilahî kanunları olduğu kadar uluslararası sözleşmeleri çiğneme pahasına yapmaktadır.
Ezher-i Şerif bütün dünyadaki bu korkunç ölüm sessizliği karşısında tepkisini ortaya koyarak dört bir yandan izole edilmiş bu halkın zaferini küçümseyen uluslararası düzeydeki boş vermişliğe ortak olmayacağını, Gazze halkının kendi topraklarından tehcir edilmelerine yönelik her türlü çağrının ve bu türden çağrıları dillerine dolayan, bunlara prim veren herkesin karşısında yer alacağını deklare eder. Yüreği yaralı Gazze'deki bu saldırıya destek veren herkesin, dökülen kanlardan, yitirilmiş canlardan ve açlıktan kıvranan bedenlerden sorumlu olduğunu hatırlatır.
Nihayetinde Cenab-ı Hakkın dediği gibi "Zulmedenler çok yakında nasıl devrileceklerini göreceklerdir" (Şuara 26/227).
Netice olarak Ezher-i Şerif, her Müslümanı mazlumlar Allah'ın inayetine erişsinler diye Peygamberimizin (SAV) zor zamanlarda sığındığı şu nebevî duayı etmeye çağırmaktadır: “Kitabı indiren, rahmet yağmurlarını yağdıran ve grup grup düşmanı hezimete uğratan Allah'ım! Düşmanı kahret, bize ilahî yardımını bahşet.”