Mîmarlar, gazeteciler, öğretim üyeleri ve sanatçıları bir araya getirerek birçok dala el atan Forensic Architecture laboratuvarı son yıllarda Suriye ya da Ukrayna gibi çok sayıda savaş üzerine veya polis şiddeti üzerine soruşturmalar yürüterek kendini gösterdi. Forensic Architecture özellikle Eylül 2022’de, gazeteci Şirin Ebu Akile’nin Cenin’de (Batı Şeria) yaptığı bir röportaj sırasında İsrail ordusu tarafından nasıl kasten infaz edildiğini göstermişti.
7 Ekim’in ertesinde, benzeri görülmemiş bir imhȃ girişiminin vuku bulduğuna kanaat getiren Forensic Architecture ekibi, Gazze’ye karşı düzenlenen İsrail saldırısı üzerine çalışmaya başladı.
Bu çalışma, “soykırımın haritasını çıkarma”yı hedefleyen çok sayıda raporun yayınlanmasıyla sonuçlandı. Temmuz ayında, bu raporların biri, İsrail’in özellikle tarıma karşı saldırılarıyla açlığı nasıl organize ettiğini gösterdi.

İsrail’in askerî saldırısıyla yerlerinden edilen Filistinliler’in barındığı çadırlar, Gazze, 23 Ağustos 2025. © Fotoğraf Omar Ashtawy / Apaimages / Sipa
Forensic Architecture’ın kurucusu İsrailli mîmar Eyal Weizman, Londra’daki Goldsmiths Üniversitesi merkezli olup dünyada artık bir düzine bürosu bulunan örgütünün Lahey’deki (Hollanda) Uluslararası Adalet Divanı’nda İsrail’e karşı açılan soykırım dȃvȃsına neden destek verdiğini Mediapart’a açıklıyor. Yazmakta olduğu kitabın merkezini oluşturan “sömürgeci soykırım” mefhumunu tekrar ele alıyor. Söyleşi.
Mediapart : Forensic Architecture 7 Ekim’den hemen sonra Gazze’de işlenen soykırımı belgelemeye başladı. Sȃhada ne şekilde çalışıyorsunuz? Şimdiye kadar yürüttüğünüz soruşturmalarla aynı cinsten bir çalışma mı bu?
Eyal Weizman : Hayır, tamȃmen farklı. Normal olarak, Forensic Architecture bir saniyelik bir sekans üzerine bir sene çalışabilir. Meselȃ Fransa’daki ortağımız Index’le yaptığımız gibi, polis şiddeti vakalarında çalışmamız böyle bir zaman alıyor.
Gazze’de işlenmekte olan soykırımla ilgili olarak elbette böyle davranamayız. Dolayısıyla on binlerce olay üzerine bilgi toplamaya koyularak başladık; sonra da bütün bu durumlar arasında nasıl bağlar olduğunu anlamaya çalıştık.
Forensic Architecture’ın yürüttüğü soruşturmalar dosyası için tıklayın.
Savaş suçlarına karşı, öldürülenlerin sivil mi savaşçı mı olduklarını, orantısız güç kullanılıp kullanılmadığını vb. saptamaya çalışıyoruz. Bir soykırım durumunda, vakaların muazzam çeşitliliği içindeki ilişki belirleyici oluyor. Bir sistem, bir maksat, bir plan var mı?
Birleşmiş Milletler’in Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezȃlandırılması Sözleşmesi’ne göre, soykırım mefhumunun merkezinde kasıtlılık vardır. İlk bakışta münferit vakalara bir anlam veren eylem şemalarıyla saptanabilir bu. İsrail hükûmetinin 7 Ekim’den beri yaptığı tüm soykırıma yönelik beyanların ötesinde, bizim çalışmamız o şemaları haritalarımızda göstermekten ibȃret oldu.

Ne şekilde? Araçlarınız neler?
Somut olarak, soruşturduğumuz her vakada –meselȃ bir gıda merkezinin bombalanmasında, bir tarım arȃzisinin imhȃ edilmesinde–, elimize geçen video görüntülerini korumaya alıyoruz, doğruluyoruz ve “olay”ın analizini yapıyoruz: Şu saatte, şu günde oldu, vb..
Daha sonra, o farklı hȃdiseler arasındaki ilişkilere bakmak için farklı matematiksel modellerimiz var. Arkasındaki sistem nedir? Filistin halkını tamȃmen ya da kısmen yok etmeyi hedefleyen bir planın olduğunu saptayabiliyor muyuz? Ki bu da soykırımın tanımıdır.
Eğer İsrail’in sistemli olarak tarım topraklarını imhȃ ettiğini, üstelik Gazze’ye gıda yardımının girişine engel olduğunu ve gıda dağıtımını hedef aldığını görüyorsak, o zaman maksadın ahȃliyi aç bırakmak olduğu ortaya çıkmaktadır. Gazze’deki kıtlık bu uygulamaların sonucudur.
Birleşmiş Milletler Sözleşmesi’nin II, c) maddesi, ahȃlinin “tamȃmen ya da kısmen fizikî imhȃsına yol açacak varoluş koşullarına zorla boyun eğdirilmesi” diye ifȃde ediyor bunu. İnsanları doğrudan öldürmüyorsunuz, fakat onların yaşamasını mümkün kılan altyapıyı imhȃ ederek öldürüyorsunuz.
Yiyeceğe erişimi yok ederseniz, hastȃneleri imhȃ ederseniz, okulları imhȃ ederseniz, evleri yıkarsanız –ki ben bunu “mîmȃrî şiddet” diye adlandırıyorum–, o zaman yaşam şartları ortadan kalkar ve ölüm yavaş yavaş, bȃzen dolaylı yoldan gelir.
Bugün Gazze açlıktan kırılıyor. Siz ise, özellikle Forensic Architecture’ın 18 Mart ile 1 Ağustos arasındaki dönemi kapsayan son raporunda, bunun nasıl yöntemli biçimde uygulanan bir yok etme amacına tekabül ettiğini gösteriyorsunuz.
Gazze iki tipte zemini olan uzun ve dar bir kıyı şeridi. Batısında kumlu zemin var; doğusunda killi zemin var. Gazze’deki tarımın neredeyse tamȃmı, Gazze Şeridi’nin ana arteri olan Selahaddin yolunun doğusundadır.
Soykırımın başından beri, tarlaların ve bostanların imhȃsıyla, balıkçılık araçlarının imhȃsıyla –bütün tekneler yok edilmiştir–, Filistinliler’in gıda egemenliğini ortadan kaldırmak için sistemli bir kampanya görüyoruz.

Gazze’deki tarım arȃzilerinin yok edilmesi.
© Infographie Forensic Architecture / Mediapart uyarlaması
Gazze’deki tarım arȃzilerinin yok edilmesi. © Infographie Forensic Architecture / Mediapart uyarlaması
Filistinliler’in elinde artık kendilerini besleme araçları yok. İsrail’in kontrol noktalarından geçen insȃnî yardıma bütünüyle bağımlı durumdalar. İsrail’in tam bir denetimi var; musluğu isterse açıyor, isterse kapatıyor. Birkaç kere, uluslararası baskı sonucunda biraz açmak zorunda kaldı; ama asla yeterince açmadı.
Filistin toplumunun tüm ana kalıbı, gıda dağıtımı yapılan bütün yerler, ȃileler, yardım dernekleri, cȃmiler, fırınlar, ahȃlinin dayanmasını sağlayan her şey sistemli bir biçimde hedef alındı. Onu oluşturan görünmez bağlara saldırarak Filistin toplumunu yok etme denemesi bu.