Erdoğan’ın Liderleri Araması Olumlu bir Adım!

Milli Gazete yazarı Adnan Öksüz, deprem sonrası hükümet yetkililerinin ve partilerin yapması gereken durumlara yönelik düşüncelerini ve ABD kaynaklı olup Türkiye’ye yönelik bir işgal senaryosuna dair kanatlarını belirtiyor.

Erdoğan’ın Liderleri Araması Olumlu bir Adım!

* Cumhurbaşkanı, AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın başta Saadet Partisi lideri Temel Karamollaoğlu olmak üzere siyasi partilerin genel başkanlarını araması ve deprem felaketiyle alakalı görüşmesi ‘birlik ve beraberlik’ anlamında önemlidir ve yerindedir. Son derece olumlu bir adımdır, yapıcı bir girişimdir.

* Sayın Cumhurbaşkanı, oy oranına bakmaksızın tüm siyasi partilerin genel başkanları ile görüşmelidir, kanaatimce. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, tüm siyasi partilerin genel başkanları ile bir masa etrafında bir araya gelmesi, bu sıkıntılı ve zor günlerde daha da güzel bir atmosfer meydana getirecektir diye düşünüyorum…

*** 

Ve böyle zor bir dönemde bir hatta iki teklif;

* Seçim yardımı olarak partilere verilecek Hazine parası, deprem bölgelerine aktarılmaz mı? Siyasi partilerin birlik ruhuna olan katkılarının göstergesi olması bakımından böyle bir fedakârlık yapılamaz mı?

* Elbette tüm millet olarak, bu zor dönemi aşmak için topyekûn fedakârlık yapalım. Ama bu arada tüm milletvekilleri bir maaşını AFAD’a bağışlayamaz mı?

 

BİR İŞGAL PROJESİ!

 

Analizin adı; “ABD'nin '2002 Millennium Challenge' Tatbikatı’nın Bugüne Söyledikleri.” 21 sene önce yapılan bir tatbikatın analizi bu.

Analizi yapan, müstafi Tümamiral Doç. Dr. Cihat Yaycı’nın başkanı olduğu, Türk Denizcilik ve Global Stratejiler Merkezi (TÜRKDEGS).  Web sayfasında, yaklaşık 8 ay önce yayınlanan bir analiz bu.

Analizdeki şu cümlelere dikkatinizi çekmek istiyorum:  

 * “19 Haziran 2022 tarihli Yunanistan medyası Pentapostagma haber organının gündeme aldığı bir haberde, ABD kanlı CBS TV'nin Trakya'yı Yunanistan'a, İstanbul'un batı yakasını ise Ekümenik Patrikhane Şehir Devleti olarak gösteren bir harita yayınlanmış ve haberin başlığı ise, “ABD 96 saatte Ankara'yı işgal edecek!” olarak atılmıştı.”

* “Fransız donanmasının da olası bir Türk-Yunan savaşında Yunanistan'ın yanında yer alacağını belirten haberin arka planı 2002 yılındaki “Millennium Challenge”, yani “Bin Yılın Meydan Okuması” isimli ABD tatbikatını akıllara getirdi.”

* “Millenium Challenge 2002; ABD Ordusunun “Bin Yılın Meydan Okuması” ismi altında, 24 Temmuz 2002’de Lozan’ın yıl dönümüne gelen bir tarihte, Nevada Çölü’nde icra ettiği 22 gün süren bir tatbikat olarak kayıtlara geçmişti.”

* “Tatbikatın senaryosu ise hayli ilginçti çünkü Akdeniz'de bir ada sorunu yaşayan ve birçok azınlık barındıran bir ülkeyi kapsayan bir tatbikat. Hedef ülkenin stratejik açıdan iki kıtayı birbirinden ayıran bir su yolunun üzerinde ve iki kıtada birden toprağı bulunuyor.”

* “Senaryo şöyle: Hedef ülke, bazı denizyollarını kontrol etmektedir. Bir ada ülkesiyle şiddetli sorunları vardır. Bu ülkede çok büyük bir deprem olur. Sivil hükümet depremle mücadele edemez ve kaos durumunda ordu duruma el koyar. Uluslararası yardım çağrısı yapılır. ABD yardımlarının kendi askerleri tarafından yapılmasını şart koyar. Böylece ülkeye girmekte olan ABD askerlerinin miktar ve faaliyetlerinden kuşkulanan hedef ülke ordusuyla ABD ordusu arasında savaş çıkar ve ülke 96 saat içinde işgal edilir.”

* “Associated Press’in iddiasına göre ise tatbikat senaryosunda hedef ülkenin Türkiye olduğu bilgisi haberleştirilmişti.”

***

Sizce de son derece ilginç bir analiz değil mi?

 

HALKIN TALEPLERİNİ ANLAYIŞLA KARŞILAMAK!

Merhum Vali Recep Yazıcıoğlu’nun, Erzincan’da göreve başlayışının ardından altı ay gibi bir süre geçmişti. 13 Mart 1992 tarihinde Erzincan Depremi meydana geldi.

Halk evlerine giremiyor, çadır istiyordu. Dağıtılan çadır yeterli değildi. Beş kişi çadır istiyorsa ancak ikisi, üçü alabiliyordu. İstekler karşılanamayınca halk ayaklanmış, Dörtyol kavşağından valiliğe doğru yürümeye başlamıştı.

Yardımları dağıtan kişilerin de depremzede olması sebebiyle herkes kendi ailesini çocuklarını düşünüyor, doğal olarak yardımların dağıtımını istenilen biçimde gerçekleştiremiyorlardı.

Valiliğin önünde halk toplandı. Halk burunlarından soluyordu. Bakkallar kapalı, bankalar kapalı, zenginin de fukaranın da cebinde para yok. Ceplerinde para olanlar alışveriş yapacak yer bulamıyor, evlere girilemiyordu. Gidebilecek yeri olanlar, evleri yıkılanlar birer ikişer kurtarabildikleri eşyalarla şehri terk ediyorlardı. Kalanlar ise sıkıntılarla karşı karşıyaydılar. 

O ortamı gazeteci-yazar Halil İbrahim Özdemir şu cümlelerle anlatıyor: “Valiliğin önündeki alanda adım atacak yer yoktu. Halk bir ağızdan “Vali istifa” diye bağırıyordu. Vali Yazıcıoğlu, konutundan çıkıp halkı yara yara bir polis aracına doğru yürüdü. Polis aracının üzerine çıkıp eline aldığı megafonla orada bulunanlara çok etkili bir konuşma yaptı: “Ben de sizlerin yaşadıklarınızı yaşıyorum. Sizleri çok iyi anlıyorum. Benim de sıkıntılarım var. Sıkıntıları çözmek için elimizden geleni yapıyoruz. Problemlerinizi hükümete bildiriyorum. Gerekli tedbirler alınacak.” Biraz önce “Vali istifa” diye bağıran kalabalık, sloganını değiştirmiş, bu defa “Hükümet istifa” diyerek bağırmaya başlamıştı.”

Peki, sonra ne mi oldu? Vali Recep Yazıcıoğlu, o öfkeli kalabalıkla kol kola Dörtyol’a kadar yürüdü. Sonra da, “Arkadaşlar yürüyüşümüz burada sona ermiştir” diyerek halkı dağıtmayı başardı.

***

Bir iki gün sonra dönemin başbakanı Süleyman Demirel, Erzincan’a geldi. Belediye binasının balkonundan halka hitap etti. Halkın “Vali istifa!” sloganları karşısında Vali Recep Yazıcıoğlu, Başbakan Süleyman Demirel’e; “Efendim isterseniz hemen istifa edeyim!” demesi üzerine, “Hayır hayır, istifa etmeni gerektirecek bir durum yok. Bu tür durumlarda bunlar olağandır!” diyerek Yazıcıoğlu’nun istifasını engelledi.

***

Birçok kez deprem yaşamış biri olarak şunu söyleyebilirim; deprem olan bölgelerde halkın talepleri ve isteklerinin en kısa sürede gerekli mercilere iletilmesi hayati derecede önem taşımaktadır. 

Bu kez meydana gelen çok çok büyük bir alanda meydana gelen bir büyük felaket! 

Bunu da elbirliğiyle, gönül birliğiyle, bir ve beraber olarak aşacağız, inşallah.

Bu arada, Cumhurbaşkanı Erdoğan 10 ilde 3 ay süreyle Olağanüstü Hâl ilan etti.

Depremde vefat edenlere Rabbimden rahmet diliyorum. Yaralılara acil şifalar temenni ediyorum. Allah (C.C.) hepimizi korusun. Amin!