Almanya Başbakanı Friedrich Merz ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ortak basın toplantısında konuştu. Ortak basın toplantısında CHP'nin tutuklu Cumhurbaşkanı adayı ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun durumuyla ilgili soru damgasını vurdu. Alman gazetecinin İmamoğlu ile ilgili sorusunun üzerine Erdoğan, "Eğer hukuku ayaklar altına alırsanız yargı devletinde yargı makamları ne gerekiyorsa onu yapmak zorundadır," sözleriyle İBB'ye yönelik operasyonları savundu. Merz ise Alman gazetecinin İmamoğlu sorusuna yanıt olarak "Ayrıntılı bir şekilde görüştük, endişelerimi ifade ettim. Örneğin yargının bağımsızlığıyla bizim anlayışımızla bağdaşmayan konular olduğunu söyledim." dedi. İki liderin ortak toplantısındaki bir diğer çarpıcı gündem ise İsrail konusunda yaşanan anlaşmazlık oldu. Türk gazetecinin İsrail'e olan desteği konusunda Berlin'in pozisyonunu hatırlatması üzerine Merz, "İsrail kendini savunma hakkını kullandı ve tek bir kararla gereksiz kurbanların önü kesilebilirdi. Hamas rehineleri daha erken bırakabilirdi ve silahları bırakabilirdi; o zaman bu savaş hemen sona ererdi. Gazze'deki çocuklar, onların beni gerçekten çok üzen kaderleri Hamas'ın birer rehinesiydi. Umuyorum ki bu artık sona erer." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Almanya Başbakanı Merz, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeki ikili ve heyetler arası görüşmenin ardından ortak basın toplantısı düzenledi.

Erdoğan ve Merz'den ortak basın toplantısı
Erdoğan'ın ortak basın toplantısındaki konuşmasından satır başları şöyle:
"Türkiye birlik ilişkilerinin stratejik öneminin daha iyi anlaşılacağına inanıyorum. Bugün Batı Almanya ile ülkemiz arasında imzalanan iş gücü anlaşmasının 64. yıl dönümünü idrak ediyoruz. Ellerinde bavulları, kalplerinde sıla hasretiyle kardeşlerimiz bugün 3,5 milyona varan nüfuslarıyla Almanya'nın kalkınmasına katkı sundular.
Değerli dostum ile görüşmemizde Almanya'da yaşayan Türk toplumunun ortak zenginliğimiz olduğunu teyit ettik. Kardeşlerimizin kazanımlarına verdiğimiz önemin altını çizdik. Avrupa'da son yıllarda artışı bir türlü engellenemeyen, yer yer ırkçılığa varan İslam karşıtlığına verdiğimiz ehemmiyeti vurguladık. Vatandaşlarımızın bulundukları ülkelere entegrasyonunu hep destekledik.
Erdoğan: Savunma sanayii konusunda geçmiş sıkıntıları geride bırakmamız gerekiyor
Türkiye ile Almanya arasındaki müstesna ticari ve ekonomik ilişkiler olumlu seyrini sürdürüyor. Almanya, Türkiye'nin Avrupa'daki en büyük ticaret ortağı.
Avrupa'da değişen güvenlik koşulları ışığında savunma sanayi ürünlerinin tedariğinde geçmiş sıkıntıları geride bırakarak ortak projelere odaklanmamız gerekiyor. Eurofighter süreci gibi Almanya'nın son dönemde bu alanda attığı olumlu adımları memnuniyetle karşılıyoruz. Türkiye'nin savunma konusunda yakaladığı ivme dikkate alındığında Almanya ile geniş imkanlara sahip olduğumuz görülüyor. Bu iş birliğini daha da güçlendirebiliriz.
Bugün ayrıca terörle mücadeledeki beklentilerimizi de değerli dostumla paylaştım. Terör örgütleriyle ortak mücadelenin önemine dikkat çektim. Bölgesel ve küresel meselelerde de fikir alışverişinde bulunduk.
Türkiye olarak Gazze'deki soykırım ilk günden itibaren gündeme taşıdık. Bu mezalimin yeniden yaşanmamasına ve bölgede kalıcı barışın anahtarı olan iki devletli çözüme dair görüşlerimizi kendilerine aktardık. Evvela bölgeye yardımların kesintisiz ulaştırılması gibi yeniden yapılanma sürecinde de herkesin taşın altına elini koyması gerektiğini ifade ettim.
Sayın Şansölye ile komşumuz Suriye'deki gelişmeleri de ele aldık. Devrimden bu yana geçen 11 ayda Cumhurbaşkanı Şara'nın liderliğinde Suriye kalıcı barış, huzur ve ekonomik kalkınma yolunda ciddi ilerlemeler kaydetti. Yaptırımların kalkmasına paralel olarak bu sürecin daha da hızlanacağı inancındayız. Ülkenin toprak bütünlüğü ve birliğinin muhafazası suretiyle Suriye halkının tüm fertlerinin refah ve esenliği bizim için öncelikli hedeftir. Bu noktada 10 Mart Mutabakatı'nın uygulanmasına büyük önem atfediyor, bu yönde verilen mesajları dikkatle takip ediyoruz.
Almanya'nın da Suriye konusunda bizimle eş güdüm içinde çalışmaya atfettiği önemin farkındayız.
Ukrayna-Rusya Savaşı konusunda da görüş alışverişimiz oldu. Savaşın adil ve kalıcı şekilde çözümü için diplomatik çabaların sürdürülmesini önemli görüyoruz.
Güçlü temellere ve çok katmanlı ilişki ağına sahip Türk-Alman iş birliğinin Avrupa'nın ve mücavir coğrafyalarımızın güvenliği için vazgeçilmez olduğunu bugün bir kez daha teyit etmiş olduk. Bu anlayışla Almanya'yla yakın iş birliği içinde çalışmayı önümüzdeki dönemde de sürdüreceğiz"
Merz: Türkiye neredeyse bizi meşgul eden tüm dış politika ve güvenlik politikası konularında çok önemli bir aktör
Erdoğan'ın ardından sözü Alman Başbakan Merz aldı. Merz'in konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
"Ankara'ya beni davet ettiğiniz ve dostane misafirperverliğiniz için çok teşekkürler. Bu özel bir gün. Çünkü ortak tarihimizi bugüne kadar şekillendiriyor. Söylediğimiz gibi iş gücü anlaşmasının başlangıcı zamanında misafir işçi olarak tanımladığımız insanlar misafir işçiler çağırıldı ama insanlar geldi. Aileleri geldi. Bu insanlar olmasaydı, bu aileler olmasaydı Almanya 60 yıl önce ekonomik kalkınmayı aynı şekilde başaramazdı. Bugün bu insanlar artık üçüncü kuşaktır Almanya'da yaşıyorlar ve bazıları tarih yazıyor. Örneğin BionTech kurucuları sayın Uğur Şahin ve Prof. Dr. Özlem Türeci gibi... Bazıları hemşire, polis memuru olarak sorumluluk taşıyorlar toplumumuzda. Büyük bir çoğunluğu artık kendilerini devletimizin ve ülkemizin bir parçası olarak vatandaşları olarak görüyorlar. Çünkü bu toplumumuzun birer parçası hepsi. Hepimize fayda sağlıyor ve günümüzün ekonomik rakamları bunu gösteriyor. Şu anda Almanya'da 80 bin Türkiye kökenli işletmeci, yaklaşık 400 bin kişiye istihdam sağlıyor. Türkiye'de yaklaşık 500 Alman şirketi, 200 bin insana istihdam sağlıyor. Bu bizim bağlarımızı eşsiz bir şekilde geniş ve derin olduğunu gösteriyor.

