Erdoğan 'evet' demişti: NATO zirvesinde Hakan Fidan detayı

Aylarca üyeliklerini veto edeceğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan NATO zirvesinde İsveç ve Finlandiya'nın üyeliklerine 'evet' demişti. Zirvede hakan fidan detayı dikkat çekti.

Erdoğan

Türkiye'nin aylarca veto edeceğini açıklayan Cumhurbaşkanı Erdoğan Madrid'deki NATO zirvesinde İsveç ve Finlandiya ile üçlü memorandum imzalayarak evet demişti. Anlaşmanın ise toplantıda değil kahve molasında şekillendiği detayları haberlere yansımıştı.

NATO zirvesinde yaşananların perde arkası ortaya çıktı.

Ertuğrul Özkök "Bayram Mektubu" üst başlığıyla yazdığı köşe yazısında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın NATO zirvesi öncesi Finlandiya ve İsveç'in NATO'ya katılımıyla ilgili yaptığı üçlü görüşmedeki çözüme ulaştıran ismi yazdı. Özkök, Erdoğan'ın sözleriyle soğuk başlayan toplantının Hakan Fidan'ın kahve molasında yaptığı müdahale ile şekillendiğini belirtti.

Özkök'ün yazısı şu şekilde:

"İlk sözü Erdoğan alır ve aynen şunu der:

“Aslında sizinle görüşmeye hiç niyetim yoktu. Sırf arkadaşım Stoltenberg’in ısrarını kıramadığım için buradayım…”

Tabii salonda buz gibi bir hava eser.

Sanki toplantı başlamadan bitmiştir.  

Oysa Türk heyetinin teknik üyeleri, bu toplantıdan önce yapılan ön görüşmelerden çok memnun ayrılmışlardı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu çıkışı onlar için de şaşırtıcı olmuştur.

Bunun anlamı da açıktır.

Türkiye Cumhuriyetinin siyasal liderliği bu ön görüşmeden tatmin olmamıştır.

Erdoğan kesin karalıdır.

İki ülke PKK, YPG ve FETÖ’ye desteğini kesmedikçe, bu üç örgütü terörist ilan edip, elemanlarını sınır dışı etmedikçe Türkiye NATO’ya girmelerini veto edecektir.

KUZEYLİ LİDER SÖZ ALIYOR VE İLGİNÇ BİR TEZ GETİRİYOR

Kuzeyli liderler Erdoğan’ın bu çok sert tavrından rahatsız olmuşlardır.

Hangisi olduğunu tesbit edemedim ama, içerden gelen sağlam bilgiye göre  bu iki liderden biri şunları söylüyor:

“İyi de bize bunları söylüyorsunuz ama öteki NATO üyesi ülkeler ne olacak? Onlar bu iki örgüte terör örgütü dememeye devam ediyor. NATO üyeleri olarak  hala YPG’ye malzeme yardımı yapmaya devam ediyor.”

Hiç te haksız olmayan bir tezdir bu…

BİZ SİZE DEĞİL, SİZ BİZE UYACAKSINIZ

Ama Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın buna cevabı da baştaki sözleri gibi serttir:

“NATO üyeliği sizin doğal hakkınız değil, bizim size tanıyacağımız bir imtiyazdır. O nedenle kuralları siz koyamazsınız…”

Arkasından da son cümlesi gelir:

“Yani siz bizim kurallarımıza uyacaksınız…”

Baştaki soğuk hava yavaş yavaş donmaya doğru gitmektedir.

Çünkü iki ülke de PKK, YPG ve FETÖ’yü terör örgütü olarak tanıma niyetinde değildir.

KAHVE MOLASI İMDADA YETİŞİYOR

İmdatlarına kahve arası molası koşar.

Böyle uluslararası toplantılarda iş çıkmaza girerse, en iyi ve pratik yol bir kahve molası vermektir.

Çünkü bu mola “Pratik ve gerçekçi bir formülün” bulunması için son şanstır.

Bunu da kimden öğreniyoruz?

Finlandiya Dışişleri Bakanı Pekka Haavisto’nun geçen hafta Reuters’a verdiği mülakattan…

SALONDA ERDOĞAN’IN ARKASINDA OTURAN BİRİ DEVREYE GİRİYOR

İşte bu kahve molasında, o ana kadar sessiz kalan bir Türk yetkili devreye girecektir.

Bu yetkili, toplantıya girerken Reuters’ın geçtiği ilk fotoğrafta olmayan bir kişidir.

İçerde salonda ise masanın etrafında oturanlar arasında yoktur.

Ama arka sırada Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın hemen arkasında oturmaktadır.

Yanında oturan kişi de İbahim Kalın’dır.

Bu kişi MİT Müsteşarı Hakan Fidan’dır…

HAKAN FİDAN’IN BULDUĞU ÇÖZÜM FORMÜLÜ ŞUDUR

Kahve molasında gayrıresmi sohbetler yapılırken o söze girer ve şunu söyler:

“Eğer İsveç ve Finlandiya, YPG ve Gülenciler konusunda bağlayıcı bir teminat vermezse Cumhurbaşkanı Erdoğan bu anlaşmayı asla imzalamayacak.”

O zaman çözüm ne?

İşte bu noktada Hakan Fidan şu çözümü önerir:

“İsveç ve Norveç adı geçen bu örgütlere “Terör örgütü” demesin, ama bunlara hiçbir yardım sağlamayacağı konusunda güvence versin ve bu anlaşma metnine girsin.”

Çözüm bulunmuştur.

Bu ifade aynen böyle memorandum metnine girer.

BELKİ DE TÜRKİYE’NİN BATI’DAN KOPMASINA ENGEL OLAN BİR ÇÖZÜM

Türkiye bu sonuçtan memnundur.

Çünkü bu iki örgütün adı ilk defa uluslararası bir metine girmiştir.

Ayrıca bu çözüm, Türkiye’nin Batı’dan tamamen kopmasına kadar  gidebilecek bir yolu kapamıştır.

Zirve sonrası memnun olmayan tek NATO üyesi ise muhtemelen ABD’ydi.

Çünkü Fethullah Gülen hala Pensilvanya’da oturuyordu ve ABD’nin bunu izah etmesi de giderek güçleşiyordu.

Bu müzakere Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da şahsi diplomasisinin nasıl etkili olduğunu açıkça gösteriyordu."