Tarih: 02.05.2023 23:30

Erdoğan çok rahat!

Facebook Twitter Linked-in

“Erdoğan, çok rahat!..” En fazla bir kahve sohbetinde söylenebilecek bu laf, kanaat önderi postunda oturanlar tarafından rahatlıkla ve büyük bir iddiayla ifade edilebiliyor. Oysa gerçek hayat, onların kerameti kendinden menkul bir özgüvenle dillendirdikleri istikamette akmıyor, hatta tam tersi bir seyir izliyor: Erdoğan hiç rahat gözükmüyor!

2019 yerel seçimleri öncesinde, bilhassa İstanbul ve Ankara için, muhalif çevrelerin bir kısmını etkisi altına alan bir şayia vardı: “Erdoğan, seçimleri kaybetmez. Kaybedeceğini düşünürse, bir bahane bulur, seçimleri yapmaz. Ola ki seçimlere gitti ve kaybetti, yine de iktidarı kimseye bırakmaz.”

Seçim yapıldı, Erdoğan kaybetti ve kazananlar gelip makamına oturdu. Büyük bir özgüvenle dile getirilen iddiaların hepsi çürüdü gitti. Ne var ki, 2023 seçimleri arifesinde de benzer argümanlar dile getirildi. Bilhassa 6 Şubat’ın ardından, Erdoğan’ın depremleri vesile kılarak seçimleri bir yıl kadar erteleyeceği yazıldı çizildi. Anayasaya göre imkânsız olmasına rağmen, Yüksek Seçim Kurulu marifetiyle Erdoğan’ın böyle bir yola başvuracağı söylendi.

Lakin o da olmadı; hatta seçimler normal vaktinden bir ay öncesine çekildi. Ancak bu kez başka bir laf dolaşıma sokuldu: “Erdoğan, çok rahat!” En fazla bir kahve sohbetinde, dostlar arasında ve sıcak bir muhabbet esnasında söylenebilecek bu laf, kanaat önderi postunda oturanlar tarafından rahatlıkla ve büyük bir iddiayla ifade edilebiliyor.

Elbette bir ima var bunun arkasında. Erdoğan’ın seçimleri kazanmak için, sandığa ve oy sayımına müdahale dâhil, gerekli bütün tedbirleri aldığı ve seçimi gerçekte bir formaliteye dönüştürdüğü iması! O, zaten bütün hazırlıklarını tamamladı, seçimleri garanti altına aldı, sadece günlerin geçmesini bekliyor, rahatlığının nedeni bu!

Bittabi bu iddiada bulunanlar, muhataplarına herhangi bir müşahhas delil göstermiyorlar. O zaman da iddia boşlukta kalıyor. Kimi müddei, bu zaafı gidermek için, iddiasına kanıt olarak Erdoğan’ı tanımalarına işaret ediyorlar. İddialarının gücünü, Erdoğan’ı uzun süreden beri ve yakından bilmelerine bağlıyorlar. Şahsi bilgi ve tanıklıklarını, karşı konulmaz bir delil statüsüne yükseltiyorlar ve bizlerden söylediklerine bunun için itibar etmemizi bekliyorlar.

Erdoğan’ın değil, zihni konformistlerin rahatlığı

Oysa gerçek hayat, onların kerameti kendinden menkul bir özgüvenle dillendirdikleri istikamette akmıyor, hatta tam tersi bir seyir izliyor. Zira hem eylemde ve hem de söylemde Erdoğan ve ekibi çok hareketli gözüküyor. Gerek seçim öncesinde (maaş zamları, EYT düzenlemesi) ve gerek seçim kararı alındıktan sonra, iktidar, bir taraftan elindeki bütün araçları sahaya sürüyor, diğer taraftan da son derece sert bir dille muhalefetin üzerine yürüyor. Bu çerçevede bazı faaliyetleri hatırlamak faydalı olabilir:

Hiç de rahat birinin yapacağı işlere ve söyleyeceği sözlere benzemiyor bütün bunlar. Aksine, belki de hiçbir zaman olmadığı kadar seçime asılmış bir Erdoğan; o klişe ifadede olduğu gibi, bütün tuşlara aynı anda basan bir Erdoğan portresi var karşımızda!

Sultan Ahmet Camii’nin avlusunda bile siyasi propaganda yapan, 23 Nisan törenlerindeki çocuklara dahi muhalefeti şikâyet etmekte beis görmeyen, can havliyle HÜDA PAR ve DSP’ye sarılan, YRP’nin siyasi kaprislerini sineye çeken bir adayın rahat olduğu söylenebilir mi Allah aşkına?

Eğer bir rahatlıktan söz edilecekse, o rahatlık, ancak zihni konforlarından vazgeçmeyenlerin rahatlığı olabilir, Erdoğan’ın değil.

 

Kaynak: Farklı Bakış




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —