Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, alkol eleştirilerinin ardından kendilerine yönelik “yasakçı” suçlamalarına yanıt verdi. “Alkolün sebep olduğu toplumsal felaketlere dikkat çektiğimiz için yasakçı ilan edildik” diyen Erdoğan, "23 yıldır olduğu gibi ne kimsenin hayat tarzına müdahale ettik ne de kimsenin yediğine içtiğine karıştık." diye konuştu.
Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkanlar şöyle;
Bugün itibariyle Yeşilay 81 ilimizdeki 120 şubesi, 105 danışmanlık merkezi, 145 bin gönüllüsü ve rehabilitasyon merkezleriyle ülkemizin dört bir yanında faaliyet gösteriyor. Yurt içi ve yurt dışında son derece kıymetli işlere imza atan Kızılay sivil toplumda öncü ve ufuk açıcı roller üstleniyor. Bu geniş ailenin her bir ferdine şahsım ve milletim adına teşekkürlerimi iletiyorum.
"SAĞLIKSIZ BİR TOPLUMUN GÜÇLÜ OLMASI ASLA MÜMKÜN DEĞİL"
Güçlü birey güçlü aileyi, güçlü aileyi güçlü milleti, güçlü millet güçlü devleti meydana getirir. Sağlıksız bir toplumun güçlü olması asla mümkün değildir. Sıhhatlı bünyenin en büyük düşmanlarından biri ise bağımlılıktır. Kişiyi içten içe çürüten toplumu adım adım ifsad eden bu illetle mücadele hepimiz için hayati bir önem taşıyor. İnsanlarımızı bağımlılığın her türlüsünden uzak tutmamız gerekiyor. Özellikle gençlerimizin korunması çok ama çok mühimdir. Devlet olarak bağımlılığın her çeşidi ile mücadele üzerimize düşen görev ve sorumluluklarımızı elimizden getirmeye özen gösteriyoruz.
"EMNİYET BİRİMLERİMİZ SUÇ ŞEBEKELERİNE GÖZ AÇTIRMIYOR"
Tütün ürünleri, yasaklı maddeler, alkollü içecekler, internet ve ekran bağımlılığından kumar bağımlılığına karşı caydırıcı önlemler alıyoruz. Bu konuda gerçekten büyük bir hassasiyetle hareket ediyoruz. İlgili bakanlıklarımız, belediyelerimiz kurum ve kuruluşlarımız, temiz zihinler, sağlıklı nesiller güçlü bireyler yetiştirmek için seferberlik ruhuyla çalışıyor, emniyet birimlerimiz yüzlerce operasyonla zehir tacirlerine ve suç şebekelerine göz açtırmıyor.
Evlatlarımızın canı üzerinden para kazanmaya çalışan alçaklara nefes aldırmıyoruz. Yeşilayımız başta olmak üzere sivil toplum kuruluşlarımızın birçoğu da aynı şekilde yüksek vazife şuuruyla çalışmalarını sürdürüyor. Her alanda yoğun çaba içindeyiz. Bağımlılıkla mücadele konusunda elini taşın altına koyan, fedakarca çalışan her bir kardeşime buradan teşekkür ediyorum. Bununla birlikte asli görevin ailelere düştüğünü de özellikle ifade etmek istiyorum. İnternetin yaygınlaşmasıyla birlikte tehditler yaygınlaştı, çeşitlendi. Eskiden çok zor ulaşılan şeyler şimdi yalnızca bir tık mesafesinde.
"ÇOCUKLARIMIZ EBEVEYNLERİYLE GEÇİRDİĞİ ZAMANDAN DAHA FAZLASINI SANAL ALEMDE GEÇİRİYOR"
6-10 yaş grubu çocukların üçte birinin günlük internet kullanım süreci 1 saat ve üstü. 11-15 yaş grubunda bu oran yüzde 55'e yaklaşıyor. Çocuklarımız ebeveynleriyle geçirdiği zamandan daha fazlasını sanal alemde geçiriyor. Dünya nüfusunun yüzde 27'si akıllı telefon, yüzde 17'si sosyal medya, yüzde 14'ü internet, yüzde 6'sı ise oyun bağımlısı olarak ifade ediliyor. Akıntıyı tersine çevirmek mümkün olmadığına göre ne yapacaksak bunu göz önünde bulundurarak yapacağız. İnternet ve sosyal medya içeriklerini gençlerimizi, değerlerimizi, toplum yapımızı hedef aldığımı dönemde ailelerimiz çok dikkatli olmalıdır.
Sanal bahis, kumar girdabında boğulmuş nesiller istemiyorsak, yuvaları yıkan alkol ve madde bağımlılığını bertaraf etmekte kararlıysak, LGBT gibi sapkın akımlar toplum bünyemizi enfekte etmesin, yeni kuşakları zehirlemesin diyorsak, bilgili, şuurlu, sağlıklı nesillerle Türkiye Yüzyılı hedeflerimize ulaşalım diyorsak bu mücadeleyi hep birlikte omuz omuza vermek mecburiyetindeyiz.