Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz

ENDÜLÜS AJANDASINDAN TÜRKİYE YÜZYILI ADLI ESER ÇIKTI!

Mustafa Kurt’un, “Endülüs Ajandasından Türkiyeb Yüzyılı” adlı eseri, “çıra akademi” etiketiyle yayınlandı.

ENDÜLÜS AJANDASINDAN TÜRKİYE YÜZYILI ADLI ESER ÇIKTI!

Vahiy kaynaklı dinler, kültür ve medeniyetin çatı kavramını teşkil eder. Kültür; homojen insan guruplarının; günlük faaliyetler ile duygu ve düşüncelerin zaman içerisinde hayata kazınmasıyla oluşturdukları standartlardır. Medeniyet ise büyük insan topluluklarının, maddi ve manevi birikimlerini siyaset/devlet ve hukuki zemine yansıtmalarıyla elde ettikleri müktesebattır. Kültürün oluşması için şehir gibi fiziki bir zemine ihtiyaç duyulmazken; medeniyetin oluşması için fiziki zemine ihtiyaç duyulur. Varlık bilgisinin oluşu ifade edilirken; Hz.Adem (a.s)'e eşyanın isimleri öğretilmiş ve O'na bunları geliştirici potansiyel (hikmet) de verilmişti. Bu durum bizlere, İslam Medeniyeti'nin daima iki boyutlu gelişmeyi önerdiğini gösteriyor.

İslam Medeniyeti, 622-1500 yılları arasında altın çağlarını yaşamış, medeniyetin sıfır noktasını ise şüphesiz Medine İslam Şehri'nin kuruluşu belirlemiştir. Medeni tekâmül süreci içerisinde; Abbasi, Endülüs, Selçuklu, Osmanlı vb. devletlerin birçok uygulamasını görmekteyiz. Bu uygulamalardan incelemesini yaptığımız Endülüs İslam Medeniyeti bizlere gurur ve acıyı birlikte yaşatıyor... Bu durumun nedeni ise mamur şehir, erdemli toplum, istikrarlı devlet olarak özetleyebileceğimiz mücadele etmeden düşmana teslim edilen devletin sonu, her zaman olduğu gibi Beni Ahmer Devlet'inde de zillet ile sonuçlanmıştı. Bu ifadeyi şehri teslim eden Abdullah es-Sağir' in annesi, ağlayan Sultan'a "...erkekler gibi savaşmadın şimdi kadınlar gibi ağla..." sözüyle zilletin son durumunu tasvir etmişti. Böylece Endülüs ile birlikte İslam medeniyetinde, Bağdat'ın kaybından çok daha acı sonuçları olacak büyük bir kırılma meydana geliyordu...

Batılılar, Endülüs'ü siyasi olarak kazanmanın yanında ganimet ve ilmi birikimlerini de alarak bir nevi kendi medeniyetimizin dilinde Nizam-ı Alem olarak ifade edebileceğimiz dünyaya hakim olma emellerini devam ettirmişlerdir. Batı medeniyetinin, son dönemeçte ise materyalist bir sürece evrilerek, maddi özgürlüklere dayalı tek boyutlu bir dünya kurduğu ortadadır. Bununla birlikte, İslam medeniyetinin iki boyutlu medeniyet terakkisini kaybetmesi, dünyayı medeniyet krizinin içine sokmaktadır. Medeniyet sahnesinde ortaya çıkan bu boşluk, Türkive öncülüğünde bir İslam dünyası tavrına dönüşecek mi? İslam medeniyetinin kendisini yeniden üretmesi gerçekleşebilecek mi? Tarih bize göz kırpıyor ve kapı aralıyor sanki... Ülkemizin, tarihin bu çağrısına "Türkiye Yüzyılı açılımıyla cevap verdiğini düşünüyorum... İslam medeniyetinin Türkiye Yüzyılı ufkunda kendisini yeniden üretebilecek imkanları yakalaması en büyük dileğim... Bu dileğim okurumuzun huzurunda " Endülüs Ajandasından Türkiye Yüzyılı" başlığı ile kitaba ismini vermiştir. Çalışma bizden, tevfik ise Allah (c.c)'a aittir. Rabbimizin mağfiretine muhtacız...



Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


YAZARLAR

Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz

HABERLER