Dünya Uygur Kongresi Başkanı Dolkun İsa'nın Türkiye'ye girişine ret

Mahkeme tarafından Türkiye'ye giriş yasağının kaldırılmasına rağmen Dünya Uygur Kongresi Başkanı Dolkun İsa'nın Türkiye'ye girişi reddedildi. Dünya Uygur Kongresi, mevcut durumu 'haksızlık' olarak nitelendirildi.

Dünya Uygur Kongresi Başkanı Dolkun İsa

Mahkeme tarafından Türkiye'ye giriş yasağının kaldırılmasına rağmen Dünya Uygur Kongresi Başkanı Dolkun İsa'nın Türkiye'ye girişi reddedildi . Dünya Uygur Kongresi, mevcut durumu 'haksızlık' olarak nitelendirildi.

Dünya Uygur Kongresi Başkanı Dolkun İsa'nın Türkiye'ye girişi Ankara İdare Mahkemesi'nin yasağı kaldıran yakın tarihli kararına rağmen engellendi. İsa'nın ülkeye girişinin engellenmesi sonrası açıklama yayımlayan Dünya Uygur Kongresi, bu durumdan 'üzüntü duyduklarını' ifade etti.

TÜRKİYE'YE GİRİŞİ ENGELLENDİ

Yapılan açıklamada, İsa'nın Türkiye'ye geldikten sonra ilk olarak 1994-1996 yılları arasında Türkçe dil kursu ve siyaset bilimi alanında yüksek lisans yaptığı belirtilerek, "1996 yılında Almanya'dan siyasi sığınma hakkı aldı. Ağustos 2008'de Antalya havaalanında girişi engellendi ve 23 saat gözaltında tutulduktan sonra Almanya'ya geri gönderildi. Aynı durum 11 Ekim 2016'da tekrar meydana geldi. O zamandan sonra Sayın İsa, Türkiye Göç İdaresi Genel Müdürlüğü tarafından reddedilen davasına itiraz etti. 2008'den bu yana, İsa'nın ulusal güvenliğe yönelik tehdit iddiaları nedeniyle Türkiye'ye girişi reddedildi" denildi.

"HAKSIZ YERE SUÇLANDI"

İsa'nın 1997 yılında Çin hükümetinin talebi üzerine INTERPOL tarafından yayınlanan kırmızı bültenin sivil toplum ve diplomatik baskı çalışmalarıyla 2018 yılında kaldırıldığının hatırlatıldığı açıklamada, şu ifadelere yer verildi: "Kırmızı bülten, İsa'nın birkaç ülkeye seyahat etmesini engelledi ve başka yerlerde gözaltına alınmasına yol açtı. İsa, Türkiye'de ulusal güvenliğe karşı tehdit oluşturmakla haksız yere suçlandı.

"TÜRKİYE TEMEL HAKLARA SAYGI GÖSTERMELİ"

Dünya Uygur Kongresi, Türkiye'nin ve uluslararası toplumun, Çin hükümeti tarafından gönderilen siyasi talepleri, herhangi bir yasal süreç veya delil olmaksızın kabul etmek yerine özenle incelediğini bir kez daha yineler. Avrupa Birliği'ne aday bir ülke olarak Türkiye, kendi yargı mahkemelerinin yanı sıra; yargı süreci ve hareket hakkı gibi evrensel temel haklara saygı göstermelidir."