Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz

"Düğünlerimiz, çocuk eğitiminde sınıfta kaldığımızın ilanı oldu"

İlahiyatçı Mustafa Aydın, "Düğünlerimiz, çocuk eğitiminde sınıfta kaldığımızın ilanı oldu" başlıklı yazısında Müslüman ailelerin düğünleri ile ilgili muhasebe çağrısı yaptı.

İlahiyatçı Mustafa Aydın, Yeni Sakarya Gazetesi’nde yayınlanan yazısında Müslüman ailelerin düğünleri ile ilgili muhasebe çağrısı yaptı.

 

“Kimseyi Kınamıyorum Ama Üzülüyoruz” başlıklı yazı şu şekilde:

Bu yazıyı yazmak kolay değil çünkü darılan ve üstüne alanlar olacak. Meselem şahsi değildir. Düğün mevsimi açılmaya başladı ve bu kültürümüz olumlu ve olumsuz denen taraflarda düşündürücü ve zor bir döneme girmektedir.

Bizim kültürümüzde genellikle ebeveynin rehberliğinde düğün yapılır. Müslüman insan çocuğunu kız veya erkek olsun manen eğitmek zorundadır ve bu farzdır. Kuranı Kerim aile ve çocuk örnekleriyle bize yol göstermektedir. Her çocuk inancından kendi adına sorumludur. Lakin anne ve babanın eğitim sorumluluğu vardır. Bu görevi hakkıyla yapmayanlar özellikle düğünlerinde bu vazifede başarısız kaldıklarını topluma ilan etmektedirler. “Ey dostlarım gördüğünüz gibi çocuklarımızı dinimize göre yetiştiremedim siz de şahit olun dercesine yüzlerce insanı bu vebale şahit kılmaktadır.”

Peki, böyle aileler çocuğunu evlendirmesin mi? Evlendirsin ancak olumsuz duruma dostları şahit tutarak günahı alenen işlemeyi meşru görmemelidir. Gelin kıyafetlerinin medyaya yansıyan ve bazen de şahit olduğumuz bir kısmı maalesef ev içi kıyafeti bile değildir. Dekolte ve yırtmaçlı tarifi insanı üzecek bir durumla karşı karşıyayız. Elbette tüm aile ve çocuklar böyle değil fakat eskiye nispetle gelin ve damat dansları ve yakın akraba ve dostlarımızın bir kısmının kontrolsüz giyimi ile düğünü organize eden şirketin görevlendirdiği bayanlara varıncaya kadar nahoş durumları yaşamaktayız.

Dini tahsil almış veya bu görevde vazife ifa edenlerin bazılarının çocuklarının da böyle olması çok düşündürücüdür. Davete katılanlarda ev sahibinin hassasiyetini düşünmemektedirler. Davete katılan erkeklerin bazıları gelinle sarmaş dolaş olmaları ise akıl tutulmasından başka bir şey değildir. Mahremiyet ve tesettürün hükmü düğün olunca sanki rafa kalkmış oluyor.

Davetiyelere “LCV ile çocukları uyutunuz” yazmaya mahcup olmayan bizler, gelişi güzel insanları olumsuzluğa davet etmekten hayâ etmiyoruz. Cenaze namazı dahi farzı kifaye yani bir kısım insanla kılınması yeterliyken, düğünleri farzı ayn gibi herkesi ve her kesimi sorumlu tutmak ve davet etmek neyin nesidir. Mütekabiliyet esasına benzer davetiye dağıtımı sağlıklı sonuçlar vermemektedir.

Çocuğuna veya dünürüne söz geçiremeyen kişi ailesinden birkaç kişiyle bu görevi hüzünlü olarak ifa etmelidir. Çünkü mahcubiyeti ve ailesinin eğitimindeki yetersizliği onu vicdanen yaralamalıdır. Kontrol edilemeyen durumlarda farklı programlar uygulanabilir. Dava ve fikir önderlerimizin bazıların çocuklarını düğün fotoğrafları ve durumları onlara güvenenleri şaşırtmaktadır. Evet, aile kitabımızda fitne ve düşman olarak beyan edildiği halde bazen de göz aydınlığı ve sürur sebebi olarak ifade edilir.

Bazı düğünlerde damatların arkadaşlarının onunla şakalaşmaları insan onurunu rencide edecek seviyede olması damadın geçmişinde ki arkadaşlık seviyesinin düşüklüğüne işarettir. Düğünlerimizde neşe olmalı, güler yüz olmalı imkan varsa ikram olmalı ancak günaha sebep olacak davranışlardan ve silah atmaktan kaçınmayı ev sahipleri sağlamalıdır.

Nikâhın kolay olanı emredilirken bizler düğünün zor olanına talip oluyoruz. Kolaylaştırmak değil zorlaştırarak nefret tohumları ekmemeliyiz. Maalesef zaman ve ekonomi bakımından çılgın masraflara talibiz. İsraf ve tebzir denen saçıp savurma günahın ocağına düşmüş ve ilahi sevgiyi kaybederek, şeytani kardeşliğe talip oluyoruz.

Evlenmenin azaldığı, yalnız yaşamın teşvik edildiği ve sözde huzur evlerinin özelleştiği varlıklı ama garip bir zamanda yaşıyoruz. Özensiz düğün davetleri, bir üst hitap yazısı olmayan soluk fotoğraflarla telefondan gelen mesajların tek eksiği İBAN numaraları kalmıştır. O da yakında gelecek ve yol masrafının yarısını göndererek hem düğün sahibi hem de davete gidemeyen kazanacaktır. Asgari ücret ve emekli maaşının 15 veya 25 bin lira olan ülkede hediyeleşmek sadece duaya kalacaktır. Gösterişli konvoylar ve salonlar belki borcu ödenmeyen ziynet ve mefruşat ileriki hayatta boşanmanın kapısını aralayacaktır.

Kuran da “Allah sizin için kolaylık ister zorluk istemez” buyurmaktadır.

İslam’dan uzaklaşmak zorlaştırmaktır. Namazda uzun okuyan imama peygamberimiz fitnecisin derken zaman israfı olan uzun düğün saatlerine ne demelidir.

Evlenenlere de “Allah evliliğinizi mübarek eylesin” diye dua ederiz.

 

Kaynak: İslami Analiz



Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


YAZARLAR

Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz

HABERLER