TÜİK, her yıl Türkiye'nin yaşam memnuniyeti haritasını çıkarıyor. Ama mutsuz iller sıralaması haberlerini doğrulamadı, yeni bir araştırması yokmuş.
Son 2 yılın mutsuzluk oranlarında Diyarbakır başı çekiyor muydu? 2025'in en mutsuz illeri sıralamasında Diyarbakır ilk 10'dan düşerken başa Trabzon oturdu mu? Bilemiyoruz.
Mutsuzluk dalgası Karadeniz kıyılarına vururken Diyarbakır'dan nasıl çekildi, ne değişti de Diyarbakırlılar daha mutlu hissetmeye başladı? İyi bir tartışma konusu olurdu.
Diyebilirdik ki Türkiye'nin genel mutsuzluk haritası bize şunu gösteriyor: Diyarbakır mutsuzsa Trabzon da günün sonunda mutlu olamıyormuş.
Yine de boş lâf değil, kaderimiz bir. Bir uçtan diğerine illerimiz birlikte mutlu olamazsa mutsuzlukta birleşirler.
Elitlerimizin bedbaht edilmesi halkımızı bahtiyar etmiyor, okumuşlarımızın bahtsızlığı okumamışlarımızın bahtını açıp yüzünü güldürmüyor.
Mutsuz çoğunluğun hakkını mutlu azınlıktan almayı vaat eden ucuz popülist siyaset, mutluyla mutsuzu eşitlediğiyle kalıyor işte. Çoğunlukla azınlığın, zenginle fakirin, seçkinle avamın, aydınla cahilin refahı ve huzuru birbirine bağlı.
TÜİK, her yaşam memnuniyeti araştırmasını açıkladığında rakamlar, kuru istatistik gibi görünebilir.
Halbuki o rakamların arkasında ayrı hayat hikâyeleri, karşılanmayan beklentiler yani umutlar ve hayal kırıklıkları yatıyordur.
Bir onu anlatır istatistikler, bir de mutluluk gibi mutsuzluğun da bulaşıcı olduğunu, sirayet ettiğini...
İller bazında yeni araştırma yapılsa ilginç bir tablo çıkarmaz mı karşımıza? Düşünsenize, memleketin ruh hâli harita üzerinde gözler önüne seriliyor...
TÜİK verilerine göre 2024’te mutlularımızın oranı yüzde 49’a düşmüştü. AK Parti iktidara geldiğinde bu oran yüzde 59’du.
En mutsuzlarsa bu dönemde iki katına çıktı: Yüzde 7’den yüzde 14’e…
Mutsuzluğun en yaygın ve temel kaynağıysa tahmin edeceğiniz üzere hayat pahalılığı ve yoksullaşma. Onu eğitim yetersizliği ve adâletsizlik izliyor.
Her ankette bu yüzden geriliyor işte yaşam memnuniyeti.
Belirsizlik içinde yarın endişeniz artarken, geleceğinizden giderek daha çok emin olamazken nasıl mutlu hissedebilirsiniz ki?
Hukuk güvencesi ve kurallı demokrasideki bozulma düzeltilmeden ekonominin iyileşemeyeceği gerçeğini teyit ediyor.
Keyfi işleyen, öngörülemez bir düzenle ve karşıtının mutsuzluğunda mutluluk aramakla ilgisi yok mu bu sonuçların?
Yok, diyorsanız şunu hatırlayın; 2013’te en eğitimli kesimin mutluluk oranı yüzde 60’tı. 2023’te yüzde 51’e düştü. Ama yukarıdakiler mutsuz edildikçe en eğitimsizler ve alttakiler daha mutlu olmadı, mutsuzluk üstten aşağı doğru yayıldı, aradaki fark kapanıyor.
TÜİK’in en mutsuz iller sıralamasında birinci, bu yıl Trabzon değilmiş. Arkasından Antalya, İzmir, Ankara, Samsun, İstanbul, Çorum, Ordu ve Gümüşhane gelmiyormuş. O haberler yanıltıcıymış.
Peki, hem Karadeniz kıyılarında hem büyükşehirlerde benzer bir hoşnutsuzluğun yükseldiğini söylemek de yanıltıcı mı?
Etrafta gözlemlediğiniz mutsuzluk salgını, anketlere yansıyor zaten. Ve sadece geçim derdiyle değil adalet duygusuyla, temsil edilme beklentisiyle, kendini değerli hissetme ihtiyacıyla da ilişkili. Bu ihtiyaçlar karşılanmadığında İstanbul da mutsuz oluyor, Trabzon'la İzmir de.
Mutluluk haritamız, belli ki yalnızca ekonomik şartların değil demokratik iklimin de sonucu. Siz demokratik siyasetin göstergelerini düzeltmedikçe memleketin ruh hâli iyiye gitmez, ortamla birlikte kötüleşmeye devam eder.