Tarih: 17.03.2021 13:39

Dış politikada da gömleğin üst düğmesi yanlış düğümlenmişti, şimdi ne olacak?

Facebook Twitter Linked-in

Ülkenin sorunlarına ve o sorunların ortadan kalkması için gösterilen çabalara bakınca üzülmemek elde değil.

Sorunların en büyük bölümü, sonradan onları çözmek için gayret edenlerin kendi elleriyle sebep olduğu şeyler. En başta yapılan hatalar bir süre sonra soruna dönüşüyor. İlk hatayı yapanların rolü görmezden gelindiği ve hep başkaları suçlandığı için, hata soruna dönüştüğünde çözmek için kollar sıvanıyor, ama çözüm genellikle yeni sorunlar doğuracak bir hal alıyor.

Ekonomide durum böyle. Yargı alanında da. Dış politikada bu daha da belirgin halde.

Klişe olacak ama konuya en yakışan deyim, gömleğin ilk düğmesinin yanlış iliklenmesine dair olandır. En üstteki düğmeyi yanlış ilikleyenin iliklediklerini daha sonra teker teker çözmek dışında yapabileceği başka bir yöntem yoktur.

Bizdeki durum şu: Gömleği yanlış ilikleyen hepsini çözüp yeniden iliklerken bir önceki yanlışı tekrarlıyor.

Hep yanlış yapılıyor, düzeltmeye çalışılırken eski yanlış yeniden tekrarlanıyor. Düzeltme uğraşlarının istenen sonucu vermesi doğal olarak imkansızlaşıyor.

Gömlekleri her seferinde yılık düğümlenmiş bir insan gibi ülkemizin sorunları.

Çözümü yanlışı yapanın elinden aramak gibi bir alışkanlığımız var ve bu yüzden ne yaparsak yapalım iki yakamız bir araya gelemiyor.

“Mısır’la ara düzeltilecek”, düzeltin…

Ekonomide durum böyle. Yargı alanında da. Dış politikada da durum farklı değil.

Dış politika için en gözümüzün önündeki olay Mısır’la ilişkiler… 

“Mısır’la ara açılacak” emir ve talimatı ile hemen arkasından başlayan o talimatın uygulamaya dönmüş biçimi yanlıştı. Yedi-sekiz yıl boyunca yanlışta ısrar edildi. O yanlış yüzünden ülkemiz ile Mısır’ın içinde yer aldığı yakın-uzak bölgelerin dengesi değişti. Daha önce aralarında samimi ittifak kurmaları beklenmeyecek ülkeler, o talimata uygun politik çizgimiz yüzünden, karşımızda cephe oluşturdular…

O cephede bugün Mısır, Suudi Arabistan, Yunanistan, Fransa ve İsrail yer alıyor…

Şimdi “Mısır’la ara düzeltilecek” talimatı eşliğinde arayı bulma çabaları fark ediliyor.

Temennim Mısır’la ve doğal müttefikimiz olabilecek bütün ülkelerle iyi ve verimli ilişkilere sahip olmamız. Çeşitli sebeplerle bize iyi gözle bakmayacağı düşünülen ülkeler ile bile, ilişkileri canlı tutarak, onlardan gelebilecek zararı engelleyecek bir zeminde buluşmalıyız.

Bir de her şeyin bizim arzumuza bağlı olduğunu düşünme gibi bir zaafımız var. İçte ve dışta arzuladığımız sonuçları alabilmek için karşı tarafın da bizimkine benzer bir arzuya sahip olması gerektiğini pek düşünmeyiz.

Yanlış oluşan Mısır politikamızı, bugün geldiğimiz noktada yanlışlığımızı anladığımız için, talimatla değiştirmeye kalktığımızda istediğimizi gerçekleştirmemiz mümkün olur mu?

Umarım olur. Olmasını canı gönülden isterim. Fakat bir yandan da yanlışı düzelteyim der ve bunun için çaba gösterirken ilişkinin daha da kötüye gitmesinden de endişe ederim.

Karşı taraf arada oluşturduğu ittifakları bize tercih eder hale geldiyse… Mısır’ın yeni müttefiklerine danışarak konuya yaklaşması gerekiyorsa… İttifak cephesinin üyeleri de bunun için kabul edilmesi zor bir fatura çıkartılması tavsiyesinde bulunacaklarsa…   

“Gel, gel” yaparak üzerlerine çektikleri ülkemizi son kertede hayal kırıklığına uğratmaları ihtimalini gözardı etmemek gerekiyor.

Coğrafyamızda bulunan ülkelerde de medya çoğunlukla yönetimlere yakın konuşlanmış durumda; oralarda çıkan haberler ve değerlendirme yazıları niyetin bu olduğunu düşündürüyor. O yazılarda dile getirilen unsurlar arayı düzeltmek istenilen ülkenin şartlarını yansıtıyorsa, hayal kırıklığı bizi bekliyor demektir.

Ne olacak peki, bakanlar mı değişecek?

AK Parti’nin itibar ettiği gazetelerde muteber kalemler hükümette değişiklik yapılacağı beklentisini duyuruyor.

Ekonomide ve yargı alanında ‘reform’ girişimi ile Mısır’la arayı düzeltme niyetinin gündemde olduğu bir ortamda bazı bakanların değişeceği haberi, daha önce boş çıkmış benzer beklentilerden farklı olarak gerçeği yansıtıyor olabilir.

Bakanları atayan ve onlara uygulayacakları politikaların talimatlarını veren irade, politikalarda köklü değişiklikler yaşanacaksa, bunun ancak eskiyi hatırlatmayacak yeni yüzlerle yapılabileceğini hesap etmiştir.

Ekonomide öyle olmadı mı?

‘Faiz-enflasyon’ ilişkisi üzerine oturan önceki politik uygulamaların tam tersi ile o politikaların sebep olduğu sorunların üstesinden gelme niyeti, ekonomi yönetiminde değişikliği getirmişti. Atanması üzerinden fazla bir süre geçmemiş Merkez Bankası başkanı görevden alındığı gibi, aileden biri olan ekonominin bütününden sorumlu bakan da bugün tabloda yok.

Benzer bir köklü değişiklik AK Parti’nin bazı görünür yüzleri ile dış politika uygulayıcılarında da gerçekleştirilebilir.

Mısır’la aranın açılması ve başka yanlış uygulamalarda ön planda yer almış isimler yeni dönemde görünmez kılınabilir.

Karşı tarafa niyetin ciddi olduğu mesajını verebilmek için…

O mesajı karşı tarafın aradakilere iletilmiş bazı beklentilerinin yerine getirilmesi de izleyebilir.

Yapılacaklar başta yanlış iliklenmiş gömleğin bu defa yeniden ve doğru olarak iliklenmesini sağlar mı, yoksa gömleğin yılık hali düzelmek yerine yeniden ve daha da bozuk bir görüntü mü verir?

Temennim ilk ihtimalin, endişem ise ikincisinin gerçekleşmesi yolunda.

Görelim bakalım ne olacak?




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —