Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz

Devlet Bahçeli, “Kayyım mümkün ve doğru değil” demişti; 15 soruda CHP’ye açılan kurultay davası ve olasılıklar

T24'ten Gökçer Tahincioğlu, MHP lideri Devlet Bahçeli'nin, “CHP’ye kayyım hem doğru değil hem de mümkün değildir." ifadelerinden yola çıkarak, konuya dair bir değerlendirmede bulundu.

Devlet Bahçeli, “Kayyım mümkün ve doğru değil” demişti; 15 soruda CHP’ye açılan kurultay davası ve olasılıklar

CHP ve siyaseti yakından etkileyecek “kurultay iptali” davasının duruşması yarın görülecek. Duruşma öncesi kulislerde eski Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun yeniden genel başkanlık koltuğuna oturacağından parti yönetimine kayyım atanacağına, duruşmanın sonbahar aylarına erteleneceğinden, davanın hiçbir sonuç vermeyeceğine kadar uzanan olasılıklar konuşuluyor. CHP yönetimi, tüm olasılıklarla ilgili çalışmalar yaparken, Kılıçdaroğlu’na yakın isimlerin de partiye dönme hazırlığı yaptığı söyleniyor.

MHP lideri Devlet Bahçeli’nin, “CHP’ye kayyım hem doğru değil hem de mümkün değildir. CHP, fiili vesayet, kayyım yönetimiyle kendi kendini yiyip bitiren canlı bir organizmaya dönüşmüştür” sözleriyle dikkati çektiği kurultay davasına ilişkin süreç ve olasılıklar şöyle:

Kemal Kılıçdaroğlu ve Özgür Özel

1- Kurultay davası, kim tarafından açıldı?

Dava, CHP’den ihraç edilen eski Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş, delegeler Yılmaz ÖzkanatHatip Karaaslan ve Kamile Bahar Önal tarafından, kurultayın iptali ve yetkili kurulların görevden uzaklaştırılması talebiyle açılmıştı. Farklı mahkemelerde açılan davalar, Ankara 42. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde birleştirilmişti.

 

2- Hangi gerekçeyle kurultayın iptali talep edildi?

Dilekçede, CHP’nin 21. Olağanüstü Kurultayı ile Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) 4–5 Kasım 2023 tarihlerinde düzenlediği, Kılıçdaroğlu’nun koltuğunu kaybettiği, Özgür Özel’in genel başkan seçildiği 38. Olağan Kurultayı’nın iptal edilmesi talep ediliyor. Ankara 42. Asliye Hukuk Mahkemesi, önceki duruşmada, 30 Haziran’daki duruşmada sözlü yargılamaya geçilebileceğine işaret etti. Bu durum, duruşmada karar çıkabileceği yorumlarına yol açtı.  Dilekçede, “şaibeli seçimlerle kurultay sakatlanmış olduğundan Özgür Özel ve yönetiminin hukuken bir geçerliliği olmadığı, kurultaya ilişkin iptal davalarını bertaraf etmek amacı ile olağanüstü kurultay yapıldığı, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in mutlak butlan ile sakatlanmış ve yok hükmünde bulunan olağanüstü kurultayda genel başkan seçildiği, Genel Başkan olarak bulunduğu sürede aldığı kararların yok hükmünde olduğu, olağanüstü kurultayın da bu nitelikte sayılması gerektiği, bu nedenle önceki Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu ile önceki Parti Meclisi ve önceki Yüksek Disiplin Kurulu üyelerinin görevlerine iadesinin zorunlu olduğu” iddiaları yer alıyor. 

 

3- Mutlak butlan tartışmalarının kaynağı ne, kavram bu davada uygulanabilir mi?

Mutlak butlan, Medeni Kanun’da geçen, genellikle boşanma davaları ve sözleşmelerle ilgili olarak kullanılan bir kavram. Özetle açık bir hukuksuzluk halinde yapılan işlemin hiç yapılmamış sayılması anlamına geliyor. Kavram, bu davada CHP kurultayında açık hukuksuzluk olduğu ve bu nedenle kurultayın yok sayılması gerektiği gerekçesiyle kullanıldı. Mahkemenin, bu kavramı uygulayıp uygulamayacağı ise belirsiz zira siyasi parti kongre ve kurultaylarında kavramın uygulanmasına yönelik mahkeme kararı örneğine rastlamak güç. Ancak özetle, Özel’in genel başkan seçildiği kurultayda delegelerin iradesinin sakatlandığı, bu nedenle bu kurultayın hukuken yok sayılması gerektiği, sonrasında yapılan olağanüstü kurultayın da bu hukuksuzluğu gizlemek amacıyla yetkisiz bir genel başkanın çağrısıyla yapıldığı için yine yok hükmünde olduğu iddiası söz konusu. Kavramın bu kadar tartışılmasının nedeni, mahkemenin kavrama dayanarak iptal kararı vermesi halinde eski yönetim olan Kılıçdaroğlu ve Parti Meclisi’nin otomatik biçimde yönetime dönecekleri, Özel ve mevcut PM’nin de görevini kaybedeceği tezine dayanıyor.

 

4- Bu sonucun doğması mümkün mü, mahkeme bu kararı verebilir mi?

Hukukçuların büyük bir bölümü, özellikle de siyasi partilerle ilgili mevzuatta uzmanlaşan hukukçular mümkün olmadığını savunuyor. Mümkün olmadığını savunanların tezleri özetle şöyle sıralanıyor:

Mutlak butlan kavramının uygulanması için işaret edilen açık hukuksuzluk delegelere rüşvet verilmesi ya da delegelerin vaatle kendi tarafına çekilmesi değildir. Divan Başkanı’nın CHP üyesi olmaması, parti dışından isimlerin yetkili kurullarda seçimi yönetmesi, delege olmayanların oy kullanması gibi çok açık bir hukuksuz bulunması gerekir. Evlilikten örnek verilmesi gerekirse damat ya da gelinden birinin yerine farklı bir kişinin imza atması, karşı tarafın kandırılması gibi özetlenebilir.

Mutlak butlan kararı verilse bile bu kararın hemen uygulanması mümkün değildir. Hukuki bir sakatlık yaşanmaması, vahim bir hataya imza atılmaması için eski yönetim hemen iş başına getirilmez. Mutlak butlan uygulanarak iptal kararı verilse dahi, bu kararın istinaf ve Yargıtay aşamalarından geçerek kesinleşmesi zorunludur. Mahkeme bu süreçte bir kayyım heyetini parti içinden atar. Kayyım da partinin resmi iş ve işlemlerini yaparak partiyi kısa zamanda kurultaya götürür. Bu nedenle 30 Haziran’da Kılıçdaroğlu’nun geri geleceğini söylemek hukuki değildir.

Siyasi partilerin kurultay ve kongreleri ile ilgili kararları Yüksek Seçim Kurulu verir. YSK, kurultaya yapılan itirazları denetler ve karara bağlar. CHP kurultayı için bu itirazlar yapılmamış, YSK da yasaya aykırı bir usulsüzlüğe rastlamamıştır. YSK kararları yargı denetimine tabi olmadığı için mahkeme YSK denetimindeki bir alanda karar veremez.

Kurultaylarla ilgili itiraz süreçleri kurultaya katılan delegeler yönünden 1 ay, katılmayanlar yönünden 3 aydır. Bu sürelerde itiraz edilmediğinden zaman aşımı söz konusudur. Mutlak butlan kararında zamanaşımı yoksa da itiraz için zamanaşımı söz konusu olduğundan ya davanın düşürülmesi ya da mutlak butlan kararı uyarınca kayyım atanması gerekir. Başka seçenek mümkün değildir.

 

5- Karşı görüştekiler hangi tezleri savunuyor?

Bu görüşlere katılmayanların savundukları tezler de özetle şöyle:

CHP’de Kılıçdaroğlu’nun seçildiği kurultayda delegelerin iradeleri sakatlanmıştır. Mutlak butlan bu nedenle uygulanabilir. Mahkeme, mutlak butlan iddiasını yerinde görürse kurultayı iptal ederek, tedbir kararı verebilir ve bu durumda Kılıçdaroğlu ile ekibi, karar kesinleşmeden göreve gelebilir.

Mutlak butlan uygulamasında ağır hukuksuzluk bulunduğu için zamanaşımı yoktur. İstenildiği aşamada bu kavram uygulanabilir.

 

6- Kurultayda şaibe bulunduğu iddiasıyla açılan ceza davasının iddianamesinde hangi iddialar yer alıyor?

Ankara Başsavcılığı, 30 Haziran’daki duruşma öncesi kritik bir adım attı ve İmamoğlu ve Özel’in kurultayda delegelerin iradesini fesada uğrattıkları iddiasıyla yürüttüğü soruşturmayı tamamlayarak iddianame hazırladı.

Savcılık, aralarında tutuklu İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Cemil Tugay, tutuklu Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat, CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik ve CHP Erzurum İl Başkanı Serhat Can ’in de aralarında bulunduğu 12 şüpheli hakkında iddianame düzenledi. İddianamede şüpheliler hakkında “Siyasi Partiler Kanunu’na muhalefet” suçundan 3'er yıla kadar hapis cezası istenirken, şüphelilerin “oylamaya hile karıştırdıkları” öne sürüldü. Eski Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun “mağdur”, eski Hatay Belediye Başkanı Lütfü Savaş’ın ise “müşteki” olarak yer aldığı iddianamede, benzer tüm iddianamelerde olduğu gibi şüpheliler hakkında alacakları ceza süresince siyaset yasağı konulması da talep edildi.

İddianamede, Genel Başkan Özel’in de aralarında bulunduğu milletvekilleri ile ilgili dosyaların ayrıldığı da belirtildi. İddianamede, CHP 38. Olağan Kurultayı Divan Başkanı olarak görev yapan şüpheli Ekrem İmamoğlu'nun organizesinde hareket eden şüphelilerin, Özel lehine oy kullanmaları için bir kısım delegeye para verdikleri, bir kısmına değişik il ve ilçelerde belediye başkanlığı ve belediye meclis üyeliği adaylığı teklif ve taahhüt ettikleri, bir kısım delege ve yakınlarını CHP'li belediyeler ile bu belediyelere bağlı şirket ve iştiraklerinde işe yerleştirdikleri, bir kısım delege ve yakınlarına çok sayıda market alışveriş kartları dağıttıkları, delegelerden kullandıkları oyların fotoğrafını cep telefonları ile çekerek kendilerine göndermelerini istedikleri, birinci tur oylama sonucunda ikinci tur oylamaya geçilmesini geciktirerek Kemal Kılıçdaroğlu'nun adaylıktan çekildiğine yönelik gerçeğe aykırı açıklamalarda bulundukları öne sürüldü.

 

Devamı >>>



Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


YAZARLAR

Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz

HABERLER