Tarih: 15.04.2020 02:54

Coğrafyasına ve acılarına bigâne kalmayan bir şair: Şakir Kurtulmuş

Facebook Twitter Linked-in

Dünya Bizim'den Erhan Çamurcu şair ve yaar Şakir Kurtulmu'u yazdı...

Hiçbir edebi metin yoktur ki yazıldığı dönemin zihniyetinden üzerine düşen payı almasın. Yazar ve şairler, devirlerinin sosyal, siyasal, askeri vb. olaylarını; dini inanışları, ideolojik tutumları ve ahlaki bakışlarına göre metinlerinde işlerler. Burada yazar ve şairlerden beklenen esas ölçüt tutarlılıktır. Günübirlik siyasi çekişmeler içinde tutum değiştiren kalemlerin kalıcı olması mümkün olmaz. Şakir Kurtulmuş, tanık olduğu acılar karşısında gözlerini kapatmamış, sesini kısmamış, erdemli ve dik bir duruş sergilemiş güçlü bir şair olarak karşımıza çıkıyor.

Afganistan, Filistin, Gazze ve Kudüs gibi yer isimleri tek başlarına dahi şairin nerede durduğunu göstermesi açısından önemli. Kaldı ki şair, bu coğrafyalarda yaşanan acıları yürekten hissettiğini ve çaresizliğine isyan ettiğini dile getiriyor.

“ortadoğulu ustanın gözleri vurdu beni

acemi avcının elindeki av gibi vurdu

mescid-i aksanın kalbi vurdu” dizeleri öksüz Mescid-i Aksa karşısındaki hüznü ifade ediyor. Bir başka şiirde şöyle sesleniyor:

“kentlerin eski kalıntılarında sabahlayıp

ovalardan dağlardan kudüs’ten

gazze gecesinden ve golan sabahından

refah tünellerinden dualardan

aksa mescidinin gözyaşlarından

denizlerden bir haber bekleyen benim”

Başka bir şiirde ise Filistin halkının özgürlük mücadelesine duyduğu inancı ve zafer muştusunu şu dizelerle dile getiriyor:

“bir elinde çiçek bir elinde çakıl taşı

ve bir kuş özgürlüğe

filistin’in bağrında yeniden doğuyor umut

çiçekle yol alan taşlar varmadan menzile

gaz bulutları içinde kaybolsa da bilinmez

oldurur mu öldürür mü”

Mısralarla yükselen dualar

Afganistan’daki Rus işgaline ve gerilla savaşlarına da kayıtsız kalmıyor şair. Bu savaş karşısındaki eylemsizliğinden ve eylemsizliğimizden ötürü bir özür mahiyetindeki şu dizeleri yazıyor:

“ey afganlı anne ey baba

ve ey savaşçı çocuk: gerilla

siz yiğitçe çarpışan ey insanlar

ve siz ey mücadeleciler

silahların gölgesinde geçirirken namaz vaktini

tanrım biz bu şiirle mi dua edeceğiz”

“Yusuf’un Kuyusuna Razıyım” adlı şiirde yer alan şu dizeler şairin kendini nerede konumlandırdığı ve durduğu yerden ne kadar memnun olduğunu göstermesi açısından önemli:

“gazze’de kurşunlarla savaşan bir çocuğun

gözlerinde dünyaya ait izi silmekte anne

unutmuş gibidir bizimkiler gülmeyi

sizinkiler şuh kahkahalar içinde cihangirde”

At ve atla ilgili ifadeler özgürlük, savaş, asalet ve dik duruş gibi pek çok güzel hasleti çağrıştırması hasebiyle şair tarafından da sıkça kullanılmış.

“yeni bir kısrak hızıyla iner meydanlara”

“yağız atlar yol alır toz duman sınır illere” dizelerinde at, aynı zamanda umudu ve müjdeyi de ifade ediyor.

Yeni bir başlangıcın muştusudur şiir

Şair, baharı adeta yenileyici özelliği itibariyle çiçeklerin açması, yağmurlar, kuşların ötüşü gibi bütün yönleriyle ele alarak yeni bir başlangıcın muştusunu veriyor.

“eğsem dallarını ruhumun

gelip konsa kuşlar

çiçeklenmiş bahçemde

bahar geliyor bahar

hüznün sabahlarında ilk yaz

her yeni doğumda

aç ruhumu besler

sonsuz aşk” dizeleri baharla birlikte yeni bir doğumun, yeni bir başlangıcın da müjdesini veriyor. Yine bir başka şiirde:

“bir tek tohumdan üreyen ağaç gibi

müjde çocuklar gülüyor” diyerek aynı müjdeyi dillendiriyor.

Oğlu Taha Bilal’e seslendiği şiirde, onun üzerinden gençlere de sesleniyor şair ve:

“her sabah yeniden

senin adındır hasret

göğsümde açan çiçek

hangi çığlığa sığar

içimizdeki acılar

ah oğul güzel oğul” diyerek hem hüznü hem de umudu dile getiriyor.

İçinden geçtiği hüzün zamanlara inat mutlu bir geleceğe inanan, mutlu bir geleceği var edecek olana iman etmiş, vakur bir şair Şakir Kurtulmuş. Şiirlerinde kuş, sabah, bahar, ağaç, at gibi sözcüklerin sıklığı ve uyumu şairi bir muştucu gibi görmemizi sağlıyor.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —