Tarih: 04.02.2020 13:02

CHP’nin İçerisindeki Güç Dengeleri

Facebook Twitter Linked-in

CHP’de 28-29 Mart’ta yapılacak 37. Olağan Kurultay yaklaşıyor ve yaklaşık 1240 delege oy kullanacak. Genel Başkan ve Yönetim Kurulu, Parti Meclis Üyeleri seçilecek. İstanbul, il sıralamasında en çok delegeye sahip illerin başında gelmektedir. CHP’de İstanbul İl Başkanlığının 196 delegeye sahip olması koltuk koruma bakımından etkin pazarlık ve siyasi güç olarak görülmektedir.

31 Mart ve 23 Haziran’da Ak Parti’nin stratejik hataları, ilçe adaylarının yanlış seçilmesi, meclis üyelerinin parti teşkilatları bakımından yetersiz olarak görülmesi, CHP açısından önemli bir fırsat olarak algılanmıştı. Sn. Kılıçdaroğlu ve ekibinin Ak Parti’nin motivasyon eksikliğinden yararlanarak birçok yerde başarı yakalaması tesadüf değildir. Başta İstanbul olmak üzere Türkiye genelinde büyük başarı elde etiğini söylemek gerek. 

İstanbul özelindeki konumlamaların daha farklı olduğunu göz ardı etmemek gerek. Sözüm onlara özgür ruhlu İstanbul gençliği veya emoji gençliği, çeşitli konularda profesyonel bir algı yönetimine tabi tutulmuştur. Sosyalizm içerikli İslam mesajları ve iyi aile rolleri ile Sn. İmamoğlu, rolünü çok iyi bir şekilde oynayarak istediğini elde etmiş, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olmuştur. Başkanlığı ile özgüven kazanan İmamoğlu, bir belediye başkanından ziyade, devlet başkanı statüsünde bir imaj çizmeye çalışarak siyasete yeni bir figür katmıştır. Büyük umutlarla Sn. İmamoğlu’nu başkan seçen İstanbul halkı, İstanbul’u sel bastığında Bodrum’a tatile giden, Elazığ’da deprem olduğunda kayak yapan belediye başkanımızın, büyük İstanbul depreminde de Maldivler tatiline hazır olsun… 

Dönelim kongre ile ilgili analizlerimize… 

İstanbul’da geçen haftalarda biten ilçe kongrelerinde 39 ilçe başkanının 19’u yerini korurken 20’sinde başkanlar değişti. Değişen başkanların çoğu Canan Kaftancıoğlu’nun doğrudan ya da dolaylı desteklediği isimler olması beklenirken, durum hiç de o yönde seyretmedi. Böylece kongrede il başkanını seçecek yaklaşık 645 delege de belirlenmiş oldu. Yani İstanbul delegeleri, devrimci ruhlu başkanlarını seçecek ve bundan böyle İstanbul siyaseti genel merkezde daha etkin olacak.

Canan Kaftancıoğlu’nun 31 Mart’ta İstanbul’da adayların belirlenmesinde, kendisine karşı olanlarla bir hesaplaşmaya girip girmeyeceğini zaman gösterecek. Kaftancıoğlu, dilediği adayların gösterilmemesine ve karşı olduğu adayların aday gösterilmesine tepki olarak istifasını sunmuştu ancak istifa sonrası Parti Meclisi, bazı üyelerin itirazı sonrası Kaftancıoğlu istifasını reddetmişti.

Şu anda ise kendisinin il başkanı olmasında etkili olan partinin 2 numarası Oğuz Kaan Salıcı ile arasının açık oluşu, önceki seçimde kendisine açık destek veren belediye başkanlarının seçilmeyişi ve Bakırköy Belediye Başkanı Dr. Bülent Kerimoğlu gibi isimlerin kendisinden yana aldıkları tavır değişikliği, Kaftancıoğlu’nu nasıl bir konuma getirecek sorularını da beraberinde getiriyor… Aynı zamanda Eylül ayından beri hakkında devam eden bir mahkemenin oluşu ve olası bir erken seçim öncesi örgütün başkansız kalma ihtimalinin de CHP’de krize sebep olduğu düşünülmektedir. Kazanılan İstanbul Başkanlığı seçimi ve Başkan Ekrem İmamoğlu’nun Kaftancıoğlu’nu desteklemesi, gelecekte başka güçlerin parti içi çekişmesine de zemin hazırladığı kanısındayım. İmamoğlu, genel merkez düzeyinde kendisini yarışta tutmaya devam edecektir.

Bütün bu hamlelere karşın İl Başkanlığını 6 oy gibi küçük bir farkla kaybeden ve Ataşehir Belediye Başkanı Battal İlgezdi’nin adayı olan Cemal Canpolat’ın eli, önceki seçime göre Genel Başkan Kılıçdaroğlu’nun herhangi bir adaydan açıkça tavır almadığı takdirde daha rahat olacak. Buna parti içindeki Alevi delegasyonun gücüne karşın, 31 Mart’ta adaylarda ve meclis üyeliklerinde yeteri kadar aday yapılmamalarının hesabının sorulması açısından bir fırsat olarak bakıldığı söylenebilir. Parti içinde belediye başkanlarının Karadenizli olması, il başkanının Karadenizli olma ihtimali veya Karadeniz siyaset lobisinin etkin olması yeni tartışmaları da beraberinde getirmektedir. Bu meselenin Kılıçdaroğlu’nun partideki geleceği için de önemli olduğu görüşündeler. Bunu da Belediye Başkanları Battal İlgezdi, Ali Kılıç ve geçen seçim Canan Kaftancıoğlu için çalışan Bülent Kerimoğlu’nun destekledikleri biliniyor.

CHP de Genel Başkan Kılıçdaroğlu’nun, seçim öncesi Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ile yapacağı görüşme ve derin akıl hocaları ile fikir alışverişlerinin sonrasında kararını vereceği biliniyor. Ayrıca son anda verdiği sürpriz kararları ve değiştirdiği kararlarıyla bilinen Kılıçdaroğlu’nun, ne her iki adayın ne de Belediye Başkanı İmamoğlu’nun fazla güçlenmemesi adına 3. bir ismi yarışa sokması, CHP’yi iyi bilen isimlerin şu an fısıltı halinde de olsa dillendirdikleri bir söylem olarak duruyor.

Sn. Kılıçdaroğlu önümüzdeki 37. Olağan Kongre çalışmaları çerçevesinde hazırlık yaparken birçok tehlikeyi de beraberinde masaya yatırmalıdır.

31 Mart seçiminde CHP ile HDP arasındaki dirsek temasında Canan Kaftancıoğlu’nun rol alması, CHP’nin misyonunun, HDP misyonu ile bağdaşmasında büyük etki oluşturmuştur. Önemli sorunlardan biri de; Alevi yoğunluklu delegelerin tasfiye dönemi mi olacak yoksa FETÖ aklının partiye sızmasına izin verme dönemi mi? CHP, klasik parti söylemlerinden marjinal parti yönetimine mi geçecek, yoksa Atatürkçü söylemler üzerinden klasik parti yönetimine devam mı edecek?

Vesselam…




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —