ÇEVRE VE ŞEHİR BAKANI ÖZHASEKİ´DEN ´SIFIR ATIK PROJESİ´ AÇIKLAMASI

Çevre ve Şehircilik Bakanı Özhaseki, Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğündeki fona ilişkin, "Bunu tamamıyla Sıfır Atık Projesi´nde kullanacağız. Belediyelerimiz yerinde ayrıştırdığında onlara destek olarak vereceğiz." dedi.

ÇEVRE VE ŞEHİR BAKANI ÖZHASEKİ´DEN ´SIFIR ATIK PROJESİ´ AÇIKLAMASI

Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğü bünyesinde belediyelere yol süpürme aracı gibi desteklerin sağlandığı fonun bundan sonra Sıfır Atık Projesi kapsamında kullanılacağını, belediyelere yerinde ayrıştırma çalışmaları için bu fondan destek sağlanacağını bildirdi. 

Özhaseki, Bakanlıkça The Green Park Otel´de düzenlenen "Kentsel Tasarım Semineri"ne katıldı.

Çeşitli illerden belediye başkanları ile akademisyenlerin katılımıyla gerçekleştirilen semineri çok önemsediklerini vurgulayan Özhaseki, şehirlerin insanlar üzerindeki etkilerine değindi.

Anadolu coğrafyasının dünyanın en eski yerleşim yerlerinin başında geldiğine, bu coğrafyada onlarca kavmin yaşadığına dikkati çeken Özhaseki, zaman içerisinde Türkiye´de sağlıksız ve kimliksiz şehirlerin oluştuğunu anlattı. Özhaseki, şehirlerde olup biten her şeyin ortak bir sorumluluk ve bir suçluluk varsa da bunun ortak bir suçluluk olduğunu vurguladı.

Özhaseki, Bakanlık olarak 1,5 yıldır deprem ülkesi olan bu coğrafyada kentlerin nasıl dönüştürüleceğine yönelik bir gayret içinde olduklarını belirterek, "Son aşamaya geldi. Meclis çalışma aritmetiği içerisinde önümüzdeki günlerde gelecek, konuşacağız bunları zaten. Sağlıksız şehirlerden kurtulmalıyız. Depremler geldiği zaman ninni dinler gibi, hiç aldırış etmeden, güven içerisinde oturmalıyız. Bize, bizim toplumumuza yakışan bu." diye konuştu.

Sağlıksız ve kimliksiz şehirlerin dönüştürülmesi noktasında tüm kesimlere çok iş düştüğünün altını çizen Özhaseki, bunu moral bozmak adına söylemediğini, belediyecilik adına son yıllarda Türkiye´de çok önemli gelişmelerin yaşandığını söyledi.

Sıfır Atık Projesi

Özhaseki, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan´ın eşi Emine Erdoğan´ın himayesinde "Sıfır Atık Projesi"ni başlattıklarını ve ilk uygulamalarını Cumhurbaşkanlığı Külliyesi ile Bakanlık binasında gerçekleştirdiklerini anımsatarak, "Şimdi de Türkiye Büyük Millet Meclisinde uygulayacağız. Bu sene içerisinde bin 500 kadar okulumuzda Ankara´da, 500´e yakın da bin kişiden fazla çalıştıran kamu kuruluşlarında bu projeyi uygulamaya sokuyoruz." bilgisini paylaştı.

Günlük 750- 800 kilograma kadar atığın çıktığı Bakanlık binasında atıkların ayrıştırıldığını, yemekhaneden çıkan atıkların kompost makinasına girerek gübreye dönüştürüldüğünü anlatan Özhaseki, bu çalışmalarla son bir kaç ay içerisinde bin 300 civarında ağacı kesilmekten kurtardıklarına dikkati çekti. Özhaseki, "İnanıyorum ki Ankara çapında bunu 2 bin civarında kuruluşta bu senenin sonuna kadar bitirdiğimizde Ankara için müthiş bir kazanım olacak. Gelecek sene şehirlerimizde devam edeceğiz ve belediyelerimizden özellikle önümüzdeki dönemle ilgili istediklerimiz, yerinde ayrıştırmaya önem vermeleri. Bu noktada belediyelerimizin birçok masrafına da katlanacağız." dedi.

Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğü nezdinde kullanılan fona işaret eden Özhaseki, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Eskiden bizde olan bir fon vardı. Bu fon Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğü nezdinde kullanılırdı. Daha çok küçük belediyelerimiz gelir araç isterlerdi bizden, çöp süpürme aracı, kamyonu vesaire gibi. Evet, bu iş sanki bir yarışa doğru döndü, ´Falan belde şunu aldı, ben de almalıyım´ gibi... Durdurduk arkadaşlar, kimse bunun için müracaat etmesin, lütfen milletvekillerine de başvurmasın. O bölümde elimizde ne kadar fon varsa, ki senelik çevre cezalarından oluşan bir fon, 150-200 milyon liralık. Bunu tamamıyla Sıfır Atık Projesi´nde kullanacağız. Belediyelerimiz yerinde ayrıştırdığında onlara destek olarak vereceğiz. Kendilerine para olarak göndereceğiz."

Türkiye´de 4 milyon ton civarında kağıt işlendiğini, bunun 3 milyon tonunun çevreden toplandığını ama bir milyon tonun da dışarıdan alındığını dile getiren Özhaseki, kağıtların da ayrıştırılıp ekonomiye kazandırılması durumunda dışardan almaya da gerek kalmayacağını belirtti.

"Şehir 2023" programı

Bakan Özhaseki, Şehircilik Şurası´ndan çıkan önerilerin kanun metni ve yönetmelik olarak tek tek yazıldığını aktararak, Kentsel Tasarım Rehberleri´nin de bu şuradan çıkan sonuçlardan biri olduğunu bildirdi.

Bakanlık olarak Planlı Alanlar İmar Yönetmeliği´ni yaptıklarını belirten Özhaseki, bu konuda son dönemde istismarın zirve yaptığını, 100 metrekarelik evlerin 250 metrekareye çıkarılışına şahit olduklarını ifade etti.

Özhaseki, mahalle konseptli, komşu ilişkilerinin olduğu, kimlikli şehirlere geçmek istediklerini vurgulayarak, "Bu anlamda Şehir 2023´ü önemsiyoruz. Yarın da zaten bir çalışmamız var. Şehrin birisinde bunu inşa etmeye çalışacağız. O şehir yeri de hazırladı, finansal kaynakları da hazırlamış. Zaten ortaya çıkan projeleri birkaç yerde uyguladığımızda belki bundan sonra kooperatifler kurulacağı zaman, uydu kentler inşa edileceği zaman ´Kardeşim bak eğer bu tür uygulamalarla gelirseniz elimizde ne varsa bütün desteğimizi vermeye hazırız´ diyeceğiz. Bunu önemsiyoruz." diye konuştu.

Fikirtepe´deki kentsel dönüşüm süreci

Bakan Özhaseki, kentsel dönüşüm çalışmalarının yeterince hızlı ilerlemediğini, bazı noktalarda uygulamada sıkıntıların yaşanabildiğini ve bütün bunlara mani olunması gerektiğini vurguladı.

İstanbul´da 60 metrekarelik bir yere müteahhitin 2 milyon lira verdiğini ama vatandaşın hala çıkmak istemediğine de şahit olduklarını anlatan Özhaseki, İstanbul Fikirtepe´deki kentsel dönüşüm sürecine yönelik şu bilgileri paylaştı:

"Emin olun bizim bu konuyla ilgili ne kadar düşünen arkadaşımız, akademisyenimiz varsa gitseler, inceleseler onlarca güzel örnek, ciltler dolusu kitap çıkar. Şimdi bir sürü insan batmış, evinden ayrılmış ve dışarıda insanlar artık kira yardımı da alamamaya başlamışlar. Bakanlık olarak gittik şimdi müteahhitliğe başlıyoruz. Yani yapmayacağımız bir iş aslında ama ne yapalım, çözüm ortağı olarak girip vatandaşın mağduriyetini engellemeye çalışıyoruz. Ortaya çıkmış olan yoğunluk, manzara, ilişki biçimi hoşumuza gidiyor mu, gitmiyor ama bir sıkıntı var, çamur deryası haline gelmiş. Kurutmaya, temizlemeye çalışıyoruz. Yaptığımız tek şey bu."

Özhaseki, yoğunluk artışıyla ilgili belediye uygulamalarında da sıkıntıların bulunduğunu dile getirerek, "Bir başka yanlışlık, kıymetli mahallelerde bina bazlı dönüşümler başlıyor. Peki bina bazlı dönüşümleri bir iki kat daha yapınca müteahhit kurtarıyor, veriyor da nüfusu da arttırıyor ve orada yaşanmaz bir şehir ortaya çıkıyor. Halbuki dönüşüm gerektiren mahallelere de kimse gidip, dönüp bakmıyor." şeklinde konuştu.

Kentsel dönüşümde bundan sonra öncelikle yerinde dönüşümün esas olduğunu vurgulayan Özhaseki, "Kimseyi mahallesinden, hatırasından koparmayacaksınız. Gönüllülük esasına göre giderse gider, ayrı bir şey. Başka bir semti tercih eder, bilemeyiz onu. Ama yerinde dönüşüm esas. İkincisi bina bazlı dönüşümden alan bazlı dönüşüme geçmek lazım. Bütün bunları tek tek yazıyoruz, artık kanuna da dercediyoruz. Karşımıza bütün bunlar çıkacak. Herkes de buna uymak zorunda kalacak." dedi.

Bakan Özhaseki, konuşmasında, bütün bu sıkıntıların şehirlerin yenilenmesi noktasında bir fırsata dönüştürülebileceğini söyledi.

Seminerde, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Refik Tuzcuoğlu da bir konuşma yaptı.