Tarih: 17.12.2018 12:17

Çağdaş Battal Gazi

Facebook Twitter Linked-in

Hülagu´nun Bağdat´ı işgal edip bir milyonun üzerinde Müslüman öldürdüğü için insan kokusundan Bağdat´ta kalamadığı anlatılır tarih kitaplarında.

Canını kurtarabilenler batıya doğru gitmişler ve batının Müslüman olmasına sebep olmuşlar.

Orta Asya´daki kıtlıkların, Türkleri batıya yönlendirdiği, İslâm´la karşılaştıktan sonra İslâm´ı Viyana önlerine kadar taşıdıkları gibi günümüzde iki bela birlikte üzerimize gelmektedir.

Biri, ipini koparmış deli dana gibi dünyanın her tarafında hoplayıp duran, kazanlara sığmayacak kanlar döken Amerika belası. Öbürü ekonomik krizler.

Sarı Saltık, bütün Balkanlar´da İslâm çiçeğinin tohumlarını atıp gitmiş. Arkasından gelenler onun attığı tohumları sulamışlar ve Arnavut, Boşnak, Pomak meyveleri almışlar.

1990 Amerika-Irak savaşı sırasında Türkiye´ye iltica eden Kerküklü bir üsteğmen, iki sene Türkiye´de kaldıktan sonra Batı´ya ilticası kabul edilir.

 

 

 

Vardığı ülkeden altı ay sonra Türkiye´deki dostlarına mektup yazar ve bulunduğu ülkenin çeşitli vilayetlerindeki Türk, Arap ve Afrikalıları bir araya getirdiğini, altı tane mescit açtığını haber verir.

Çağımızın Battal Gazi´lerinden biri, 1992 yılında gittiği komünist ülkelerden birinde bu güne kadar 844 köyde Kur´an kursu ve o ülkenin kanunlarına uygun İmam Hatip okulları açar.

On bin kadar Mushaf´ı ve Elif cüzünü o ülkeye götürür ve 844 köyde parasız dağıtır.

844 köye Kur´an hocası nasıl bulacak demeyin.

Bu bulduğu insanlara ücreti nasıl verecek diye hayal kurmayın.

?Derenin taşıyla derenin kuşunu vurmak? diye bir tabirimiz var.

O köyde Kur´an okumasını unutturamadıkları bir iki kişi kalmışsa onlara yüklü bir ücret vererek bu işi başarır.

Onlara vereceği ücreti de yine o ülkenin kaynaklarını ticari sahada değerlendirerek sağlar ve hiçbir kişiden yardım istemeden bu işi götürür.

Okul müdürlerinden ikisi İstanbul´a geldiklerinde bana uğradılar ve bana benim dostumu anlatıyorlar, ?O bir kahraman. O bir Battal Gazi. Yüreğine hiç korku girmemiş? diyorlardı.

Arap dünyasında komünist oldukları için ülkelerinden kaçan Arap komünistler, bu komünist ülkeye sığınırlar.

Yirmi otuz yıldır devlet desteğiyle yaşayan bunlar, komünizmin yıkılışıyla yeni hükümet bu Araplara, ?Kendi geçiminizi kendiniz temin ediniz? der.

Parasız ve çaresiz kalan bunlara bizim Battal Gazi´miz gider ve ?Siz yirmi yıldır buralardasınız. Bunların dilini çok iyi bilirsiniz. Şu İslami kitapları Arapçadan bunların diline çevirin ben size bol para veririm? der ve birkaç kitabın çevirisini yaptırırken bu sosyalist Araplara İslâm dinini de öğretir.

Ondan sonra onlar da birer mücahit kesilirler.

-Eeee hiç mi engel yok?

-Battal Gazi´lik, engelleri aşmakla olur. Engelleri, kaçma vesilesi yapanlardan hiçbir şey olmaz.

Çağdaş Battal Gazi´mizi, bir pazartesi günü sınır dışı etmişlerse o da ülkeye gelip on beş gün içinde mahkeme kararıyla soyadını değiştirip, yeniden bir pasaportla işinin başına dönmesini bilmiştir.

?Ben de mi yurt dışına gideyim? diye hatırınızdan bir şey geçirmeyin.

Bu isimsiz kahramanımız, yıllarca bu ülkedeki dernek ve vakıfların içinde sessizce hizmetini yürütmüş, nice müftü, vaiz, imam, müezzin, prof, doçent yetişmesine yardımcı olmuş bir insan.

Hemen bugün en yakınınızdaki herhangi bir dernek veya vakıfla birlikte Kur´an hizmetinin bir tarafından tutabilirsiniz.

Ümitsizlik kokan kelimeleri dilinize almayınız.

Hem kendinizi hem başkalarını korkutursunuz.

Zalimler yok olup gederler. Baki olan Allah´ın dini kıyamete kadar devam edecektir.

Biz, ne kadar bu dine omuz verirsek kendi omzumuzun yanmasını engelleriz.

Onun yolunda yorulursak ayaklarımız yanmaktan kurtulur.

Saçımızın tellerinden ayaklarımızın tırnaklarına kadar canımızla tenimizle, malımızla bu dine hizmet edersek kendimizi kurtarırız.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —