Burası Beyoğlu değil Suriye sokakları imiş! Pöh? Pöh? Pöh..

Şam sokaklarından eğlence ve alış verişin en âlâsından ne ararsanız var!

Burası Beyoğlu değil Suriye sokakları imiş! Pöh? Pöh? Pöh..

 

Popüler bir haber sitemiz, toplum olarak keyfimiz daima yerinde olduğundan dolayı, bizleri üzmemek, daha doğrusu(!) sevindirmek, gönendirmek için hep güzel haberleri son dakikalar içerisinde bizlere sunmakta?Bu haberlerden birisi de, efendim,  Suriye´deki gündelik yaşama ilişkin haberlerle ilgili olarak kullanılan bir video ile ilgili.

Habere bakıldığında, yani sitenin verdiği malumata göre;  Suriye Devlet Haber Ajansı tarafından servis edilen ve Suriyelilerin ülkelerindeki gündelik yaşamlarına ilişkin görüntülerin yer aldığı video sosyal medyayı karıştırmış.. Birçok kullanıcı, görüntüleri "Burası Beyoğlu değil Suriye sokakları" ifadesiyle paylaşmış?

 Haber şöyle;

?SANA tarafından kaydedilen görüntülerde, Suriyelilerin alışveriş merkezleri ve çarşılardaki hareketli yaşamına yer verilirken, vatandaşlar, kendilerine mikrofon uzatan basın mensuplarının sorularına yanıt veriyor.

Suriyelilerin kendi ülkelerinde refah içinde yaşadığı, alışveriş yaptıkları, eğlendikleri görüntüler sosyal medyada ise büyük yankı uyandırdı.

Görüntüler sosyal medyayı salladı

Birçok sosyal medya kullanıcısı SANA´nın servis ettiği videoyu "Burası Beyoğlu il Suriye sokakları" ifadesiyle paylaşarak, görüntülere ilişkin yorumlarda bulundu.?

 

 

Hani bir deyim vardı; Altta kalanın canı çıksın diye. İşte, Suriye´de savaş olduğu halde, kendi ülkesinden kaçmayan(!) ve orada yaşamaya çalışan ve günün yorgunluğunu akşam olduktan sonra Beyoğlu İstiklal Caddesinde atmaya çalışan, çoğu da maalesef, her şeyden ziyade, ekonomik açıdan içerisinde yaşadığı toplumun belki de en alt katmanında bulunan, ama Beyaz Türkler´e bakarak bohem takılan yurdum insanının yaptığından daha âlâ bir şekilde geceleri mutlaka ışıl ışıl olan Şam sokaklarını doldurup eğlenen Beyaz ?Şamlı´ Arab´ın keyfine diyecek yoktu anlaşılan?

Ne de olsa savaş İdlib´te sürüyordu. İdlip yakılıp yıkılıyor, İdlibli insanlar, çocuklar, kadınlar ölüyordu. Aynen bizim Beyoğlu´nda eğlenen, eğlencenin dozunu kaçıranların, dağda, taşta biçare bir hayat sürdürmek zorunda kalan insanları hatırlamadığı, hatırlamak istemediği gibi, Şam´da da ayı şekilde hareket ediliyordu.

Bu tür manzaralara, hiçbirimizin yaşı müsait değildi, ama ülkemizin her açıdan kalkınması ve toplumunda ilerlemesi adına ihdas edilen cumhuriyet rejimi adına sergilenen balolara, törenlere katılan çağdaş(asrÎ) insanların katıldığı dönemlerde,  Ayşe teyzeler, Fatma teyzeler, Anadolu´nun çamurdan geçilmez, çoğu çukurlarla dolu tozlu topraklı yollarında kağnılarla seyr û sefer eyler iken, dedelerimiz ve babalarımızda aynı zorlukları yaşıyorlardı.

Değişen bir şey yoktu aslında, ne Beyoğlu´nda, ne Şam´da, ne Halep´te, İdlib´de ve ne de muhacir yurdu Anadolu´da?

Ne diyelim, utanacak olan varsa, utansın!

Ya da kahrolsun ahali! Yaşasın Türk ve Arap burjuvazisi!!!