Bu kadar utanmazlık olmaz!..

ABDULKADİR ÖZKAN- 27.06.2018

Bu kadar utanmazlık olmaz!..

Seçim kampanyası boyunca bazı köşe yazarları ile gazete ve televizyonların tek hedefi Saadet Partisi ve Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu oldu. Saadet Partisi´nin teröristler ile birlikte olduğu yalanından tutun da, Saadet´e verilen oylar CHP´ye gidecek iftirasına kadar söylenmedik söz bırakamadılar. Sanki esas söylemek istedikleri Saadet Partisi seçime girmesin, gelsin iktidar partisine teslim olsundu ama bunu söyleyemedikleri için Saadet´e oy verecekleri korkutmaya yönelik bir kampanya yürütüldü. Hemen belirteyim ki, her partinin seçimlerde fazla oy almak için bir kampanya yürütmesi, yandaşlarının da bu stratejiye uygun bir tutum sergilemesi de doğaldır. Ancak, belirlenen ve uygulanan seçim stratejisinin ahlaki bir temele oturtulması gerekir. Hedefe varmak için her yol mubahtır anlayışının ne dinde ne de ahlak kurallarında yeri vardır. Eğer hiçbir kural tanımadan bir parti hedef alınıyorsa o zaman yapılan iş bir seçim yarışı olmaktan çıkar, düşmanlıktan kaynaklanan bir kinin dışa vurumu söz konusu olur ki, böyle bir duruşu şahsen nitelendirmek istemem.

 

Kaldı ki, bir seçim kampanyası sona ermiş Saadet´e yönelik kampanyanın sınır tanımaz silahşorlarının görevi bitmiş olmasına rağmen aynı üslubun hâlâ sürdürülüyor oluşu, Saadet Partisi´nin oylarını artırmış olmasının CHP´ye yaradığı şeklindeki iddialarını sürdürülüyor. Kısacası, AK troller için geçmişte olduğu gibi bir seçim kampanyasının öncelikli olarak bertaraf edilmesi gereken parti olarak Saadet seçilmiştir. Utanmasalar Saadet´in seçime girmemesi gerektiğini söyleyecekler. Öyle görülüyor ki, bu AK troller HDP´nin barajı aşmasından bile Saadet´ten rahatsız oldukları kadar rahatsız değiller. Hayatım boyunca pek çok seçim kampanyası yaşadım. Bunların büyük bir bölümünü, bir diğer ifadeyle son 50 yıl içinde yapılanları bir gazeteci olarak yakından takip ettim. Bu seçim kampanyasına kadar böyle bir kin ve düşmanlık sergilendiğini görmedim.

İşin bir başka garip tarafı ise, Milli Görüş hareketinden çıkmış ve iktidar olmuş bir parti döneminde ve o partinin yandaşları tarafından böyle bir iftira kampanyasının yürütülüyor olmasıdır. Bir takım kimselerin kraldan fazla kralcılık sergilemesinin sebebini bulmakta insan güçlük çekiyor.

 

Gelinen noktada seçimler son bulmuş, seçmenin iradesi ortaya çıkmıştır. Böyle bir noktada hâlâ ortamı gerginleştirmeye yönelik bir yayın politikası sergilemenin yandaşı oldukları partiye de bir faydası olmayacağını görmeleri gerekiyor. Ülkenin çözüm bekleyen pek çok iç ve dış problemleri var. Özelliklede dış problemlerin iktidarın üstesinden gelebilmesi için içeride birlik ve berberliğe ihtiyaç vardır. Hiç utanç duymadan bir seçim yarışı ortamında dile getirilenler sebebiyle hiç olmaz seçimlerin ardından özür dilemeyi bilmiyorlarsa bile bu kampanyaya son vermelidirler. Aksi durum şimdiye kadar sergilenen tavrın bir kötü niyetin ürünü olduğunu düşünmek yanlış olmaz.