Tarih: 14.01.2019 09:11

Bir devlet başkanı bir Amerikan TV kanalına çıkarsa bunu yaptığına pişman olur mu? Oluyor işte?

Facebook Twitter Linked-in

 Her şey aslında en ince ayrıntısına kadar planlanmış: Devlet başkanı ziyaret için geldiği ABD´de zamanının bir bölümünü dünyaya mesaj vermek üzere değerlendirmek istemiş, bunun için de birkaç ay önce Suudi Arabistan´ın Veliaht Prensi Muhammed bin Salman?a (MbS) ekranlarını kullandırmış bir program ayarlanmış. New York´ta bir otelde (Palace Hotel) gerçekleştirilen ilk çekimi Mısır´da yapılacak daha geniş bir röportajla taçlandırmak üzere anlaşmışlar. Çekim ekibi ve görüşmeyi gerçekleştiren televizyoncunun Kahire´ye uçak biletleri de alınmış.

New York´taki çekimin yapıldığı akşam bütün plan çöküvermiş?

Röportaj için daha önce araya giren Büyükelçilik´ten bir diplomat, aynı gece, programın sorumlusunu arayarak ?Sakın röportajı yayınlamayın? baskısında bulunmuş?

Röportaj öncesi..

ABD´de çok uzun yıllardır her pazar akşamı önemli konuları ekrana taşıyan ´60 Minutes´ TV programı, Mısır Devlet başkanı Abdülfettah el-Sisiile gerçekleştirdiği röportajı, yayınlamama baskısına rağmen, önceki hafta yayınladı. Üstüne üstlük, öncesi ve sonrasında yaşananları da aktararak?

Daha önce MBS?ye yapılan iyi muamele ile kendisine gösterilen hasmane tavır arasındaki farkın sebebini anlamakta zorlandığı anlaşılıyor Gen. Sisi?nin?

MbS de Donald Trup tarafından seviliyor, Gen. Sisi de. ´60 Minutes´ programının yayınından sadece birkaç saat önce, TrumpGen. Sisi?yi göklere çıkartan bir Twitter mesajı atmıştı:

Mısır, ABD bütçesinden en cömert yardım gören ikinci ülke; İsrail´den sonra?

Röportajdan rahatsızlık duyulmasının sebebi acaba ne?

ABD´de bir askeri akademide eğitim almış, İngilizce tez yazmış biri olmasına rağmen, Gen. Sisi, programda İngilizce sorulara Arapça cevap vermeyi yeğlemiş. Kendisini rahatsız hissetmesi için bir sebep yok yani.

Röportaj için Sisi?nin karşısına oturan ´60 Minutes´ programının devamlı evsahiplerinden Scott Pelley iyi hazırlanmış. Daha ilk sorusuyla Sisi?yi rahatsız ettiği muhatabının alnında ve çenesinde biriken terlerden belli oluyor.

İşte o soru..

Sorusu şu: ?Sayın başkan, Human Rights Watch insan hakları örgütü şu anda ülkenizde tamı tamına 60 bin siyasi tutuklu olduğunu söylüyor. Ülkenizde ne kadar siyasi tutuklu olduğuna dair bilginiz var mı??

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan?ın zaman zaman kullandığı ?Rabia´ işareti, 2013 yılında Kahire´nin Rabia Meydanı?nda barışçı bir gösteri için toplanmış halkın üzerine devlet güçlerinin saldırısı sonucu en az 800 kişinin hayatını kaybettiği bir olayın anısı üzerine çıkmıştı.

Pelley, hazır karşısına oturmuşken, Gen. Sisi?ye o olaydaki kendi sorumluluğunu da bir soru olarak yöneltiyor.

Tabii, Sisi, her iki soruyu da televizyoncuya o bilgileri verenlerin doğru söylemediği cevabıyla karşılıyor. Mısır´da tek bir siyasi tutuklu yokmuş. ?Böyle bir bilgiyi nereden aldıklarını bilmiyorum. Ben her zaman tek bir siyasi tutuklu olmadığını söylüyorum oysa. Kendi aşırı ideolojilerini hakim kılmaya kalkan bir azınlıkla karşı karşıya kaldığımızda, sayıları ne olursa olsun karşılarına dikiliyoruz? diyor Sisi?

Rabia olayı için de, göstericiler arasında binlerce silahlı militan bulunduğunu ileri sürüyor Mısır devlet başkanı. ?Ne zaman silahlı bir kalabalık grupla çatışma çıkarsa durumu kontrol altında tutmak zorlaşır, kimin kimi öldürdüğü de belli olmaz? diye de ekleyerek?

Gen. Sisi, her iki soruya cevaplarında, şimdilerde idamla yargılanan kendinden önceki seçimle işbaşına gelmiş cumhurbaşkanı Muhammed Mursi?nin irtibatlı olduğu Müslüman Kardeşler örgütünü suçluyor.

Acaba röportajın yayınından vazgeçirme çabasının sebebi bu sıkıştıran sorulara Sisi?nin verdiği cevapların inandırıcı bulunmaması mı?

Mısır-İsrail askeri ilişkileri mi yoksa?

Röportajın devamında, sonradan Mısır´da ve genel olarak Arap dünyasında büyük gürültü koparan bir ikinci bölüm daha var. O bölümde Mısır ile İsrail arasındaki askeri işbirliğinin boyutları sorgulanıyor. Mısır´a ait İsrail sınırındaki Sina yarımadasında altı yıla varan bir direniş var ve devlet bununla baş etmekte zorlanıyor. İşte Mısır devlet başkanı, bir soru üzerine, ?Evet, Sina´daki ayaklanmayı bastırmada İsrail ordusu ile yakın çalışıyoruz; bizim İsrail ile bu alanda yakın bir işbirliğimiz var? açıklamasında bulunuyor programda.

İsrail ile kendi içindeki bir sorunun çözümü için işbirliği yapan bir devlet görüntüsü Mısır halkını ve Arap dünyasını rahatsız edebilir diye düşündükleri için röportajı yayınlatmamak istemiş olabilir Mısırlılari.

Program yapımcısı, ?O gece eve vardığımda Mısır´ın Washington büyükelçiliğinden aradılar. Bu işe ülkenin istihbarat örgütü Muhaberat da bir biçimde katıldı. Röportajı yayınlamamamız yönünde baskı yapıldı? diyor.

Scott Pelley de, ?Onların ne düşündüğü beni ilgilendirmez; sorulması gereken bir sorum varsa, hele bu bütün dünya adına sorulacak bir soruysa, çekinmeden sorarım? diyor program sonrası yaşananları anlatırken?

Röportaj sonrası tebrikleşiliyor..

İşin ilginç yönü şu: Soru-cevap faslı bittiğinde Gen. Sisi?den röportajcıya herhangi bir itiraz gelmiyor. Tersine, ikili oturdukları yerde hararetle el sıkışıyorlar, Mısır devlet başkanı röportajı gerçekleştiren gazeteciye teşekkür de ediyor.

Herhalde ava gidip de avlanmak diye buna denir.

 

????




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —