Bir bayram sabahı hatıraların izine takıldım?

Fehmi KORU - 21. 08. 2018 / Salı

Bir bayram sabahı hatıraların izine takıldım?

Bugün bayram. Kurban bayramı.

Yüzlerce anı zihnime hücum ediyor.

Sabah vakitlice kaldırılıyoruz. Şofben çoktan yakılmış. Yıkanılıyor. Ardından sabah namazı her ihtimale karşı evde kılınıyor. Yola düşülüyor, Hisar Camii´ne gitmek üzere. Babam en kalabalık camide bayramı karşılamak istediği için?

Kurban edilecek hayvan evin bahçesinde bizleri bekliyor. Bir gün öncesinden anlaşılmış kasap gelecek ve tekbirler eşliğinde hayvanı kesecek. O günün bir görevi de daha önceden tespit edilmiş bazısı tanıdık, bazısı sadece bayramdan bayrama uğranılan evlere kurbanın etinden parçaları ulaştırmak?

O gün biraz geç saate kayan öğle yemeği, içine annemin uygun gördüğü baharat ve bazı otların karıştırıldığı kurban etinden kavurma?

Masanın her zamankinden daha kalabalık olmasına özel olarak çalışılmış; babamın Kemeraltı´ndaki dükkanının etrafındaki yalnızlar bir gün öncesinden evimize özel davet edilmiş durumdalar.

Ertesi gün, o özel davetlilerden biri, beni elimden tutup önce sinemaya götürecek, dükkan komşumuz Sefer Usta?ya uğranılıp dondurmasından da yenilecek?

Anneannemin kucağında ben? Onun yanındaki anneannemin annesi..

Ama öncesinde, dükkanın bulunduğu Kemeraltı´nı dikine kesen Başdurak yokuşundaki Ali Ulvi Baradan?ın fotoğraf stüdyosuna uğrama rutinimiz yerine getirilecek.

?Yemeni bağlamış telli başına? diye başlayan Çerkes kızına güzelleme güftesi üzerine yapılan beste dahil nice güzel eserin sahibi Ali Ulvi Bey´in her Kurban bayramı yolumuzu beklediğine eminim. Karşılamasının içtenliğinden dolayı?

O fotoğraflarda bulunanların sayısı önceleri hayli kalabalık; bütün bir araya getirilebilen akrabalarımızla birlikteyiz? Sonraları sadece üç kişiyle başlayan çekirdek aile on yıl içerisinde beşli bir gruba dönüşüyor?

Şimdi üçümüzün de saçları hayli seyrek kardeşler o fotoğraflarda sırma saçlı; birimizinki hayli de uzun?

İkinci ve sonraki günleri bayramın, akraba ziyaretlerine ayrılmış. Ziyaret edilenler arasında babamın yılın neredeyse bütününü küs geçirdiği yakınlarımız da var. Evdeki konuşmalara ters bu ziyaretlere gidilirken, kulaklarımıza, ?Küslüklerin bayramlarda ortadan kaldırılması gerekir? prensibi fısıldanıyor.

Galiba önce en yaşlı akrabalardan başlıyoruz ziyaretlere?

Bize de gelenler oluyor.

 

Annem, babam ve tek çocuk ben..

Annem her gelene ikram edilecekleri günler öncesinden hazırlamış? Kalbura basma annemin meşhur tatlısı. Her tadan ardından övgülerini esirgemiyor; annemin zaten güzel olan yüzü daha bir güzelleşiyor o anlarda.

Eve gelen küçükler için mendiller içinde kağıt paralar hazır tutuluyor. Hediye paraların açıktan çocuklara verilmesi ayıp. Yine de mendili alan her çocuk hemen içine bakıp bayram harçlığının ne kadar arttığını hesap ediyor.

Kendim de öyle yapıyorum da oradan biliyorum.

Bayram harçlığı önemli. Onunla bayram sonrasında Kemeraltı´ndaki Yavuz Kitabevi?nden ?Türkiye Çocuk´ dergisinin her yıl bir kez yayınladığı kalın özel sayısı alınacak; Doğan Kardeşdergisine abonelik yenilenecek?

Türkiye Çocuk dergisinin bir bayram sonrası alınan sayısında diş sağlığı konusu işleniyor ve nasıl oluyorsa babam o yazının farkına varıyor. Bana o yazıyı kaç kez yüksek sesle okuttu acaba? İstediği sağlıklı dişlerim olması?

Son yıllarda ara sıra diş hekimi Fatih Eşki?nin koltuğuna oturmam gerekse de, ailenin benden önceki nesillerinin aksine dişlerimin neredeyse tamamına hala sahipsem, bunu o okuma seansı sonrası edindiğim fırçalama alışkanlığına borçluyum.

Eşrefpaşa?da pazar yerinin hemen yanında çocuklar için çeşitli eğlenceler var. Kocaman bir salıncak, dönme dolap. Oraya uğranılıyor. Ziyaretler sırasında birilerinin ?Fuara gidiyoruz?dediği de oluyor ve onların peşine takılarak Luna Park?a da gidiyoruz. Esas eğlence orada.

Televizyon yok evlerde, insanlar birbirlerine çocuklarını göndererek, ?Bir maniniz yoksa annemler size gelecek? mesajı eşliğinde ziyaretlerde bulunuyor. Haberler radyodan saat başlarında ?ajans haberi´ şeklinde alınıyor.

Çok gecikmeden uzak dostlar için telefona da kavuşuyor hanemiz. Ne kadar sevinçliyiz.

Koru biraderler.. İkimiz alabros traşlı, en küçüğümüzün kıvırcık sarı saçlarını kıskanıyoruz..

Kalabalıklaşıyoruz. Kardeşlerim oluyor. Bayramlar benim için tek kişilik bir eğlence olmaktan topluca yaşanılan bir sevinç vesilesine dönüşüyor. Yaş alıyor ve büyüyorum, alıştığım pek çok şey bana artık yavan gelmeye başlıyor.

Peki de, neden şimdi olduğu gibi o masum bayram günlerini tahassürle hatırlıyor ve ?Neydi o günler? diye zihnimde hatıralara resmi geçit yaptırıyorum?

Kurban bayramınız kutlu olsun.