Tarih: 29.03.2019 07:22

Beka, Hain, Terörist, Bay, Zındık

Facebook Twitter Linked-in

Başlık, son dönemde meydanlarda sıkça duyduğumuz kelimelerden oluşuyor. Bunlar seçim propaganda sürecinin seviyesini gösteren ibareler. Çünkü kampanya boyunca, icraat yerine bu kavramları sıkça duyduk. Sadece katliam üzerinden, kan üzerinden siyaset, ezan üzerinden istismar, falanca parti filanca partiyle iş birliği yaptı, bunlar hain, bunlarla seçimden sonra görüşeceğiz, tehditleri ithamları konuşuldu. Ülke ekonomisi, bozulan dış ilişkiler, işsizlik, adaletsizlikler, yolsuzluklar hiç konuşulmadı.

Olan vaatler de betonlaşmaya devam edileceğinin tekrarıydı. Üretime, kalkınmaya, teknoloji ve eğitime dönük bir laf edilmedi. Siyaset hep birilerini karalama ve tahkir etme üzerinden yürütüldü. Ama bir türlü adaylara ve projelerine sıra gelmedi.

Sonuç; seçim kapıya dayandı. Vatandaş da ne olup bittiğini anlayamadan seçime gidiyor. Belki yapılmak istenen de buydu. Gererek kutuplaştırarak vatandaşın aslında ekonomi, dış politika, eğitim, şehirleşme ve göç gibi başarısızlıkları düşünmesine fırsat vermemektir. 

Beka;

İktidar cenahı meydanlarda en çok beka sözcüğünü kullandı. Peki, kimin bekası derseniz; devletin mi? Vatanın mı? Hayır. Partinin ve tepesindekilerin iktidar bekasıydı. Yanında müteahhitlerin bekası, rantçıların bekası, makam sahiplerinin koltuk bekası? Listeyi uzatabilirsiniz.

Ülkeyi sözüm ona terörün cirit attığı alana çeviren ve önlem alamayan, YPG´nin burnumuzun dibine kadar sokulmasını engelleyemeyen, illegal yapıların devletin tüm sistemine sızmasına göz yumanlar beka sorunundan bahsediyor. Gülelim mi ağlayalım mı?

Yalan ve İftira;

Bu öyle bir hal aldı ki yalan-doğru ayrımını yapamaz hale geldik. Miting meydanlarında, medya organlarında ve özellikle sosyal medya platformlarında koro halinde milletin gözünün içine baka baka yalan, iftira, hakaret, alay haddi hesabı olmayan şekilde kullanıldı.

Ülkenin gerçekleri yalan ve iftira kılıfıyla örtüldü. ?Cambaza bak cambaza? derken hiç kimse ihalelerdeki usulsüzlükleri, işçi alırken yapılan kayırmaları haksızlıkları hukuksuzlukları konuşamadı. Millet meydanlarda hesap soramadı ama sandıkta sorar? Hep öyle olmuştur.

 

Kamplaştırıcı ve Ayrıştırıcı dil;

Gün geçmiyor ki yalan haberlerle zihnimiz ve ruh dünyamız kirlenmesin. Doğru habere hasret kaldık. Mesela güya Saadet, HDP ile ittifak yapıyormuş. İnsafınız kurusun, başka diyecek sözüm yok.  Bu memlekette Oslo ve Dolmabahçe görüşmelerini de mi Saadet yaptı? Hendekler kazılırken Saadet mi vardı iktidarda? Teröristleri Habur´dan selam durarak Saadet mi karşıladı? 

?Dörtlü çete? sözünün siyasi literatürde nasıl bir yeri olabilir? Başka hangi ülkede seçim kampanyalarında toplum bu kadar kamplara ayrıştırılıyor acaba?

Bir ülke düşünün ki yarısı terörist ve hain. Bir kısmı PKK´lı, diğer kısmı FETÖ´cü. Normalde kullanılması cezai işlem bile gerektirecek her türlü söylem meydanlarda dile getiriliyor. Ama bu durum o kadar kabullenildi, normalleştirildi ki hiç kimse de çıkıp, ?Doktor bu ne?? diye sor(a)mıyor.

Saadet Partisi için PKK, terörle birlikte söylemleri en yetkili ağızlardan meydanlarda dile getirilirken, hakkaniyet adına buna karşı çıkan bir vatandaşın hemen tutuklanması da en hafif ifadeyle zorbalıktır. Ve bu ülkede yaşanmıştır.

Ayrıca, falanca parti filanca partiyle ittifak halindeymiş gibi sahte, uydurma broşürler havada uçuştu. 

Bay Kemal;

Bütün söylemlerin başkahramanı. İktidarın ağzına pelesenk olmuş hemen her konuşmada alaycı-aşağılayıcı bir tavırla söylenen bir hitap tarzı. Etraftan hiç kimse de, ?Bu ifade yakışıksız, hem yürütme makamında olan biziz. Her şeyin sorumlusu bu adam mı ki? Bu kişiyi hedef alırken aslında onun taraftarlarını da hafife alıp ötekileştirmiyor muyuz?? deme cesareti gösteremiyor mu acaba?

Temel Bey ve Particiği;

Ne denir? Bu söyleme nasıl cevap verilir? Bereket ?Bay Temel?in gerisi gelmedi. Varsın kararı sonraya, büyük güne kalsın? 

Cami-Ezan ve Ayasofya;

Seçim istismarlarından Ayasofya Camii de nasibini aldı. Önce Sultanahmet´i doldurun dendi. Sonra müze statüsünden cami unvanına çevrilecekmiş de giriş ücretsiz olacakmış. Köprü gibi değil yani, gitmezseniz para ödemeyeceksiniz.

Değişen sadece tabela olacak, ibadete yine kapalı. Kutsal mekânlar da bir ?Oy?alama ve Oy devşirme aracına dönüştü.

 

 

Ezan ıslıklandı dendi. Islıklanmadığı kötü bir tesadüf olduğu ortaya çıktı. Özür var mı? Yanıldık diyen var mı? 

Yeni Moda Zındıklık;

Son günlerde maalesef mütedeyyin kesimin bir şekilde saygı duyduğu gönül bağı bulunduğu bazı cemaatler, tarikatlar, vakıflar ve dernekler saygınlıklarını yitirme, hatta günaha girme pahasına da olsa var gücüyle uğraşıyor. Muhalefete oy verenleri zındıklıkla itham etmeleri son derece vahim. Allah adına hüküm verenin durumunu bizden iyi biliyor olmalılar. Bir Müslüman´ın küfür ehliyle eş tutulması veya ima ile de olsa kâfirlikle itham edilmesi son derece vahim bir yanlıştır.

Ama unuttukları bir şeyi Müslümanlık görevi olarak hatırlatalım. ?Herhangi bir kimse, din kardeşine ?Ey kâfir!´ derse, bu tekfir sebebiyle ikisinden biri muhakkak küfre döner. Eğer o kimse dediği gibi ise ne ala. Aksi takdirde sözü kendi aleyhine döner.? (Müslim, 1/319)

Özetle siyasetin dili ?hainlik´ İslami cemaatlerin dili ise ?zındıklık´ oldu. Her ikisine de hiç yakışmıyor.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —