Başörtüsü teklifi Meclise sunuldu

Kamuoyunun merakla beklediği, birçok kez ertelenen ve anayasal güvence sağlayacağı belirtilen başörtüsü ve aile düzenlemesiyle ilgili Anayasa değişikliği teklifi, AK Parti ve MHP'nin ortak imzasıyla Meclis Başkanlığı'na sunuldu.

Başörtüsü teklifi Meclise sunuldu

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun çağrısıyla gündem olan ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın anayasa çağrısıyla yanıt verdiği, başörtüsüne anayasal güvence getirdiği belirtilen Anayasa değişiklik teklifi AK Parti Grup Başkanvekili Özlem Zengin tarafından TBMM Başkanlığına sunuldu.

Başörtüsüne yönelik anayasa değişikliği teklifi, iktidarın gündemine CHP’nin kamuda kıyafet düzenlemesini öngören kanun teklifini duyurmasının hemen ardından girdi.

Başörtüsüne 'anayasal güvence sağlayacağı' belirtilen teklifin TBMM’ye sunulması konusunda ilk tarih olarak ekim ayının son haftası gösterildi. Ancak bu tarihte teklifle ilgili Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan son onayın alınmamış olması gerekçe gösterilerek erteleme kararı duyuruldu. Teklifin TBMM’ye sunulacağı bir sonraki tarih olarak 2 Kasım gösterildi. Bu tarihte de teklif TBMM’ye sunulmadı.

 

Hükümet daha sonra teklifi her an TBMM’ye sunabileceklerini belirterek 17 Kasım tarihini işaret etti. Bir erteleme de bu tarihte yaşandı. Bütçe görüşmeleri sırasında TBMM kulislerinde gazetecilere konuşan MHP’li Feti Yıldız, teklif hakkında, “24 Kasım’da bu iş tamam” değerlendirmesini yaptı. Kamuoyu, önceki gün teklifi görmeyi beklerken teklif dördüncü kez başka bir tarihe erteledi.

BUGÜN MECLİS'E SUNULUYOR

Ertelenen başörtüsü ve aile düzenlemesiyle ilgili Anayasa değişikliği teklifi, AK Parti ve MHP'nin ortak imzasıyla Meclis Başkanlığı'na sunuluyor.

AK Parti Grup Başkanvekili Özlem Zengin'in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle;

"AK Parti, MHP ve BBP'den 336 vekilin imzasıyla biraz sonra Meclis Başkanı'na sunacağız. Başörtüsü meselesine, bir bez parçası diyenler bu konuyu hiç anlamamışlardır. Bunun nasıl bir travma olduğunu anlayamaz. 90'lara geldiğimizde bizler başka boyuta geçtik.

Nihayetinde diyebilirim ki, dini hassasiyeti olan insanlar için biz başörtülü kadınlar birer işarettik. Bu anayasa teklifi Meclis'ten geçse de biz bunları anlatmaya devam edeceğiz. "Helalleşelim olsun bitsin edasını" çok alaycı buluyorum. Bu konunun hiç anlaşılmadığını düşünüyorum.

Bu konuyla ilgili en çok arzu ettiğimiz şey anlaşılmak. Biz özellikle siyasetin gücüyle bu problemi aslında çözmüştük. Türkiye'de kanun olarak başörtüsünü yasaklayan bir kanun zaten yoktu. Temel bazı temel haklardan istifade etmek istediğimizde ortaya çıkıyordu.

'MESLEK ONURUNA YAKIŞMAYAN BİR TAVIR' OLARAK SERGİLENİYORDU

Bir mesleği ifa etmekte engellerle karşılaşıyorduk. Biz avukatlara 'meslek onuruna yakışmayan bir tavır' olarak söyleniyordu başörtülü olmak.

Rahmetli Özal, bu problemi çözmek için uğraştı. Önce yönetmelik değişikliği yaptı. YÖK Kanunu'nda değişiklik yaptı. Bunlar Anayasa Mahkemesi'ne götürüldü. 'Yorumlu ret' şeklinde bir karar uyduruldu.

Bu şeyler, bu ızdıraplar o kadar büyüdü ki, bununla beraber AK Parti'nin kurulmasında yaşanan bu ızdırabın büyük bir imzası vardır. AK Parti'nin siyasi tezlerini anlatacak olursak, en büyük tez budur. Bizim hamurumuzda var. Mücadelemiz sonradan değil.

Vesayetin etkisi uzun zamandır devam etti.

2008 yılında o zamanda AK Parti ve MHP bir araya gelerek anayasa değişikliği yaptı. Biz seçim kazanmak için bir araya gelen iki parti değiliz. 2008 yılında biz bir araya gelerek bir anayasa değişikliği yaptık.

"MİLYONLARCA KADIN GELECEĞİNDEN VAZGEÇTİ"

Bu anayasa teklifi Meclis'ten geçse de biz hepimiz geçmişte yaşananları konuşmaya devam edeceğiz. İkna odalarından geçen arkadaşlarımız var. Onlara siz inandığınız için değil siyaseten başınızı örtüyorsunuz diyorlardı. Bizler de 'biz inandığımız için başımızı örtüyoruz' diyorduk.

Binlerce milyonlarca kadın geleceğinden vazgeçti. Bu konu ile ilgili en çok arzu ettiğimiz şey anlaşılmaktır. Bütün arkadaşlarımız biliyor ki Türkiye'de başörtüsünü yasaklayan bir kanun yok. Sorun bazı temel haklardan istifade etmek isteyince ortaya çıkıyor. Yani eğitim hayatımızda meslek hayatımızda sorunlar yaşıyorduk.

"SİYASİ PERSPEKTİFTEN BAKMIYORUZ"

AK Parti'nin inşasında var bu konuya dair yaklaşımlarımız. 2008 yılında AK Parti ve MHP bir araya gelerek bir anayasa değişikliği teklifi yaptı. Bu teklif referanduma gitme ihtiyacı duymadan Meclis'ten geçti.

O zaman bir araya gelerek eylemler yaptılar. AYM'ye iptal davası açtılar. Yetmedi AK Parti'ye bir kapatma davası açtılar ve bir oyla AK Parti kapatılmadı.

Oysa bu bizim hayatımız. Hayatımızın gerçeği. Sivil siyasetin de etkisiyle fiilen bu yasaklar zaman içerisinde hafiflemiştir.

Peki anayasa değişikliğine gerek var mı? Bunun cevabı aslında hayır. Yani başı açık kadınlar için böyle bir şey yokken neden başörtülü kadınlar için gerekli olsun. Peki neden bir anayasa değişikliği teklifi yapıyoruz?

Bizim bu konuya yaklaşımımız CHP gibi siyasi bir perspektiften değildir. Sayın Recep Tayyip Erdoğan partisinin kapatılmasını göz önüne alarak 2008 yılında bu çalışmayı yaptı. Bizim siyasi yaklaşımımız milletin değerlerini devletin değerleri ile bir araya getirmektir.

"ANAYASA TEKLİFİNE DESTEK VERİN"

Başörtüsü ile ilgili düzenleme ancak anayasa ile güvence altına alınır. Tersine olması hukukun mantığına aykırıdır.

Bu teklif 50 yılda atılmış en büyük tekliftir. Gelin bu anayasa değişikliğine destek verin. Mesele çözümse referandum olmadan çözelim. "

TEKLİFTE NELER YER ALACAK?

Teklif, anayasanın din ve vicdan özgürlüğünü düzenleyen 24 ve “ailenin korunması”na ilişkin 41. Maddesi'nde değişiklik öngörüyor. AKP kaynaklarının BBC'ye verdiği bilgiye göre 24. Madde'ye iki fıkra ekleniyor.

Buna göre “Temel hak ve hürriyetlerin kullanılması ile kamu veya özel kesim tarafından sunulan hizmetlerden yararlanması hiçbir kadının başının örtülü veya açık olması şartına bağlanamaz” hükmü yer alıyor.

İkinci fıkrada ise “dini inancı” nedeniyle tercih ettiği kıyafet veya başını örtmesi nedeniyle kadınlara ayrımcılık yapılmasının önüne geçilmesi hedefleniyor:

“Hiçbir kadın dini inancı sebebiyle başını örtmesi ve tercih ettiği kıyafetinden dolayı eğitim öğretim, çalışma, seçme, seçilme, siyasi faaliyette bulunma, kamu hizmetlerine girme ile hak ve hürriyetleri kullanmaktan veya kamu veya özel kesim tarafından sunulan mal ve hizmetlerden yararlanmaktan hiçbir surette yoksun bırakılamaz, suçlanamaz ve herhangi bir ayrımcılığa tabii tutulamaz.”

ÜNİFORMA, BAŞÖRTÜSÜNE ENGEL OLMAYACAK

Aynı fıkrada, görevleri gereği üniforma gibi özel kıyafet giyilmesi de başörtüsü takmaya engel olmayacak:

“Alınan veya verilen bir hizmetin gereği olan kıyafet söz konusu olduğunda; devlet ancak dini inanç sebebiyle, kadının başını örtmesini ve tercih ettiği kıyafetin hiçbir şekilde engellememek kaydıyla gerekli tedbirleri alabilir.”

Anayasa’nın “ailenin ve çocuğun korunması”nı düzenleyen 41. Maddesi'nin birinci fıkrasına ise aile tanımı yapılıyor. Teklifle söz konusu maddeye, aile birliğinin “kadın ile erkeğin evlenmesi” ile kurulacağı hükmünün eklenmesi öngörülüyor.