BARIŞ, Karşılıksız Çek mi? Cumartesi Annelerine Dokunmayın..!

VEYSİ DÜNDAR- 01.09.2018

BARIŞ, Karşılıksız Çek mi? Cumartesi Annelerine Dokunmayın..!

1914 yılının 1915´e bağlanacağı gece, batı cephelerinin pek çoğunda gayriresmi nitelikte de olsa birkaç saatliğine ateşkes ilan edilir. Cinnet hali sükut bulur.?Gündüz vakti birbirlerine karşı savaşan askerler, ateşkes süresince birbirleriyle yemeklerini, içeceklerini ve anılarını paylaşır; ölen askerler, iki tarafın da elbirliğiyle gömülür.

İnsan olmanın bilinci ve gereği gibi yaşanır. Ancak ateşkesin sona ermesinden sonra, dostluk bir kez daha düşmanlığa evrilir, cinnet geri döner?

1. Dünya Savaşı´nda ?Christmas Truce /Weihnachtsfrieden / Trêve de noë? olarak isimlendirilen bu ironik hadise, akıllara şu sözünü getirir:??Suçluyu kazıyınız, altından insan çıkar.?

Altından insanın çıktığı bu trajediye karşı, her yıl olduğu gibi bugün de dünya çapında barış günü kutlanması söz konusu. Gerçi sadece bizim ve Kıbrıs´ın 1 Eylül olarak baz aldığı, dünya genelinin 21 Eylül´ü baz aldığı bir günden bahsediyoruz. ?Dünya Barış Günü? tevafuka bakın, 23 yıldır süregelen ?Cumartesi Anneleri? eylemine denk geldi bu sene. Ve bir tevafuk daha var ki, o da şudur; bugün benim de doğum günüm. Bu güzel 3 tevafuk için, yazının sonunda son bir sözüm olacak.

Ancak bu yılki kutlamaların İstanbul durağında bugün bir ?suçlu? çıkması muhtemeldir. Zira Ankara, Cumartesi Anneleri eyleminin yasaklandığını bildirirken, insan hakları ve benzeri diğer bileşen örgütlerin temsilcilerin bütünü de bu eylemi bugün gerçekleştirmek için Galatasaray Meydanında olacaklarını açıkladılar. Yazının sonunda bu konuya değineceğim?

1 Eylül 1939? Hitler ordularının Polonya´ya girdiği gün olarak bilinir. Aynı zamanda ilk direnişin de günüdür aslında. 2 Eylül 1945´e kadar sürecek olan, 22 milyonu SSCB (Sovyet) vatandaşı olmak üzere 54 milyon insanın ölümüne neden olan, toplamda tam tamına 6 yıl süren bir savaş, bir cinnet, bin cinayet ve bir soykırım hali? Tenakuza bakın! Bu savaşın başlangıcı kabul edilen günün ?Dünya Barış Günü? olarak kutlanmasının ne faydası var? İroniye dikkat edin !!!

?Acaba bu günü, barış maskesi altında Nazilerin Polonya´yı işgal edişini ve dolayısıyla dünyayı kana bulamaya başlamalarını kutlamak isteyen gizli Naziler mi organize ediyor?? gibi gibi sorular kurcalıyor aklımı?

İnsanların her konuşmasında dile getirdiği ?dünyada barış, inadına barış, barışta yarış, savaşma barış, savaşlar olmasın, kimse ölmesin vb? sloganların gırla sadece tek gün için konuşulmaması, kutlanmaması gereken gün olması beklenirken, tek günle sınırlanması, insanın içini acıtıyor, vicdanları kanatıyor.

Kim bilir dünya genelinde bugün kaç kişi, vicdanı ve yüreği kangren olmuş insanların hışmına uğrayacak ve ölecek?

Kirlenmiş ellerin kutlama fırsatı bırakmadığı, kan ve işgallerin gölgesinde, acı ve gözyaşı ile anılan bir gün, bugün. Aslında hemen hemen her günümüz böyle oldu.??Katillerin, zalimlerin muzaffer olduğu iklimlerden geçiyor evren. ?Ölen mi kurtuluyor, kalan mı şükrediyor?? belli değil !

Kimi kalanlar ölümden kaçıyor, ölü taklidi yapıyor, ölüme susuyor belki de. Kimisi zaferden yana olmak için katillerden yana oluyor, katilliğe özeniyor, tapıyor, gurur duyuyor.

Ölmemek için ölüme yatıyor, utanmıyor, savaş almış insanlığına dair değerlerini, kapitalist küreselleşme halklar arasına nefret ekiyor, ölüm biçiyor.

Bugün yaratılan yeni dünya düzeni sayesinde Suriye´de, Yemen´de, Somali´de, Afganistan´da, Çin´de, Arakan´da, Irak´ta, Libya´da, Filistin´de, Afrika´da, çocuklar ölüme uyanıyor, düşmanlığa bileniyor. İşgal sürüyor, silahlar pazarlanıyor, piyasalar canlanıyor.

Acı kat´a ve kat´a dinmiyor??BARIŞ, karşılıksız çek gibi?

Her gün haberlerde gördüklerimiz veya gazetelerde okuduklarımızın çoğumuzu artık etkilememesi ne kadar acı verici. Siddhartha Gautama; ?et yiyen insanlarda merhametin ve insani duyguların cılızlaştığını? söylemişti.

Kimin dünya barış gününü kutlayalım dersiniz?

Afrika´da zayıflıktan göğüslerine süt dolmayan çaresiz ağlayan annenin mi, yoksa onun hiçbir şeyden haberi olmayan, suçu olmayan, karnını doyurmak için annesinin boş memesini emmeye çalışan bebeğin mi?

Nijerya´da açlıktan resmen eti olmayan, muhtemelen 10 yaşına bile gelemeden açlıktan veya hastalıktan ölecek olan yavrunun mu, yoksa 15 yaşında kölelik yapan ve en basitinden asla bizler gibi arkadaşlarıyla veya sevgilisiyle bir kafeye gidip bir şeyler bile içemeyecek olan çocuğun mu?

Peki ya Suriye´de yaşayan kaldı mı onu da kestirmek güç ya !!!

Savaşta ailesini kaybeden bir babanın mı, bir başka yerde bacakları kopan gencin mi, başka bir yerde hayatında bir kere baba diyememiş olan çocuğun mu??Görüşleri yüzünden işkence gören, hapiste çürüyenlerin mi?

Ha 1 Eylül ha 21 Eylül, keşke her gün barış adına bir şeyler dillendirilse, bir girişimde bulunulsa, keşke Dünyada Barış sağlansa?

Ferhat Şensoy´un izlediğim ?Saçma Sapan Şeyler? adlı tiyatro oyununda dillendirdiği bir söz vardı:
?Eylülün biri, dünya barış günü. Bugün savaşmayalım, yarın bombalaşırız! Savaşseverlerin tatil günü.?

Haklı nedenlere dayanan ve 700 hafta boyunca kimseye zarar vermeden sürdürülen bir eyleme, geçen hafta itibarı ile yasak geldi. Geçen hafta Cumartesi Anneleri´ne polis müdahale etmiş; yeni acılar, gerginlikler, tartışmalar yaşanmıştı.

Bugün Dünya Barış Günü. Bugün benim doğum günüm. Ve bugün Cumartesi Anneleri´nin oturma eylemi günü. ?Suçlu?nun olmadığı, kimsenin yaralanmadığı, göz altına alınmadığı bir eylem günü diliyorum.
Bu benim için en güzel doğum günü hediyesi olacak.
?DÜNYANIN, BARIŞA İHTİYACI VAR.?