DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, Kars’ta düzenlenen “Halklar ve İnançlar Buluşması” çalıştayında yaptığı konuşmada, Türkiye’de yeni bir döneme girildiğini söyledi. Bakırhan, “1 Ekim’den sonra ve en son Türkiye'den silahlı güçlerin çekilmesi ile birlikte artık birinci aşama bitti. Irkçılara, ayrımcılık yapanlara da artık geçmiş olsun, kullanacakları bir şey kalmadı. Şimdi ikinci aşamadayız. Tam o hukuku barışa uygun bir şekilde hayata geçirecek bir dönemdeyiz. Biz çözüm etrafında odaklanacağız” ifadelerini kullandı.
DEM Parti Kars İl Eş Başkanları Arzu Savaş Derman ve Ramazan Erkmen’in ev sahipliğinde düzenlenen etkinliğe, çeşitli siyasi parti temsilcileri, sivil toplum örgütleri ve meslek odaları katıldı. Bakırhan, konuşmasında Kars’ın çok kültürlü yapısına dikkat çekerek, “Kars’ta Türk, Kürt, Azeri, Alevi, Yerli, Terekeme, Şia, Türkmen, Çerkez ve Malakan gibi sayısız halk ve inançtan binlerce insan kardeşçe yaşıyor. Bu, iç barışı arayan Türkiye’ye güzel bir örnektir” dedi.
"CUMHURİYET DEMOKRATİK OLMALI, KİMSE DIŞLANMAMALI"
Bakırhan, Cumhuriyet ile bir sorunlarının olmadığını ancak demokrasinin tüm yurttaşlar için geçerli olması gerektiğini vurguladı:
“Bizim Cumhuriyet ile herhangi bir sorunumuz yok. Biz, Cumhuriyet'in demokrasiyle barışmasını istiyoruz. Barışık mı? Barışık değil. Cumhuriyet demokratik olsun. Türkiye'de yaşayan bütün renkleri, bütün kimlikleri kapsasın, kucaklasın. Kimse kimliğinden, dilinden, renginden, düşüncelerinden dolayı dışlanmasın.”
Bu talebin sadece Kürtler için değil, tüm toplum kesimleri için olduğunu belirten Bakırhan, “Çerkez, devletin hukukunda Kürtle eşit olmayı istiyorsa, tutuklanması mı gerekiyor?” diye sordu.
“SİLAH DEVREDEN ÇIKTIYSA, IRKÇILIĞI ORTADAN KALDIRMAK DEVLETİN GÖREVİ”
Bakırhan, PKK’nın silah bırakma sürecine ve örgütün feshedilmesine de değinerek bunun tarihi bir önem taşıdığını söyledi:
“Sayın Öcalan'ın çağrısıyla PKK'nın kendisini feshetmesi, silahları yakması, en sonunda artık Türkiye sınırları dışına çıkarak Türkiye devletine silah çevirmeyeceğini, artık silah kullanmayacağını belirtmesi çok tarihi bir önemdedir. O zaman eğer silah sorunsa, bugün devreden çıkmışsa, silahın ortaya çıkmasına sebep olan tekçiliği, ırkçılığı, antidemokratik uygulamaları ortadan kaldırmak da bizim devletimizin, iktidarımızın bir görevi ve bir sorumluluğu değil mi?” dedi.
“GEÇİŞ YASALARI, ÖZGÜRLÜKLER, HAKLAR GÜVENCE ALTINA ALINMALI”
Kapsayıcı bir hukuk sistemine ihtiyaç olduğunu dile getiren Bakırhan, Diyanet’in tek inanca hizmet ettiğini savunarak, farklı inançların da devlet tarafından tanınması gerektiğini söyledi:
“Caferi, Alevi, Kars'ta yaşayan farklı inanç ve dinlerdeki insanlar devlet tarafından tanınsın. Diyanet İşleri Başkanlığı tek bir inanca hizmet ediyor. Silah devreden çıktı, örgüt kendisini feshetti. Kavga yok, çatışma yok. Artık bu ülkenin bütün renkleri nasıl kapsanacaksa, buna uygun bir hukuk yaratılmalıdır.”
DEM Parti Eş Genel Başkanı, sürecin sadece Kürtleri değil, Türkiye’deki tüm halkları ve inançları ilgilendirdiğini belirterek sözlerini şöyle sürdürdü:
“Biz sadece demiyoruz Kürt'ün dili özgür olsun. Çerkez'in de bir dili yok mu? Azeri'nin, Terekeme'nin yok mu? Alevi'nin inanç sorunu, Caferi'nin hiç inancıyla ilgili sorunları yok mu? Demokratik cumhuriyet sadece Kürtler için değil, tüm halklar için kapsayıcı olmalı. Geçiş yasaları, özgürlükler, haklar güvence altına alınmalı.”
Bakırhan, konuşmasını “Bu sürecin sonunda ülke demokratik olacaksa, hepimiz yararlanacağız. Çocuklarımızın tabutu yerine barışı, demokrasiyi, onurlu yasaları ve anayasayı taşıyacağımız bir sürece hepimiz sahip çıkmak durumundayız” sözleriyle tamamladı.
Kaynak: karar.com
