Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, partisinin grup toplantısında gündeme ilişkin konuştu. PKK'nın silah bırakma ve fesih kararını açıklamasının ardından Bakırhan, MHP lideri Devlet Bahçeli ve CHP lideri Özgür Özel'e sürece katkılarından dolayı teşekkür etti.
Bakırhan, "Bu sürece katkı sunacak iki önemli açıklama var. Sayın Devlet Bahçeli’nin dün yaptığı 'Barış havası kalıcı ve gerçekçi olmalıdır. Siyasi ve hukuki adımlarla siyasetin güçlendirilmesi' şeklindeki değerlendirmesini değerli buluyor, bu yapıcı yaklaşımı yürekten destekliyoruz. Aynı şekilde, Sayın Özgür Özel’in 'Kalıcı toplumsal barışın olması; atılacak adımların samimiyetine ve hukukiliğine bağlıdır' tespiti de son derece kıymetlidir" ifadelerini kullandı.
Bakırhan'ın konuşmasından öne çıkanlar şu şekilde:
"Tarihi bir sürecin içindeyiz. Toplum yıllardır bugünlerin hayalini kuruyordu. Toplumun barışa, çözümün tartışıldığı günlere büyük bir özlemi vardı, bugün o günlerin kapısı aralandı. Türkiye halklarına hayırlı olsun. Umarım barışla, eşit yurttaşlıkla taçlandırırız. Yapmış olduğumuz buluşmalarda Türkiye toplumunun barışa susadığına şahit olduk.
On yıllarca insanlar umudunu kaybetmedi. Biz Kürtler de geçmiş yıllarda öyle acılı yıllar yaşadık ki umarım biz de günleri gün olarak yaşar, acısız, kavgasız yaşayacağımız günlere birlikte kavuşuruz. Barış mücadelesinde yitiriğimiz her bir canımızı minnetle anıyoruz.
BAHÇELİ VE ÖZEL'E TEŞEKKÜR
Bu süreçte bizden beklenen demokratik siyaseti dönüştüren bir irada ortaya çıkartmamızdır. Barış süreci hukuki, kalıcı bir hale getirmek biz siyasilere düşendir. Başta Meclis olmak üzere; aydınlar, yazarlar, sanatçılar bu sürecin gerçek sahipleridir.
Bu süreçte çok önemli açıklamalar yapıldı. Bu sürece katkı sunacak iki önemli açıklama var. Sayın Devlet Bahçeli’nin dün yaptığı 'Barış havası kalıcı ve gerçekçi olmalıdır. Siyasi ve hukuki adımlarla siyasetin güçlendirilmesi' şeklindeki değerlendirmesini değerli buluyor, bu yapıcı yaklaşımı yürekten destekliyoruz. Aynı şekilde, Sayın Özgür Özel’in 'Kalıcı toplumsal barışın olması; atılacak adımların samimiyetine ve hukukiliğine bağlıdır' tespiti de son derece kıymetlidir. Yürütme erkinin üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmesini bekliyoruz.
'DÜZENLEMELER BAYRAM SONRASINA BIRAKMADAN YAPILMALI'
İnsani, somut ve güven artıcı bazı düzenlemelerin bayram sonrasına bırakılmadan yapılması Türkiye'nin önünü açacaktır. Kurban bayramını çifte bayram haline getirecektir. Bu konuda da yürütme erkinin üzerine düşen görev ve sorumluluğu yerine getirmesini beklediğimizi belirtmek istiyorum. Barışı ertelemek haramdır.
Öcalan ve PKK Meclisi işaret etti. Biz de diyoruz ki 'Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir' sözü gerçeğe dönüşsün. Meclis, barışın kurucu gücü olsun. Tüm erklerin sorumluluk üstlenme ve görevlerini yerine getirme zamanıdır. Silahlar susacaksa, demokratik siyaset konuşmalı; silahlar susacaksa demokratik siyasetin önündeki engeller kaldırılmalıdır. Ortak vatan fikriyle cumhuriyeti demokrasiyle buluşturalım.
'BARIŞ KAZANIRSA HEPİMİZ KAZANACAĞIZ'
Gelin ikinci yüzyılda cumhuriyeti demokrasiyle taçlandıralım. Barış, demokrasi ve hukuk sadece bir kesimin değil, sanki sadece Kürtler haklarına kavuşacağı gibi yapılan tartışmalar yanlıştır. Barış kazanırsa hepimiz kazanacağız. Bu süreç bir al ver süreci değil, bu sürecin pusulası siyasettir. Barış kazanırsa hepimiz kazanacağız. Bu süreç bir al ver süreci değil, bu sürecin pusulası siyasettir. 13 yıldır bizimle birlikte direnen mücadele eden, bileşenlerimize teşekkürlerimi iletiyorum.
Ömrünü barışa ve halkların kardeşliğine adamış, değerli yol arkadaşımız sayın Sırrı Süreyya Önder'i anıyoruz. Bu yolda yitirdiğimiz bütün canları anarak sözlerimi bitirmek istiyorum.
ORHUN ABİDELERİ'NDEN ÖRNEK VERDİ
Bakırhan, konuşmasının devamında Orhun Abideleri'nden örnek verdi.
Bakırhan şöyle konuştu :
Orhun Abideleri'nden bir şeyi uyarlayarak anlatmak istiyorum. Orhun Abideleri aynen şöyle söyler: "Barış aç olanı tok etmek, az olanı çok etmek için büyük bir fırsattır" diyor. Bu tarihi sürecin gelişmesinde büyük sorumluluk üstlenen en başta Sayın Öcalan'a, çözüm yolunda cesur bir duruş sergileyen Sayın Bahçeli'ye, bu iradeyi sahiplenen Sayın Erdoğan'a ve sürece ilk günden destek sunan Sayın Özel'e, Sayın Davutoğlu'na, Sayın Babacan'a, Sayın Arıkan'a ve tüm muhalefet partilerine de en içten şükranlarımızı, teşekkürlerimizi sunuyoruz. Yine 13 yıldır bizimle birlikte gece demeden, gündüz demeden duran, direnen, mücadele eden, bizimle birlikte cezaevine giren, işkence gören ama Kürt'ü terk etmeyen bileşen partilerimize, onların yöneticilerine, il ilçe örgütlerine, onlara gönül verenlere de büyük bir teşekkür etmek istiyorum.