Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz

Bahçeli’nin komisyon önerisi üzerine bir değerlendirme

Mehmet Emin Ekmen yazdı;

Bahçeli’nin komisyon önerisi üzerine bir değerlendirme

Türkiye Büyük Millet Meclisi, yalnızca yasaların yapıldığı bir çatı değildir. Aynı zamanda millet iradesinin vücut bulduğu, demokrasimizin taşıyıcı kolonu, toplumsal meşruiyetin en temel kaynağıdır. Bugün içinde bulunduğumuz hassas süreç; başkanlık sistemi içerisinde fonksiyonlarını kaybetmiş Meclis’in yeniden etkinleştirilmesini, partiler arası diyalog kanallarının nezaket seviyesinde değil; etkin bir şekilde açılmasını, toplumun değişik katmanlarının karar alma mekanizmalarına dahilinin sağlanmasını ve her görüşten vatandaşın tatmin olacağı bir işleyişin ortaya konmasını gerektirmektedir.

Süreç için kurulacak mekanizmalar, bütçe yapma hakkı bile elinden alınmış Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin yeniden siyasi süreçlere dahil olması anlamına gelebilir. 1 Ekim’den bu yana Bahçeli, Erdoğan ve Öcalan’ın Türkiye Büyük Millet Meclisi zeminine yönelik kuvvetli vurguları, siyasi ve demokratik alanın genişleyeceği beyanatlarına rağmen Meclis, henüz herhangi bir seviyede sürece dahil olmuş değildir.  Oysa bu denli kapsamlı ve çok boyutlu bir dönüşüm iddiası, yalnızca yürütme erkinin tasarruflarıyla sürdürülebilecek bir süreç değildir. Demokratik meşruiyetin ve kurumsal denge-denetleme mekanizmalarının tesisi açısından, yasama organının sürece etkin katılımı zorunludur. Bu bağlamda, siyasi aktörlerin sürece dair bilgilendirilmesi, karar alma süreçlerine dahil edilmesi ve kurumsal işleyişin etkinleştirilmesi gerekmektedir. Meclis zemininde yürütülecek her tartışma sadece bugüne değil, yarının Türkiye’sine bırakılacak sağlam bir demokratik miras olacaktır.

Meclis’in süreç dışında tutulduğu veyahut da güçlü bir katılım modelinin üretilmediği durumda sürecin meşruiyeti her zaman tartışma konusu olacaktır. Meclis’in ve sivil toplumun etkin olarak katıldığı karar alma mekanizmaları güçlü meşruiyet zeminleri yaratır. By zemin iç ve dış provokasyonlara karşı en güçlü kalkan, demokratik meşruiyetin kendisidir.

DEVA Partisi olarak, 1 Ekim 2024 tarihinden bu yana meselenin Meclis çatısı altında ele alınması gerektiğini güçlü biçimde dile getirdik. Genel Başkanımız Sayın Ali Babacan başta olmak üzere tüm milletvekillerimiz, farklı platformlarda bu çağrıyı sürekli olarak tekrarladılar. Bizler; sürecin istişareyle, katılımla ve denetimle yürütülmesinden yanayız. Türkiye’nin ortak aklı, ancak Meclis’in merkezde tutulduğu bir süreçle devreye girebilir. Unutulmamalıdır ki %96 temsil oranı ile 28. Dönem Türkiye Büyük Millet Meclisi Türk siyasi tarihinin en yüksek temsil kapasitelerinden birine sahiptir.

 

TBMM’YE DÜŞEN GÖREV

Meclis’te üç hususta insiyatif alınabilir.

1. Meclis’te temsil edilen tüm siyasi partilerin görüşlerini ve tutumlarını ortaya koyabileceği bir genel görüşme önemli bir başlangıç olacaktır. Bu sayede meclis ilk kez bilgilendirilmiş olacaktır. Bu aynı zamanda toplumdaki tüm görüşlerin ifade edilebileceği kuvvetli bir temsil ve ortaklaşma zemin ortamı sağlayacaktır.

2. Meclis Başkanı Sayın Numan Kurtulmuş başkanlığında geniş katılımlı ve tüm siyasi partilerin temsilcilerinin yer aldığı bir İzleme ve Yönlendirme Komisyonu kurulmalıdır. Bu komisyon, fesih sürecini izleyebileceği gibi Meclis’te yapılması gereken hukuki ve anayasal düzenlemeleri tespit etmek, idari anlamda atılması gereken adımlarla ilgili raporlar hazırlamak, öneriler sunmak ve sivil toplum ile akademinin sürece dahil olabileceği katılım modellerini ortaya koymak gibi işlevleri görebilir.

3. Erdoğan ve Bahçeli’nin 1 Ekim’den bu yana kimi zaman genel ifadelerle kimi zaman da ayrıntılı bir şekilde referans verdikleri demokratikleşme, yapısal dönüşüm, reform gündemine dair yasal ve anayasal düzenlemeler bir an önce Türkiye Büyük Millet Meclisi‘ne sevk edilmelidir. Böylelikle toplumun arzu ettiği şeffaflık gerçekleşecektir. Komisyonlar, Genel Kurul ve medyada bu teklifler enine boyuna tartışılacaktır.

Türkiye, kritik bir eşiktedir. Böyle dönemlerde Meclis’in ağırlığı ve birleştirici rolü her zamankinden daha değerlidir. Unutulmamalıdır ki demokratik sistemler, kriz anlarında verdiği sınavlarla olgunlaşır. O sınavın adı bugün Meclis’tir. DEVA Partisi olarak bu sınavda üzerimize düşeni yapmaya kararlıyız.

 

BAHÇELİ’NİN ÇAĞRISI

Süreci kamuoyuna mal eden ilk çağrıyı yapan ve kararlılıkla devam ettiren Devlet Bahçeli’nin, Meclis’te komisyon kurulması yönündeki çağrısı, beklenen bir adım olmuştur. Bahçeli, bu komisyonun adının “Yeni Yüzyılın Terörsüz Türkiye Stratejisi; Milli Birlik ve Dayanışma Komisyonu” olmasını önermektedir. Komisyonun üye sayısından uzman yapısına, partilerin temsilinden gruplar arasındaki ağırlık dengesini belirlemeye kadar birçok detay içeren bu öneri, kapsamlı taslak olarak kamuoyunun dikkatine sunulmuştur. Bu çağrı, süreci ve tartışmaları hızlandıracaktır.

 

TBMM, İÇTÜZÜK, KOMİSYONLAR

İçtüzük’te yazılı haliyle komisyon kurmanın iki yolu bulunmaktadır. Komisyonlar İçtüzük değişikliği veya kanun ile kurulabilirken, araştırma komisyonları Genel Kurul kararıyla belirli süre için, belirli başlıklarda ve sınırlı yetkiyle kurulmaktadır.

Başkan’ın davetiyle kurulan komisyonlar ve bir komisyona bağlı olarak kurulan alt komisyonlar da mevcuttur. Bunlar yasal anlamda birer komisyon olmasalar da belirli amaçlarla kurulagelmişlerdir. 

Sayın Bahçeli’nin öngördüğü yapı, mevcut İçtüzük modellerine tam olarak uymayan bir “özel komisyon” modeline işaret etmektedir. Komisyon, Meclis Başkanı tarafından sui generis bir usulle ve geçici bir süreyle ihdas edilebileceği gibi kanuni bir düzenlemeyle de hayata geçirilebilir.

Sürecin tarihi önemi ve kurulacak komisyonun, oynaması beklenen rol göz önüne alındığında, böyle bir komisyonun yasa ile kurulması doğru olacaktır. Komisyonu özel bir yasa ile kurmak, sürecin ruhuna uygun belirli yetkilerle donatmak, Kefek örneğinde olduğu gibi, bağımsız milletvekillerinin de temsilini sağlama imkanı verecektir.

Tartışılması gereken bir husus da bu komisyonda hazırlanacak/olgunlaşacak düzenleme önerilerinin nasıl bir prosedüre tabi tutulacağıdır. Sayın Bahçeli bu komisyondan çıkacak tekliflerin Meclis Başkanlığı’na sunulmasını önermiştir. Komisyon, yasa ile kurulması halinde ürettiği metinleri bir İhtisas Komisyonu gibi inceleyebilecek ve doğrudan Genel Kurul’a sevk edebilecektir. Yapılacak düzenlemeyle komisyonun ürettiği tekliflerin Genel Kurul’da öncelikle görüşülmesi de temin edilebilir.

Komisyonun yasayla kurulmasının bir diğer avantajı da Meclis Başkanı ve divan üyelerinin bu komisyona doğrudan üye olma imkanının getirilebilecek olmasıdır. Aksi taktirde başkanlık divanı üyelerinin böyle bir komisyona üyeliği söz konusu olmayacaktır.

İhtisas Komisyonlarının yapısı, grubu bulunmayan partilerin üye belirleme imkanının zorluğu, üye sayısının sınırlılığı göz önüne alındığında bu teklifin bir “İhtisas Komisyonu” olarak kodlanması zor gözükmektedir. Keza bu önerinin bir İhtisass Komisyon’una bağlı olarak faaliyet gösterecek alt komisyon olarak kurulması da aynı kısıtlılıklar nedeniyle zor olacaktır.

Meclis Genel Kurulu’nda yapılacak bir oylama sonucu kurulacak araştırma komisyonları da hem üye yapısı hem de süre sınırı itibari ile benzer kısıtlılıklarla karşılaşacaktır.

 

Devamı >>>



Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


YAZARLAR

Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz

HABERLER