Esasen hayatım boyunca kitap yayınlamaya tevessül etmemiştim çünkü talebe yetiştirmekten başka gayem olmamıştı. Zira kanaatim şuydu ki, "bir talebe yetiştirmenin kendisi bir kitap yazmaktır". Çünkü her talebe, benimle karşılıklı bilgi teati eder hem öğrenir hem de öğretir, ben işte yıllarca bunu tercih ettim. Bana göre yetişen talebenin kendisi yazılmış bir kitaptı ve daha sonra o da kendi kitabını yazmaya devam edecekti. Ancak şimdi hayatımın bu son döneminde, olgunlaşan düşüncelerimin bir kitap vesilesiyle gelecek nesillere aktarılması fayda sağlayacaksa, bunun benim en önemli görevim olacağını düşünüyorum.
Bu kitapta ayrıntıları ile anlattığım, ilmi çalışmalarımın sonucunda bir sentez yaparak ikna olduğum ve Bağlılık Kuramı adını verdiğim teorimin özeti şudur: Bağlılık sistemi bütün evreni dört temel denge içinde birbirine bağlamaktadır. Bunlardan ilki metafizik olgular ve kainattaki evrensel dengedir, diğeri insanın bireysel dengesidir, bir diğeri toplumun en küçük nüvesi olan ailenin ve tüm toplumun dengesi olup, dördüncüsü de tabiatın dengesidir."
Denge evrendeki en önemli faktördür, bütün tarihin özü dengelerin savaşıdır, yani dengesizlikten dengeye ve dengeden dengesizliğe doğru bir gidişat vardır. Denge bozulunca yeni bir denge oluşur. Peki bu yeni denge neyi arayacaktır? "Uyum". Eğer uyum olmazsa, o durum dengede kalamaz ve orada istikrar da olmaz. O halde uyum bir süreçtir.
Bu üç aşamalı süreçte karşımıza çıkan tez insanın ilkel şeklidir, antitez de insanın gelişim şeklidir, sentez ise evrenselleşmektir. Bağlılık kuramının temel özü de: Evrenselleşme hareketini günümüze taşımak ve insan, toplum, tabiat ve tabiatüstü olgulara ait bilgileri birbirine bağlayarak bir bütün meydana getirmektir.