Baba, Benim Niçin Amcam, Halam Yok?

Çocuk: “Baba, arkadaşlarımın hepsinin amcaları var, halaları var, benim ne bir amcam var ne de bir halam?”.. “Sen yine şükret, aslında baban da olmayacaktı, dolayısıyla sen de olmayacaktın” dedi.

Baba, Benim Niçin Amcam, Halam Yok?

Mehmet Göktaş yazdı;

"Baba, arkadaşlarımın hepsinin amcaları var, halaları var, benim ne bir amcam var ne de bir halam?”

Çocuğun bu sorusu karşısında adam biraz durakladı, sonra;

“Sen yine şükret, aslında baban da olmayacaktı, dolayısıyla sen de olmayacaktın” dedi. Çocuk biraz şaşkınlıkla “nasıl yani?” dedi. Adam;

“Geldiğinde babaannene sorarsın, aslında beni de doğurmak istememiş, ben karnındayken bir kaç defa düşürmek istemiş, ilaç filan kullanmış ama yine de doğmuşum.”

Çocuk bu defa daha içli bir şekilde sordu; “Biliyor musun baba, benim hiç kardeşim de yok, ama herkesin bir sürü kardeşi var?”

“Onu da annene sorarsın oğlum” dedi adam.

Bir başka anekdot.

Birlikte çalıştığı dindar adama karşı biriktirdiği kinini bir vesileyle o gün dışa vurdu;

“Eninde sonunda biteceksiniz, tükeneceksiniz, bu çağda artık sizin gibilere yer yok!” dedi olanca öfkesiyle. Fakat karşısındaki adam oldukça sakindi.

Siz mi biteceksiniz biz mi? Sen öldükten sonra geriye bir tek çocuk bırakıp gideceksin. Hatta senin durumun yine iyi sayılır, bir tane de olsa çocuk bırakıp gidiyorsun, sizinkiler artık evlenmeyi, çoluk çocuk sahibi olmayı hepten reddediyorlar. Bak, benim beş çocuğum var, üstelik hepsi de benden daha dindar, daha şuurlu ve kültürlü...” Adam bir şey söyleyemedi, öylece baka kaldı.

Bir başka anekdot.

Müşteriler çıkınca eczacı kendisini ziyarete gelen hocasına sordu;

“Hocam, maalesef biz burada bazen İslam’a uymadığına inandığımız işler de yapıyoruz. Mesela doğum kontrol hapları satıyoruz?”

“Devam et satmaya, hiç bir sakıncası yok” deyince eczacı biraz şaşırdı. Çünkü hocasının hiç taviz vermeyen radikal birisi olduğunu biliyordu.

“Nasıl yani, caiz mi bu iş?” diye sordu.

“Zaten aklı başında bir Müslüman bu işi yapmaz. Geri kalanına gelince, bırak kendi elleriyle kendi zürriyetlerinin kökünü kessinler” dedi.

Niçin bu anekdotları verdim biliyor musunuz? Şu son günlerde gerek dini günler, bayramlar, fetih yıl dönümleri, gerek Ayasofya ve Taksim camilerinin hizmete girmesiyle azılı İslam düşmanlarının sözlü ve yazılı saldırılarına uğrayan kardeşlerimize sakin olmalarını, tebessümle cevap vermelerini tavsiye ediyorum. Bizim hücuma kalkmamıza hiç gerek kalmadan onlar kendilerini bitirecekler.