‘Avrupa’da Kürtlere ve mültecilere karşı çifte standart var’

Danimarka, kamuoyu ve sosyal demokratların tepkisine rağmen Suriyeli mültecileri ülkelerine gönderme konusunda aldığı karardan geri adım atmıyor.

‘Avrupa’da Kürtlere ve mültecilere karşı çifte standart var’

K24 Türkçe'nin, Ankara mahreçli "özel" haberine göre; Danimarka Sosyalist Halk Partisi’nden Kürt Milletvekili Serdal Benli, Avrupa’da Kürtlere karşı çifte standart uygulandığını belirterek, Şam bölgesinden Danimarka’ya giden mültecilerin geri gönderilmesi kararına tepki gösterdi.

Danimarka, kamuoyu ve sosyal demokratların tepkisine rağmen Suriyeli mültecileri ülkelerine gönderme konusunda aldığı karardan geri adım atmıyor.

Danimarka hükümeti, göçmenlik yetkililerinin başkent Şam ve çevresindeki bölgelerdeki koşulların iyileştiğini söylemesinin ardından, Suriyeli mülteciler için yüzlerce oturma iznini gözden geçirmeye karar verdi.

Danimarka Göçmenlik Bürosu'na göre, 2019'dan bu yana, incelenen 600'den fazla vakadan, Şam bölgesinden olan 200'den fazla Suriye vatandaşının ikamet izni iptal edildi.

Danimarka’daki mülteciler yasasının mülteciler ile sığınmacılara geçici oturum hakkı tanıdığını ve savaş bölgelerinden insanların ülkeye sığındığını ifade eden Danimarka Parlamentosu’na Sosyalist Halk Partisi'nden milletvekili olarak giren Serdal Benli, “Danimarka hükümeti son zamanlarda bunun takipçisi oldu” dedi.

K24’e konuşan Serdal Benli, Şam bölgesinden Danimarka’ya giden mültecilerin yeniden ülkelerine dönmesi hususunda rapor hazırlandığını anımsatarak, “Yani bu rapor, ‘Geldiğiniz ülkede güvenlik sorunu yok, yeniden ülkenize gidebilirsiniz’ diyor” ifadelerini kullandı.

Serdar Benli

Serdar Benli

Rapora imza atan 12 ekspertizden 11’nin demeçlerinin çarpıtıldığına dair itirazda bulunduğunu söyleyen Benli, “Buna rağmen Danimarka hükümeti Şam bölgesine mültecilerin geri gönderilebileceğini söylüyor. Bu konuda tavrı çok net” şeklinde konuştu.

Bu arada Suriye iç savaşının başlangıcından bu yana Danimarka’ya göç eden 240 mültecinin ülkelerine geri döndüğü bilgisini veren Kürt parlamenter, ülkede şu anda 35 binden fazla Suriyeli mültecinin olduğunu kaydetti.

KARAR ROJAVALILARI KAPSIYOR MU?

Kararın Rojava’dan Danimarka’ya mülteci olarak giden Kürtleri kapsamadığını sözlerine ekleyen Benli, “Ancak ileriki günlerde Rojavalıları da içine alan bir karar çıkabilir” dedi.

Kamuoyunun tepkisine de değinen Benli, şunları ifade etti:

“Şu anda Rojava’daki mülteci kamplarında bulunan Danimarkalı aileler var. Bunların çoğunluğu kadın ve çocuklardan oluşuyor. ‘Onları getirelim mi getirmeyelim mi’ tartışmaları söz konusu. Demokratik kitle örgütleri ve bizim partimiz bu konuda tepki gösterdi. Çocukların Danimarka’ya getirilmesi konusunda hükümete bilgilendirmede bulunduk. Mültecilerin geri gönderilmesi ve kamplardaki vatandaşların getirilmesi konularına kamuoyunun ciddi bir tavrı var.”

“SAĞ PARTİLERİN SÖYLEMLERİ ARTIYOR”

Kamuoyuna rağmen son yıllarda Danimarka’ya gelen mültecilere yönelik çok sert söylemlerin olduğunun altını çizen Serdal Benli, “Maalesef bu durum parlamentonun çoğunluğuna da yansıyor. Sosyal Demokratlardan sağ partilere kadar ‘onları sıkıştıralım’ söylemi ve mülteci karşıtı tavırlar yaygın bir kanıdır” dedi.

Danimarka’da 1990’ların sonlarında Halk Partisi’nin milliyetçi söylemlerinin artışa geçtiğini ve bu partinin politikasının tamamıyla mültecilerin ve Müslümanların ülkede bulunmasına dayalı olduğunu söyleyen Benli, şu anda bu söylemleri de aşan bir sağ partinin olduğunu vurguladı ve şunları ekledi: “Bu aşırı tavırlar kamuoyunda ciddi tartışmalar açıyor.”

“BÜYÜK AVRUPA DEVLETLERİ KÜRT SORUNU KONUSUNDA ORTAK HAREKET ETMİYOR”

Ayrıca genel olarak Avrupa’da Kürtlere karşı çifte standart uygulandığını ifade eden Benli, “Bir yandan Kürtlerin yerelde verdiği mücadeleler takdir edilirken ve her türlü desteğin sunulacağına dair söylemler varken, diğer yandan Erdoğan ya da Türkiye’yle mülteci konusunda pazarlıklar yapabiliyorlar. Yeri geldiğinde ‘Kürtler iyidir’, fakat yeri geldiğinde ‘Kürtler buraya gelmesin’ deniyor. Bu da Fransa, Almanya ve İngiltere gibi büyük Avrupalı devletlerin Kürt sorunu konusunda ortak hareket edememesinden kaynaklanıyor. Yani Avrupa’nın büyük ülkeleri kendi çıkarları doğrultusunda hareket ediyor” şeklinde konuştu.

AB’DEN TEPKİ

Öte yandan Avrupa Birliği (AB) İçişlerinden Sorumlu Üyesi Ylva Johansson, AB'ye sığınma amacıyla gelen kişilerin geldikleri yerlere 'gönüllü dönüşleri ve ülkelerine yeniden entegrasyonu' ile ilgili yeni AB stratejisi hakkında düzenlediği basın toplantısında, AB üyesi Danimarka'nın Suriyeliler hakkında aldığı karara ilişkin soruyu yanıtladı.

"Bence hiç kimse ama hiç kimse Suriye'ye zorla geri gönderilmemeli" diyen Johansson, kararı duyduğunda muhatabı olan Danimarkalı bakanla görüştüğünü söyledi. Johansson, Danimarkalı bakanın Suriye'ye zorla geri gönderme olmayacağını söylediğini aktardı.

Danimarka makamlarının Suriye'deki şartlarla ilgili BM Mülteciler Yüksek Komiserliği'nin görüşlerine itibar etmesinin önemine işaret eden Johansson, AB'nin iltica müktesebatına Danimarka'nın katılmadığını belirterek, "Danimarka, AB'nin ilticayla ilgili müktesebatına uymakla yükümlü değil" diye konuştu.

DANİMARKA’NIN KARARI

Danimarka Göçmenlik Bürosu'nun, Danimarka hükümetinin Şam ve çevresinin geri dönüşler için güvenli olduğu yönündeki kararının ardından çocuklar dahil en az 380 mülteciyi, Suriye'ye geri gönderilecekleri konusunda bilgilendirdiği açıklanmıştı.

Bu kişilerin geçici koruma statüleri ve dolayısıyla da ikamet izinlerinin iptal edildiği, bunlar arasında yer alan 39 kişinin açtığı davada nihai kararın verildiği ve Danimarka'nın Suriye rejimiyle yeniden diplomatik bağ kurar kurmaz sınır dışı edilme riskiyle karşı karşıya oldukları vurgulanmıştı.

AB GÖNÜLLÜ GERİ DÖNÜŞLERİ ARTIRMAK İSTİYOR

AB Komisyonu'nun kabul ettiği “sığınmacıların geldikleri ülkelere geri dönmesi ve ülkelerine yeniden entegrasyonu” hakkındaki yeni strateji, sığınma amacıyla gelen ancak başvuruları kabul edilmeyen kişilerin Avrupa ülkelerinden ve transit ülkelerden geldikleri ülkelere istekleri dahilinde gönderilmesi için özellikle üçüncü ülkelerle işbirliği öngörüyor.

Gönüllü ve hızlı geri dönüşler için destekleme programları, AB üyesi olmayan ülkelerle “karşılıklı çıkara dayalı işbirlikleri”, üçüncü ülkelerle yeni geri kabul anlaşmaları yapılması, geri kabul söz konusu olduğunda bazı ülkelerle vize anlaşmalarının yeniden değerlendirilmesi gibi konular yeni strateji kapsamında bulunuyor.

Stratejide, gönüllü geri dönüşler için kişilerin kendi ülkelerine yeniden entegrasyonunu destekleyecek teşviklere yer verilmesi, ayrıca AB'nin sınırlarından sorumlu kurumu Frontex'in geri dönüşlerden sorumlu olması isteniyor.

Gönüllü geri dönüşlerin zorla geri göndermelerden daha ucuza mal olduğunu vurgulayan AB yetkilileri, zorla geri göndermelerin kişi başına 3 bin 413 euro, gönüllü dönüşlerin ise 560 euro tuttuğunu belirtiyor.

2019 verilerine göre, AB ülkelerinde bulunan yaklaşık 500 bin sığınmacı ülkelerine geri dönmeleri için tebligat aldı. Bu kişilerin sadece 142 bini ülkelerine döndü.