Tarih: 04.05.2019 13:47

Avrupa Birliği´nin doğudaki genişlemesi, Brexit´i nasıl yarattı ve Rusya´yı nasıl düşman haline getirdi?

Facebook Twitter Linked-in

15 yıl önce bu hafta, Avrupa Birliği bir gecede 15 üyeden 25´e çıkarak en büyük ve iddialı genişlemesini gerçekleştirdi. Aralarından 8´i eski Sovyet ülkesi olan yeni üyeler, havai fişek gösterileriyle aydınlanırken, mavi ve altın renkli bayraklar coşkuyla sallanıyor, Beethovern´ın "Neşeye Övgü"sü tekrar tekrar çalıyordu. Daha büyük ve daha geniş AB´nin coşkulu destekçileri arasında yer alanlardan biri de İngilitere´ydi.

Mevcut AB ülkeleri, özellikle de doğuya doğru genişlemeyi, bir dizi nedenden dolayı arzu ediyordu. Bu, 15 yıl önce dahi çok az kişinin ulaşılabileceğine inandığı bir rüyanın gerçekleşmesiydi: Avrupa´nın "tam ve özgür" olarak restorasyonu. Bu; Demir Perde´nin arkasında çok uzun yıllar bitap düşen Avrupalıların hepsine bir tür tazminat sunarak, birçok Batı Avrupalı´nın vicdanını rahatlatmıştı. Ayrıca, paylaşılan (Aydınlanma) değerler ?yıldız takımını? pekiştirmişti.

Ancak, Thatcher ve halefleri için başka bir sebep daha vardı. Daha geniş bir Avrupa´yla, Fransa ve Almanya´nın "daha yakın bir birlik" emelinin gerçekleşmesinin zorlaşacağını umuyordu. Daha geniş, en azından ilkin daha çeşitli bir Avrupa Birliği, sadece derin bir AB hedefine ulaşmayı geciktirmekle kalmayacak, aynı zamanda ?derin birliği? kati biçimde sabote edebilecekti.

Bundan 3 yıl sonra Bulgaristan ve Romanya´nın, 6 yıl sonra da Hırvatistan´nın katılımıyla pekiştirilen doğuya doğru genişlemenin, daha yakın bir birlik emelinden çok daha fazlasını sabote ettiği söylenebilir.

Birincisi, "eski" ve "yeni" Avrupa´nın -Orta ve Doğu Avrupalıların nefret ettiği terimler- ne kadar başarılı biçimde gerçek bir "örgü" oluşturduğu sorgulanabilir. Ekonomik açıdan, başlangıçta büyümedeki etkileyici hamleler, eski ve yeni arasında kalıcı bir tesir bırakamadı ve büyük ölçüde sürdürülebilir olmadı. "Yeni" Avrupalılar arasında, "eski" Avrupa´ya ucuz işgücü kaynağı oldukları ve hatta standart-altı ürünler için birer pazar muamelesi gördükleri yönünde düşünceler var. Ancak bu öfke karşılıklı. Bu hafta üst düzey bir AB yetkilisi, Polonya´yı, AB´ye nakit sağacak inek gibi davranmaktan vazgeçmesi yönünde uyardı.

Devamı >>>




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —