Tarih: 16.04.2023 18:53

Anti-Çin partisi ve liberterler...

Facebook Twitter Linked-in

Önceki yazımda Amerika’daki “Anti-Çin Partisi”nin “Acilciler” kanadının Ukrayna Savaşı’nın ABD’nin Çin’e odaklanmasına engel teşkil ettiğine dair görüşlerine yer vermiştim. Diğer bir yandan, hatırlayacak olur iseniz, “Acilciler” Ukrayna’nın ve daha geniş ölçekte Avrupa’nın savunmasının Avrupalı güçlere bırakılmasından yanalar. “Acilciler”in ABD’nin Çin ile bir savaş yapması durumunda Avrupalıların yardıma gelmelerini kuşkulu bulduklarına da değinmiştim.

“Acilciler”in öne sürdükleri gerekçeler “Amerikan Liberterleri” tarafından da dile getiriliyor. Ancak Liberterler bu gerekçelere dayanarak, Acilciler’in aksine ABD’nin dışarda savaşmasını istemiyorlar. ABD’nin kurucu babalarının Cumhuriyetçi/Liberter görüşlerinde temel bulan Liberterler’e göre ABD dışarı, denizlere çıkarak, yok etmek üzere canavarlar aramamalıdır.

Liberterler’e göre ABD’nin savunma harcamaları da, başka ülkelere yapılan askerî yardımlar da kısıtlanmalı. Cumhuriyetçi Liberterler’in Amerikan Kongresi’ndeki en güçlü sesiyse Senatör Rand Paul. Liberterler “Sonu gelmez savaşlar”a son verilmesi konusunda sıkı Trumpçılar’la çakışıyorlar. Liberterler de Neoconlar’la, Küreselciler’le son derece ihtilaflılar.

Liberterler’e göre ne “Ukrayna”, ne “Tayvan” ABD’nin ulusal güvenliğini ilgilendirmiyor. ABD’nin Ukrayna’da Rusya ile “vekalet savaşı” yaptığını vurgulayan Liberterler savaşın tırmanmasını ABD için çok riskli görüyorlar. “NATO”ya üyelik konusunda Ukrayna’ya yeşil ışık yakılmasının Rusya’yı kışkırttığını savunan Liberterler’e göre ABD savaşın başlamasındaki rolünü kabul etmeli, Rusya’yla görüşmeler başlatmalı, Kiev’i de barışa doğru iteklemelidir.

Liberterler Ukrayna’nın işgalini şiddetle eleştirmekle birlikte Amerikan politika yapıcılarının bu meseleyi küresel bir ahlakî haçlı seferi olarak değil, bir Avrupa güvenlik sorunu olarak ele almalarını gerektiğini söylüyorlar. Liberterler’e göre ABD’nin “Soğuk Savaş’çı/ Atlantikçi” politikaları Avrupalılar’ı Avrupa’nın güvenliği ve savunması konusunda gevşek davranmaya yöneltti. Washington bu politikasını değiştirerek Avrupa’yı inisiyatif almaya zorlamalıdır.

Biden Yönetimi’nin Rusya’yı zayıflatma politikasının Moskova’yı Pekin’e daha bağımlı hale getireceği uyarısı yapan Liberterler’e göre ABD Rusya ile bir nükleer savaş riskini almamalı. ABD’nin nihai hedefiyse barışçıl bir Rusya’yı uluslararası düzene entegre etmek olmalıdır.

Liberterler “Tayvanve Çin” konusunda da benzer görüşleri savunuyorlar. Çin ile çatışmanın Doğu Asya’yı savaşa sürükleyeceğini, ardından savaşın genişleyerek devam edeceğini, küresel ekonomiyi krize sokacağını, Amerikalıları ise kendi vatanlarında bile tehlikeye atacağını vurguluyorlar. Liberterler Tayvanlılar’ın kendi kaderlerini kontrol etmelerini destekliyorlar, ancak bu destek ABD’nin Çin gibi nükleer bir güçle savaş riskini almasını da gerektirmiyor.

Liberterler’e göre Tayvan, Pekin için her türlü riski göze alacak kadar önemli. ABD’den 12 bin kilometreden fazla uzakta olan Tayvan, ABD’nin güvenliği ve doğrudan savunması içinse önemli değil. Çin›in Tayvan›a sahip olması ABD topraklarını daha savunmasız hale getirmez. Tayvan konulu savaş oyunlarının çoğunda ABD’nin kaybettiğini, az sayıdaki zaferinse korkunç maliyetlerle geldiğine dikkat çeken Liberterler’e göre Çin ile savaşın ne Çin halkına, ne de Amerikan halkına faydası olmayacak. Kazanan sadece “Askeri-Endüstriyel Kompleks” olacak.

Liberterler Çin ile bir savaşta Avrupa ve Asya- ve Pasifik’teki ABD müttefiklerinin desteğine güvenmiyorlar. Paris ve Berlin’in Çin’e bakışlarıysa ABD ile tezat teşkil ediyor. Liberterler Almanya Başbakanı Olaf Scholz’un Wolkswagen, BMW, BASF, Bayer ve Deutsche Bank CEO’larıyla Pekin’e gitmesini ABD ile potansiyel ayrılığın ipucu olarak görüyorlar. ABD’nin Almanya’ya Çin ile ekonomik bağlarını kesmesi için baskı yapmasının sonuç vermesini pek beklemiyorlar. Fransa ise Çin’e küresel diplomaside önemli roller atfederek ABD’yi kızdırıyor.

Çin karşıtı şahinler Pekin’in Doğu Asya’yı kendi mahallesi olarak gördüğüne dikkat çekiyorlar. Liberterler ise “ O da bir şey mi! ABD hükümeti tüm dünyayı mahallesi olarak görüyor” diyorlar. Dünyanın artık tek kutuplu olmadığını, birden fazla güç kutbunun yer aldığı bir yeni dünyanın ortaya çıktığını belirten Liberterler’e göre ABD bu gerçekliği içine sindirmelidir.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —