Altan Tan: Şeyh Said kıyamı mahkeme zabıtları (5)

Altan Tan, indyturk.com’da “Şeyh Said kıyamı mahkeme zabıtları (5)” başlıklı bir yazı kaleme aldı. Yazıyı aşağıya alıntılıyoruz.

Altan Tan: Şeyh Said kıyamı mahkeme zabıtları (5)

28 Haziran 1925 günü Şeyh Said ile birlikte 47 kişi hakkında idam kararı veren Şark İstiklal Mahkemesi‘nin, Şeyh Said Davası ile ilgili zabıtlarının en önemli kısımlarından biri de Cemil Paşa Ailesi’nin yargılanan fertleriyle ilgili olan kısmıdır.

Mahkemede bugünkü anlamıyla Kürt ulusalcısı-milliyetçisi olan tek grup Cemil Paşazadelerdir.

 

13 Şubat 1925 günü Piran köyünde (şimdiki Dicle ilçesi) Şeyh Said hadisesinin patlak verdiği haberi Diyarbekir‘e ulaşır ulaşmaz olaydan habersiz aile fertleri aynı gün topluca tutuklanmıştır.

Şeyh Said’in teslim alınma tarihi ise 15 Nisan 1925’tir.

Cemilpaşazade.jpg

Cemil Paşazadeler (Oturan soldan sağa: Mehmet Ferit Cemiloğlu, Vacdi Osman Cemiloğlu, Kadri Cemilpaşa, Fuat Kadri Jamil, Ekrem Cemilpaşa, Ayaktakiler soldan sağa: Mustafa Nüzhet Jamil’in bakıcısı, Mustafa Nüzhet Jamil, Bedri Jamil) / Fotoğraf: Wikipedia


Yargılanan aile fertlerinden Cevdet ve Ömer Beyler 1902’de ölen Cemil Paşa’nın oğulları; Ekrem, Kadri, Memduh, Muhiddin ve Ahmet ise diğer oğullarından olan torunlarıdır.

Bunların içinde özellikle Kadri (Diyarbekir 1891- Şam 1973) ve Ekrem (Diyarbekir 1891-Şam 1974) İstanbul-İsviçre ve Belçika’daki öğrencilik yıllarından itibaren Kürt ulusal mücadelesinin en önlerinde yer almış, birçok Kürt örgütünde kuruculuk ve başkanlık yapmışlardır.

Ekrem Cemil Paşa.jpg

Ekrem Cemil Paşa / Fotoğraf: Biyografya

Ekrem Cemil Paşa 1918 yılında Diyarbekir’de Kürd Teali Cemiyeti’ni kurmuş, ünlü İngiliz Binbaşı Noel ile 1919’da Maraş’tan Mardin’e kadar tüm bölgeyi birlikte dolaşmıştır.

İdam edilen 47 kişinin tamamı şeriat talebi ile İslami-dini savunma yapmalarına rağmen, mahkeme heyeti bu kişilerin savunmalarını göz ardı ederek, onları aslında “bağımsız bir Kürdistan kurmak istemekle” suçlayarak, idama mahkum etmiş; ancak Diyarbekir’de ‘Kürtçülükleri’ tescilli Cemil Paşazadelerin ise hiç birine idam cezası vermemiştir.

Ekrem Bey 10 yıl hapis cezası ile kurtulurken; diğerlerinin tamamı beraat etmiştir.

Ekrem ve Kadri Beyler sonraki yıllarda kaleme aldıkları anılarında Şeyh Said için oldukça övgü dolu ibareler ve ‘Liderimiz’ ifadesini kullanmışlardır.

Ancak mahkeme süresince takındıkları tavır bunun tam zıddıdır.

Kadri Cemil Paşa.jpg

Kadri Cemil Paşa / Fotoğraf: Biyografya


Kadri Bey mahkemede hakimin “Hatırlar mısın, seninle tartıştığımızda Kürt olduğunu söylemiştin” sorusuna;

“Türk oğlu Türküm” diye cevap vermiştir. (Şeyh Said Davası Mahkeme Tutanakları s.412);

Ekrem Bey ise Şeyh Said ve arkadaşlarını “Vatanın bir köşesini kan ve ateşe bürüyen cahil ve yağmacı şeyhler” olarak suçlamış ve “bunlarla aynı fikirde olmalarının imkansız (muhal) olduğunu” altını çizerek belirtmiştir. (Şeyh Said Davası Mahkeme Tutanakları s.446-447)

Yargılanan diğer Cemil Paşazadelerin de beyanları aynı doğrultudadır.

Şeyh Said dahil hiçbir şeyhi tanımadıklarını, bu kişilerle bir arkadaşlıklarının bulunmadığını, Kürtçülüğün bazı sefillerin peşine takıldığı bir modadan ibaret olduğunu, kendilerinin asla Kürtçü olamayacaklarını; çünkü mevcut güç ve iktidarlarını Cumhuriyet Hükümetine borçlu olduklarını ve halen Cumhuriyet Halk Fırkası teşkilatlarında üye olduklarını belirtmişlerdir. (Şeyh Said Davası Mahkeme Tutanakları s.448-449)

Mahkeme süresince cumhuriyet idaresine övgülerde bulunan aile fertleri babaları ve dedeleri Cemil Paşa’nın velinimeti olan ve onun 40’tan fazla köy sahibi olmasına göz yuman Sultan Abdülhamid‘i ‘Kızıl Sultan’ olmakla itham etmişlerdir.

Ekrem Bey 1928 yılında çıkarılan af ile cezaevinden çıktıktan sonra kardeşi Mikdat ve amcası oğulları Kadri, Bedri ve Muhammed ile birlikte 19 Mart 1929’da Suriye’deki Fransız idaresine iltica etmişlerdir.

Ailenin bu badireden nasıl bu denli sağ-selamet kurtulabildiğini anılarında yine aile fertleri anlatmaktadır.

Kendi ifadelerine göre, mahkeme üyelerine tenekelerle altın verilmiş ve Türk Tayyare Cemiyeti’ne bir uçak (tayyare) alınarak hediye edilmiştir.

Bu uçak hediyesi ile ilgili resmi belgeler Türk Tayyare Cemiyeti kayıtlarında bulunmaktadır.  

Devam edeceğiz inşallah.

Kaynak: Farklı Bakış