Tarih: 11.09.2019 06:44

ALİ BABACAN "PARTİYİ" KURUYOR, PEKİ NE DİYOR?

Facebook Twitter Linked-in

Ali Babacan, Karar Gazetesine konuştu.

Açıklamalarının benim açımdan kritik olan başlıkları şöyle:

Yukarıdaki ifadelerden “bazıları”, bire bir Ali Babacan’a ait değil, ama “mealen” bu anlamda.

Peki, ne diyor Ali Babacan?

Benim “profesyonel siyaset” adını koyduğum bir parti yapısı oluşturuyor. Yani “herkesin dini-inancı kendine”, herkes şahsi değer ve fikirlerinde tam özgür, ama unutulmamalı memleket hepimizin, amaç memlekete hizmet etmek. Hangi görüşten olursan ol, memleketine hizmet etmek “istiyorsan” ve bu “yeteneklere sahipsen”, gel partide birlikte çalışalım diyor, Ali Babacan. Kişisel düşünceler yerine “ortalama meselelerimize” kilitlenmeliyiz.

Öngördüğü değerler, ekmek su gibi, oksijen gibi ihtiyaç duyduğumuz şeyler. Altına herkesin imza atacağı değerler. 

Benim daha önce Ali Babacan ile ilgili olarak yazdığım yazılarda işaret etmeye çalıştığım, Türkiye toplumunun ihtiyaç duyduğu bir felsefe ortaya koymuş, Ali Babacan. 

Bu aşamada henüz, “net olmayan”, “yuvarlak geçilen” ve “nasılı söylenmemiş” konular da var. Ali Babacan’ın ifadesine göre, ekip çalışıyor ve bu boşluklar yakında netleştirilecek.

Benim elbette itirazım var. Arnavut itirazı ile meşhur, malum.

Birincisi: Kürt meselesi artık terörle mücadele kapsamının dışına çoktan taştı. Ortada, “bölgesel bir Kürt meselesi” var. Meseleye topyekün yaklaşma ihtiyacı var. Türkiye bu meseleyi çözmede en avantajlı ülke. Silahla-siyasetin karıştığı bir zaman diliminden geçiyoruz. Bölgesel Kürt meselesi çözülmeden, Türkiye’nin yönü belirlenemez. Ne içeride, ne dışarıda. Ali Babacan bu meseleyi “eski parametrelerle” algılamamalı ve “eski strateji ve konseptlerle” geçiştirmeye kalkmamalı. 

İkincisi: Erdoğan, şimdiki tercihleriyle, “aynı mahallenin çocuğu” değil. Başka kelimelerle de olsa, Ali Babacan da bunu ifade ediyor. Ama bir gerçek var. “Erdoğan ve koalisyonu”, Babacan’ın bahsettiği konularda “çok sert ve tavizsiz”, “demokrasi ve özgürlükler” oldukça uzak bu koalisyona. Peki, nasıl çözülecek bu mesele? “İktidar stratejisi” neye dayanacak?

Fehmi Koru’nun Haber Türk’te ifade ettiği ve esasen yazılarında çoktandır dile getirdiği, “Erdoğan, başka mahallelerle koalisyon kurmasın, kendine yakın, Ali Babacan’ın kuracağı partiler gibi, partilerle Türkiye’nin problemlerini daha kolay çözebilir, Erdoğan bu partilerle koalisyon yapabilir” tezi çerçevesinde mi Erdoğan ikna olacak? Erdoğan mevcut koalisyonunu kolayca terk edecek mi?

Üçüncüsü: Babacan, “değişen Türkiye toplumuna” vurgu yapıyor, iyi. Ancak, “zamanın ruhu bu defa sol mu diyor” başlıklı yazımda işaret etmeye çalıştığım gibi, Türkiye toplumunun dinamiklerinde “sol” diye tanımlayabileceğimiz dinamiklerin giderek çok güçlendiğinin farkında olmalı. Bu konuda yeterli vurgu görmedim, mülakatta. Yeni kitlenin kavranacağı “duruşu” yoktu. Ayrıca “Karar gazetesi” bu zemini değil, AKP’yi hatırlatıyor. Yanlış.

Bu üç konuda ayrıntıya gerek var. Sadece, genel ve “ütülü cümleler” yetmez.

Üstelik “susamam klipini” de dinlemişsiniz.

Ayrıntıları bekliyoruz.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —