Ali Rıza Demircan Yazdı: Milli İrade Platformu ve İslâm Alimleri Ne İşe Yarar?

İlahiyatçı yazar Ali Rıza Demircan hoca, Milli İrade Platformu´nun, gerek merkez´de ve gerekse de çeşitli mahfillerde, toplumu ilgilendiren ?önemli´ konularda alınan kararlara Müslüman âlimlerin ve sivil toplum örgütlerinin dâhil edilmeyişini ?hakkı hatır

Ali Rıza Demircan Yazdı: Milli İrade Platformu ve İslâm Alimleri Ne İşe Yarar?
Bu platform üyeleri özellikle seçimler öncesinde çağrılır, açıktan değilse de dolaylı olarak destek istenir. Vakfımız Ardev de özgür iradesiyle bu platforma katıldığı ve davetine iştirak ettiğine göre buraya kadar her şey normal. Anormal olan ülkemizin değişik bölge ve şehirlerinden gelen ve farklı alanlarda hizmetler üreten bu sivil toplum örgütlerine hiçbir konuda görüş sorulmamasıdır. Milli irade platformu olarak göreviniz sorgulamaksızın onaydır.
 
Ülkemizin bütününü ilgilendiren yasalar çıkar, kurumlardan görüş alındığı söylenir ama platform üyelerinin hiç mi hiç haberi olmaz. Çünkü siyasiler ve bürokratlar her şeyi bilirler. Size ne hacet!
 
İşler böyle yürümemelidir diyerek Marûf´a yani Dinimizin, ortak aklın ve ilmin verilerine çağırdığınız zaman -Allah razı olsun- denilecek yerde  aleyhinize dışlayıcı tavır sergilenir. Oysaki önemsenmediğiniz için tavır koyması gereken sizsiniz.
 
Sinema Yasası
 
Geçtiğimiz hafta Sinema Yasası çıktı. Sinema ve televizyon milletimizin bütününü ilgilendiren bir alan. Sinema ve televizyon filmleri inançlarımızı da ahlâkımızı çökertiyor. Her gece milyonlarca izleyici şiddet ve haram cinsellik sarmalında.
 
Vergilerimizle yaşattığımız ve seçtiğimiz insanlar tarafından  yönetilen TRT de verimsizlik ve olumsuzluk içinde?
 
Bu durumdan doğal olarak şikâyetçi olan bilgili ve bilinçli Müslümanlardır. İslâmî inanç ve değerlerden yoksun olanların hiç bir problemi yok. İşlerimizin İslâm´a uygun olmasından çoktan geçtik de, aykırı ve aleyhimize olmasın istiyoruz. Bu da konuşup yazmamızı; dilsiz şeytanlardan olmamamızı gerektiriyor.
 
Hiç kimse bize Ülkemiz şartlarını hatırlatmasın. Ülke şartları yalnızca akçeli işlerin ve benzerlerinin yürümesine engel olmuyor.
 
İstişare İlkesi Geçerliliğini Yitirdi mi?
 
Şanlı Peygamberimiz Kur´ânî vahyin belirlemediği alanlarda istişare ediyor, farklı görüşlerin açıklanmasını zemin oluşturuyordu.
 
İslâmî ölçülere uygun yönetmek ve yönetirken çok yönlü istişareler yapmak Kur´ân´ın ve Nebevî Sünnet´in gereği değil midir?
 
Sünnetin itibarsızlaştırılmasından şikâyetçi yalaka düşünürler, ilahiyatçılar, cemaatler nerede?
 
Allah İslâm´ı biz Müslümanlardan korusun.
 
Millî İrade Platformunun Haberi Olmadan 
 
Evet Milli İrade Platformu üyelerinin haberi olmadan Sinema Yasası da geçti.
 
Asıl mesele şu; pek çok konuda Ankara´ya ışık tutabilecek konumda olmamıza rağmen oy verme dışında ricalden sayılmayışımız. Daha da üzücü olanı Milli İrade Platformu üyelerinin ve İslâm alimleri konumunda olan insanlarımızın bu durumdan şikâyetçi olmayışı veya dile getirmeyişleri.
 
İman ve amel zaafımız sebebiyle dinimizin, ortak aklın ve ilmin gerektirdiklerine çağrı ve sakındırdıklarından da men ile  iç muhalefet görevimizi yapamıyoruz. Diyojen feneri ile aranıldığı halde görülebilen alternatif olabilecek bir dış muhalefet de yok. Oysaki Hakk´a yönlendirici muhalefet azim bir ilâhi nimettir.
 
Amacımız Ne?
 
Malikü´l-Mülk olup Mülkü yani parasal imkân ve yönetim makamlarını dilediğine verip dileğinden çekip alan, istediğini aziz edip istediğini zelil eden Allah´tır. Böyle inandığımız ve kudretli görülenleri kendimiz gibi acezeden gördüğümüz için özgürüz. Bu sebeple böyle geldi böyle gider diyemiyoruz.
 
Biz yalakalığı zillet sayarız, nefsimiz adına karşıt da değiliz. Gerçek dostuz, ama müştekiyiz, istiyoruz ki kendilerinden hâlâ ümit var olduğumuz kardeşlerimiz toparlansınlar. Toparlansınlar da oylarımızla günaha girerek milletimize-ümmetimize ve âhiretimize zarar vermeyelim. Ülkemiz de belürsüz ellere kalmasın.
 
Bitirirken yazı başlığımız bir daha kullanıp Millî İrade Platformu ve İslam Âlimleri Ne İşe Yarar? sorumuzu yineleyelim ve sözü Rabbimize bırakalım:
? İçinizden, iyiliğe, dünya ve âhiret için en hayırlı olana, Kuran ilkeleriyle yaşamaya davet eden; İslâmî kurallarla örtüşen örfü, ilmî verileri, adaleti uygulayıp iyiliği emreden, İslâm´ın suç saydığı ve haram kıldığı, kamu vicdanının tasvip etmediği şeyleri, yasaklayan teşkilatçı, eğitimli, yetişmiş, yönetici, amaçlı kadrolar, müesseseler, bulunsun. Onlar, işte onlar kurtuluşa ebedî nimetlerle mutluluğa erecek olanlardır.? (Âl-i.İmran 3/104. Meal tefsiridir.)
 
Kaynak: Ali Rıza Demircan´ın kişisel web sitesi