Akif Beki; YPG'deki imkan Barzani'ye verilmedi

Irak'ın toprak bütünlüğünün 2017'de Barzani'ye karşı nasıl savunulduğunu hatırlayın bir...

Akif Beki; YPG

 

Irak'ın toprak bütünlüğünün 2017'de Barzani'ye karşı nasıl savunulduğunu hatırlayın bir...

Bir de Suriye'nin toprak bütünlüğünün YPG'ye karşı şimdi nasıl savunulduğuna bakın!

Tarih, bu kıyası yapmayacak mı?

Barzani, bağımsızlık referandumuna kalkıştığında Ankara'yla Bağdat'ın arası açıktı. Irak Başbakanı İbadi, Erdoğan'dan yediği paparayı babasından yememişti. Hiçbir bakır, böyle kalaylanmamıştı. İlişkiler daha kötü olamazdı.

Bu arada...

İbadi hükümeti, Tahran güdümlüydü. İran'ın oyuncağı ve kuklası gibi görülüyordu.

Barzani ise Ankara'nın Irak'taki tek etkin müttefiki, son sağlam kalesi, Bağdat'a karşı bile en sadık işbirlikçisiydi.

Suriye'deki askeri varlığımızı bugün nasıl Suriye Milli Ordusu'nun daveti ve birlikte hareketle meşrulaştırıyorsa Ankara...Teröre karşı kurduğu Başika kampını da Irak Kürdistanı Yönetimi'nin Bagdat'a rağmen davet ve desteğine dayandırıyordu.

Fakat referandum ısrarı, dengeleri değiştirdi.

Türkiye, Barzani'ye karşı İbadi'yle bile  dayanıştı, Bağdat'la iş tuttu, İran'la birleşti.

Gerisi malum...

Üçlü kıskaçla etrafı sarıldı Barzani'nin. Ankara'nın da teşvikiyle Bağdat ordusu, Kerkük ve Musul'a girdi. Şii Haşdi Şabi milisleriyle birlikte petrol kuyularının ve Türkiye'yle ortak sınırın kontrolünü peşmergeden devraldı.

Kapıları içeriden Bağdat tuttu, dışarıdan Türkiye ve İran. Sınırlar kapatıldı, ambargoyla cezalandırıldı Kürt bölgesi.

Acımasız boğma operasyonu, referandum gırtlaklanana, Barzani pes edene dek gevşetilmeden sürdü, nefes aldırılmadı.

Gel gelelim, bugün Suriye'de aynı model işletilemiyor.

Ankara, toprak bütünlüğünü savunduğu Şam rejimini, Bağdat gibi sınırlarına sahip çıkmaya davet edemiyor.

İran ve Rusya ise Ankara'yı bu daveti yapmaya, Esad'la el sıkışmaya zorluyor.

Dün Erdoğan'ın Soçi'de Putin'le görüşmesi öncesinde denge şöyleydi...

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İran'dan gelen rahatsız edici çatlak seslerden şikayet ediyor, ortağı Ruhani'yi Astana ruhuna uymayan, Türkiye'nin müdahalesine karşı sesleri susturmaya çağırıyordu.

Kremlin Sözcüsü Peskov da Türkiye'nin Suriye'de kalıp kalmayacağına Moskova'nın değil ancak Şam'ın izin verebileceğini söylüyordu.

ABD'yle, operasyona 5 günlük ara verip YPG'yi güvenli bölgeden çıkarma anlaşmasında sürenin dolmasına saatler kala ütselik...

Irak'ta, Türkiye'nin yardımıyla Barzani'ye kaybettirildiğinde kazananlar şimdi Türkiye'yi sıkıştırıyor, cendereye aldığı YPG'ye sırayla kapı açıyorlar. Biri bıraktığında diğeri alıyor koruma ve nefes aldırma nöbetini...

Barzani'ye karşı İran, Bağdat ve referandumu istemeyen Kandil ile ABD'ye kazandırmamış mıydı Türkiye'nin tavrı!

Oysa şimdi dost ve ortak görünenlerin hepsi birleşmiş, Esad'a kazandırmaya çalışıyor. Ve tabii Türkiye'ye karşı.

Öngörülmeyecek şey miydi, değil.

İşte bunlar hep, elde uzun vadeli, uzak görüşlü ve tutarlı bir master plan olmayışından.

Dananın kuyruğu inceldiği yerden kopmayacak hayır. Ne Soçi'den öyle bir haber beklenebilir ne de YPG'ye çekilme için tanınan sürenin bitiminden...

İplerin kopmasını da göze alamazlar, Türkiye'nin istediğini almasını da.

Ama Barzani'ye çok görülen imkanı YPG'den esirgememek için ellerinden geleni yapacaklarına şüphe kalmadı.