AK Parti-MHP İşbirliği Dönemi Kapanıyor mu?

Mehmet ACET - 24 10. 2018 Çarşamba

AK Parti-MHP İşbirliği Dönemi Kapanıyor mu?

24.10.2018 Çarşamba

Dün Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan partisinin Meclis grubunda konuşurken Washington´dan Twitter´a girenler, ?Erdoğan´ hashtaginin ABD´nin başkentinde zirveye oturduğunu gördüler.

Normal bir durumdu.

Neden derseniz, 3 haftadır Cemal Kaşıkçı cinayeti dünya gündeminin bir numaralı gündem maddesi haline gelmiş, bu vahşi suikast ile ilgili bütün bilgilerin kaynak adresi olan Türkiye´nin Cumhurbaşkanı´nın ne diyeceğine herkes dikkat kesilmişti.

Erdoğan, 28 Eylül´den itibaren başlayan cinayet planının bütün trafiğini tek tek anlattıktan sonra, 2 Ekim´den itibaren dolaşıma giren haberlerin büyük bölümünü teyit etti.

Konuşmanın ilgili bölümünün en önemli mesajı, ismini vermediği ama aslında herkesin baş sorumlu olarak gördüğü Veliaht Prens Muhammed Bin Salman ile 3 haftada iki kere görüştüğü Kral Suud Bin Abdülaziz´i farklı yerlere konumlandırması oldu.

Erdoğan Kral´ın ismini birkaç kere, ?Hâdimü´l-Haremeyni´ş-Şerifeyn´ iltifatıyla zikrederken, ?Cinayeti işleyenler kimden emir alarak geldiler? sorusuyla bütün kuşku bulutlarının genç Prens üzerinde toplandığını ima etmiş oldu.

BAHÇELİ: İTTİFAK İMKANI KALMADI

Dün sabah Erdoğan acaba ne diyecek merakıyla Meclis´e doğru ilerlerken MHP grubundan yükselen bir başka ses, dikkatleri ikinci bir konuya çevirmemizi zorunlu hale getirdi.

Genel Başkan Devlet Bahçeli, ?İşin tadı kaçtı? deyip Ak Parti ile yerel seçimlerde ittifak yapmayacaklarını açıkladı.

Şöyle dedi:

?Parti olarak 31 Mart 2019 Mahalli İdareler Seçimleri´ne yönelik herhangi bir ittifak beklentimiz, ittifak arayışımız, ittifak niyetimiz geldiğimiz bu aşamada artık kalmamıştır. İşin tadı kaçtığından zoraki görüşmelerle bir yere varmanın imkanı olmayacaktır.?

Bahçeli´nin bu sözlerini kendi grup konuşmasına kısa bir süre kala öğrenen Erdoğan da, ?Gördük ki MHP farklı bir tercih yaptı. Madem ?Biz yolumuza´ diyorlar, biz de ?Herkes kendi yoluna´ deriz? sözleriyle karşılık verdi.

Böylece bir iki saatlik bir zaman dilimde aylardır üzerinde kafa yorulan bir sorunun yanıtı netleşmiş oldu.

İki parti 31 Mart´ta ittifak yapmayacak.

CUMHUR İTTİFAKI YENİKAPI RUHUYLA DEVAM EDER Mİ?

Peki, bu durum Cumhur İttifakı´nın yolun sonuna geldiği anlamına geliyor mu?

Yerel seçimlerde ittifak olmayacaksa eğer, bütün köprüler atılmış mı oluyor?

Grup toplantılarından sonra hem Erdoğan, hem de Bahçeli, ?Cumhur İttifakı´ bağlamında yeni açıklamalar yaptı.

Erdoğan, gazetecilerin sorularını cevaplarken, ?Cumhur İttifakı noktasında bizim bir sıkıntımız yok. Cumhur İttifakı´na leke gelmesini istemeyiz? dedi.

Bahçeli de, ?Cumhur İttifakı duruyor, yerel seçimde ittifak yok? sözleriyle Cumhurbaşkanı´nı teyit etti.

Şimdi, bu yeni durumu kafası karışanlar için yeniden analiz etme ihtiyacı ortaya çıkmış görünüyor.

Aslında mesele, bu köşede birkaç kere tartışmaya açtığımız bir noktada düğümleniyor.

İki yıl önce yine bir Ekim ayında Bahçeli´nin yeni yönetim sistemi çağrısıyla başlayan yakınlaşmanın seçim ittifaklarından ziyade ?Yenikapı ruhuyla? alakalı olduğunu ifade ederek başlayalım.

O dönemden itibaren zaman zaman görüşlerine başvurduğumuz MHP kurmayları, ittifakın ruhunu üç başlığın temsil ettiğini söylüyorlardı.

1-Cumhurbaşkanlığı yönetim sistemine geçiş süreci,

2-Terörle mücadele ve Türkiye´nin bekasını hedef alan güvenlik sorunları,

3-Dış politikada Erdoğan yönetiminin yanında durmak.

Yenikapı ruhunu bu üç başlık temsil ediyor. 24 Haziran seçimlerinde yapılan, yerel seçimler için rafa kaldırılan seçim ittifakı meselesine ise, bu birlikteliğin yan sonuçları olarak bakmak daha doğru olacaktır.

Tabii, son günlerde olduğu gibi iki parti arasında ciddi polemikler üreten af tartışmaları, Danıştay´ın ?Andımız´ kararı gibi konularda yapılan tartışmalar aynı tonda devam eder ya da yeni polemik konuları ortaya çıkarsa, ittifakın kalan kısmının da ciddi hasar göreceği belli oluyor.

MHP MUHALEFETLE HAREKET EDERSE MECLİS´TE NE OLUR?

Meselenin önemli bir başka yönü daha var.

24 Haziran seçimleri sonuçlarına göre Ak Parti Meclis çoğunluğunu az bir farkla da olsa kaybetti.

Bu durumda bundan sonra MHP Meclis´te Ak Parti´ye verdiği desteği çeker, diğer muhalefet partileriyle birlikte hareket ederse ne olur sorusu karşımıza çıkıyor.

MHP kanadından henüz bundan sonra böyle olacağına dair bir işaret gelmiş değil.

Ancak mevcut tutum değişirse, kanun maddelerini ilgilendiren kimi konularda iktidarın aleyhine bir durum gelişebilir.

Peki, bu durum Cumhurbaşkanı/Meclis dengesi üzerine oturtulan yeni sistemde bir yönetim krizine yol açar mı?

Bir başka denklem nedeniyle açmayacağını söyleyebiliriz.

Cumhurbaşkanı ve bakanlara soruşturma açılması, Meclis´in seçim kararı alabilmesi gibi temel konularda 5´de 3, 4´te 3 gibi çoğunluk rakamları gerekiyor.