Tarih: 10.08.2018 08:01

Adil Düzen İlmihali ? Adil Düzen´in İslam Anlayışı

Facebook Twitter Linked-in

Adil Düzen İlmihali ile ilgili yazılarımda şimdiye kadar Adil Düzen İlmihali´nin nasıl olduğunu ifade ettim.

Adil Düzen; açık-net-bilimsel-dünyaya dair-Kuran´a uygun-hikayesel olmayan bir İslam anlayışıdır. Bundan dolayı da Adil Düzen´in İlmihali de ne olduğu belli olan bir ilmihaldir.

Mantık ilmi açısından açıklarsak, şunlar-bunlar değildir, işte o olmayan şeydir demiyoruz. Çünkü Adil Düzen İlmihali kaynağını Kuran´dan ve bilimsel metodlardan aldığı için açık-net ve hayata dairdir.
Adil Düzen İlmihali´ne göre İslam nedir?

Öncelikle şunu açıkça ifade edelim:

Adil Düzen´e göre İslam, bir sistemdir. Diğer bütün İslam yorumları ve anlayışları gibi İslam dindir, inançtır, cennet-cehennemdir-hesaptır-öldükten sonraki hayattır gibi kısır bakışaçıları Adil Düzen´e terstir.

Adil Düzen´e göre İslam sadece din değil aynı zamanda hayattır ve sistemdir.

Peki İslam nasıl bir sistemdir?

Adil Düzen´e göre İslam:

Hukuk düzenidir,

Barış ve Hak düzenidir,

Liberal düzendir,

Ekonomik doktrinler düzenidir,

İçinde inanç ve dinin olduğu peygamberler düzenidir.

Hukuk düzeni ne demektir?

Öncelikle şunu belirtelim, İmam Azam Ebu Hanife (Hanefi mezhebinin kurucusu) İslam hukuku için şu kısa açıklamayı yapar: ?Kişinin hak ve vazifelerini bilmesidir´.

Hukuk kelimesi arapçadır. Hak kelimesinin çoğuludur. Hak, ?doğru, gerçek, yerinde, layık, uygun, yaraşan? gibi manalarda kullanılır.

Günümüzde hukuk nasıl anlaşılır?

?Toplumu bir nizam ve düzen içerisinde yaşatan kaide ve kurallar topluluğuna hukuk adı verilir´.

Türkiye Cumhuriyeti devleti kurulduğu zaman hukuku batıdan alarak ülkeye uyarlamıştır. Hukuk ve devlet bütünlüğü sağlanmaya çalışılmıştır. Günümüzde pozitif hukuk adı da verilen kavram: ?Devletin egemenlik yetkisini hukukun kaynağı´ olarak belirlemiştir. Pozitif hukuk belli zamanlar içerisinde belli toplumlar adına yürürlükte olan hukuk kurallarının bir bütünü olarak adlandırılır.

Hukuku uygulayacak olan kurum devlet olduğu için günümüzde hukukun başlangıcı ya da kaynağı olarak devlet olgusu alınır. Yani bir bakıma bireylerden ziyade devlet önemlidir.

Günümüzde de buna çok uygun bir zaman dilimini yaşamıyor muyuz zaten?

Bireyler sıkıntı içinde olsalar da, devletin bekası konusu herşeyden kutsal hale gelmiştir. Bireylerin, ailelerin ve hatta toplumun çektiği sıkıntının hiçbir önemi yoktur, tek önemli olan şey devlettir. Bu da bir bakıma devletin hukuk eliyle fertlerine sıkıntı vermesi ve onları amaçları için kullanmasıdır.

Peki İslam hukuku nedir?

İslam hukuku dendiğinde ilk akla gelen isim, yukarıda da ifade ettiğim gibi İmam Azam Ebu Hanife´dir. İmam Azam Ebu Hanife, bütün zorlamalara rağmen Emevi ve Abbasi saltanat sahiplerine boyun eğmemiş, yönetim anlayışını onaylamadığı Abbasi Devleti´nin ikinci halifesi Ebu Cafer Mansur Ebu Hanife´yi hapsettirip işkence ettirmiş ve zehirleterek öldürtmüştür.

Yani İmam Azam Ebu Hanife, İslam hukukunu devletin gücüne teslim etmemiş ve HUKUK İLMİ için mücadele etmiştir.

Ona göre hukuk: ?Kişinin leh ve aleyhine olan hükümleri bilmesidir´. Bundan dolayı kişinin hak ve görevleri İslam hukukudur.

Adil Düzen´e göre kişinin doğuştan elde ettiği haklar vardır. Bunlar: Dinin, aklın, neslin, malın ve canın korunması haklarıdır.

Ayrıca sözleşmeden-akitleşmeden doğan haklar ve görevler vardır. Adil Düzen´e göre İslam, kanunlar düzeni değil, bir hukuk düzenidir.

İslam Barış ve Hak düzenidir:

İslam silm (barış) kelimesinden türemiştir. Ve aslolan savaş değil, barıştır. ?İnsan insanın kurdudur´ felsefesinden ziyade ?insanlar hukuk sisteminin parçasıdır´ felsefesini esas alır.

Hak düzenidir, çünkü kıstas güç değil, hak sahibi olmaktır. Adil Düzen´in İslam anlayışında torpil, adam kayırma, güçlülere öncülük yoktur.

İslam, liberal düzendir:

Ekonomideki arz-talep kanunları çalışır. Devlet baskısı yoktur. Avrupa, buna denge düzeni ismini vermiştir. ?Bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler´ düşüncesi vardır, ancak başkasının hukukuna girdiği an, serbestlik biter, çünkü hakka tecavüz yanlıştır.

Hz. Peygamber ticaretin bütün kurallarını uygulamış tatbik etmiştir. Ancak aşırı fiyatlarda da ?narh´ koymuştur.

İslam ekonomik doktrinler düzenidir:

Doktrin: Belirli bir konu ya da inanç sistemine ilişkin kabul, ilke ve kurallar bütünü.

Ekonomik doktrinler de, ekonominin işleyişi ve bu işleyişle ilgili hayatsal çıkarımlar yapılmasıdır.

Adil Düzen´e göre İslam, ekonomik doktrinleri olan bir sistemdir.

Zekat, Faiz, Narh, serbest piyasa ve adil bölüşüm İslam´ın ekonomik prensipleridir. Bunları yok sayan bir İslam anlayışı düşünülemez.

İslam, içinde inanç ve dinin olduğu peygamberler düzenidir:

İslam, Mutlak Varlık Rabb´in sunduğu, peygamberler düzenlerinden biridir. Bütün peygamberlerin sundukları düzenlerin devamıdır. Burada özellikle belirtmek isterim ki, sadece kitabi dinlerdeki peygamberlerin sunduğu değil, onlardan çok daha önce gelmiş olan bütün peygamberlerin sunduğu düzenlerin devamıdır.

Günümüzde müslümanlar İslam´ı sadece bu son maddedeki gibi anlamakta ve yorumlamaktadırlar. Bütün yaşadığımız, yaşanan sorunların kaynağı da budur.

Okuyucularımızdan bazılarının ısrarla iddia ettikleri gibi, İslam sadece din olmuş olsaydı, Kuran şimdikinden çok daha küçük ebatta olur ve birçok ayeti içermezdi.

Adil Düzen İslam´a bu şekilde bakıp anlarken, neden çoğu müslümanlar farklı anlamaktadır?

Çünkü çoğu müslümanlar Reform ve Rönesans´tan sonraki batı din anlayışıyla İslam´a bakmaktadırlar. Bu da nedir? Din (Religion), kişinin Yaratıcı ile kurduğu bağ ve O´na ibadeti ve O´ndan korkması.

Bu, İslam´ın bütünlüğü içinde çok küçük bir bölümdür. Bu bölüm bütünüyle İslam değildir.

İşte Adil Düzen´in İslam anlayışı bu yüzden diğer tüm İslam anlayışlarından farklıdır.

 

(NOT: Adil Düzen İlmihali eserimi Cuma günleri burada sizlerle paylaşıyorum. Katkıda bulunmak isteyen ya da sorularını yöneltmek isteyenlerin paylaşımları beni sevindirecektir)

Sevgi ve Bilgiyle kalın




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —