Acaba 100 yıl sonra yaşayacak nesiller bugünleri nasıl değerlendirecekler?

Fehmi Koru yazdı;

Acaba 100 yıl sonra yaşayacak nesiller bugünleri nasıl değerlendirecekler?

AK Parti iktidarı ülkemizde 20. yılını sürdürüyor. Hayli uzun bir süre bu. O sürenin neredeyse bütününde en önemli isim olarak Tayyip Erdoğan yer alıyor. Son yedi yılından önceki dönemin ilk altı ayı dışında başbakandı Erdoğan; son yedi yıldır da cumhurbaşkanı. 

Üniversiteyi yeni bitirmiş veya yaşı 25’e ulaşmış gençlerimiz devlet yönetiminde hep onu gördüler.

Ülkemiz siyaseti açısından Cumhurbaşkanı Erdoğan en uzun süreyle görevde kalma rekorunun sahibi.

Ne büyük bir onur. 

Konuyu aklıma, İngiltere Kraliçesi II. Elizabeth başında tacıyla 70 yılını doldurduğu için, bugün, ülkesinde büyük şenliklerle kutlanacak olduğuna dair haberler getirdi. 

‘Platin Jübile’ kutlaması diyorlar.

1952 yılında 25 yaşındayken babasının vefatı üzerine tahta geçmişti Kraliçe Elizabeth; şimdi 95 yaşında ve yerini oğlu Charles’a devretmeyi nihayet düşünmeye başladı.

‘Silver Jübile’ diye Elizabeth’in tahtta 25. yılını kutladıkları 1977 yılında Londra’daydım; ülkenin pek çok yönden sorunlu bir dönemiydi ve bu yüzden şenliği az bir kutlama yaşanmıştı.

Reklam

“Bu defa nasıl bir kutlama olacak?” merakındayım.

İngilizler, “Kraliyet kurumu devam etmeli mi etmemeli mi?” konusunu ara sıra tartışır, her defasında kamuoyu yoklamaları “Kalsın” görüşünün az farkla önde olduğunu gösterir ve bir süre sonra konuyu günü geldiğinde yeniden açılmak üzere unutulmaya terk ederler.

Merakım içerisinde bu tartışma da var.

Daily Telegraph gazetesi muhafazakâr çizgidedir ve bu tür tartışmalarda kurumun devamından yana tavır alır. 

Simon Heffer, hafta sonu eklerinden birinde kültür ağırlıklı yazılarla okur karşısına çıkan, gazetenin benim ilgiyle okuduğum yazarlarından. Dünkü yazısını Kraliçe’ye ve 70 yıllık kültürel birikimine ayırmış.

Yazı şu soruya cevap arıyor: “Acaba 450 yıl sonra bugünleri mercek altına alacak olanlar Elizabeth’in tahtta oturduğu 70 yılı nasıl değerlendirecekler?”

Tahtta 450 yıl önce Elizabeth adını taşıyan bir başka kraliçe oturuyordu. I. Elizabeth adıyla anılıyor. Onun dönemi Heffer’in hatırladığı kadarıyla kültür açısından hayli zengin. En başta Shakespeare gibi bir dev yaşamış o dönemde. Edebiyatta MarloweSpenser de var. Müzik alanında Tallis ve Byrd, ressam olarak Hilliard. En önemli alan da mimarlık Heffer’e göre. O dönemden 450 yıl sonrasına miras kalmış mimari eserleri bir çırpıda sayıyor.

Peki ya II. Elizabeth’in kraliçe olduğu son 70 yılın bilançosu ne?

Reklam

Edebiyatta, resimde, müzikte, sinema ve tiyatro alanlarında kimini övülesi kimini ise sıradan bulduğu eserleriyle anıp bu yolda hayli kabarık bir liste çıkarmadan önce şu genel kanaatini okurlarıyla paylaşıyor yazar: “450 yıl sonra neslimizden gelenler, Elizabeth’lerin ikincisinin çağıyla ilgili olarak nelere hayranlık duyacaklar? Üzülerek söyleyeyim ki, kendisi şahsen övülecek ve hayranlık duyulacak bir kişilik olsa dahi, 1952’den bu yana ülkeye kazandırılmış kültürel abidelerin aynı saygıyı uyandıracağını söyleyemem.”

Heffer, son 70 yılda inşa edilmiş mimari eserlerin hepsinin jübile şerefine yıkılmasını öneriyor.

Dikkat ettiyseniz, Heffer, ekonomiden, devleti yönetenlerin zaten yerine getirmesi gereken doğal görevleri olan bayındırlık türü hizmetlerinden, halka refah sağlamaktan söz etmiyor; üzerinde durduğu, kültür, sanat, musiki, edebiyat, mimari, daha çok da estetik gibi konular…

Elbette 70 yıl pek çoğumuz için bir ömür. Uzun bir süre. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ülke genelinde sorumluluk anlamına 20 yıldır iktidarda. İstanbul özelinde belediye başkanı olarak geçirdiği dönemi de eklersek, şimdiye kadarki iktidarı ancak çeyrek yüzyıl edebiliyor.   

Az değil 25 yıl, bu, demokratik ülkeler için bir rekor.       

Gün gelecek aynı soru Tayyip Erdoğan’ın ülkeyi ve ülkenin en büyük kentini yönettiği dönemler için de sorulacak…

Şu soru: Tayyip Erdoğan’ın başbakan ve sonrasında cumhurbaşkanı olarak ülke yönetiminde bulunduğu uzun yıllar boyunca, edebiyat, kültür, sanat, müzik, gazetecilik, sinema ve tiyatro, özellikle de mimari alanlarında Türkiye ne durumdaydı?

Diyelim bundan 100 yıl sonra gelecek nesiller arasından böyle bir soruya cevap arayan çıkarsa, o kişi, ülkesinde farklı dönemlerde tahtta bulunmuş iki Elizabeth’in dönemleri için İngiliz gazeteci Simon Heffer’in çıkardığına benzer bir listeye 2002-2022 yıllarından bizden kimleri ve hangi eserleri alabilecek?

Kendimi 100 yıl sonra yaşayacak torunumun torununun torunu yerine koyarak bugüne dair bir liste hazırlama çabasına girmedim.

Hayal kırıklığımı yansıtacağından çekindiğim için değil, binlerce hayır.

Soruyu kendi kendilerine sorma işini, bu dönemde önemli görevlerde bulunmuş ve halen bulunmakta olan kişilere emanet ediyorum.

Kısacası, değerler açısından ne haldeyiz bugün?