Tarih: 21.10.2019 19:16

ABD VE RUSYA TERÖR BİTSİN İSTEMİYOR

Facebook Twitter Linked-in

Güvenli bölge oluşturulması ABD ile Türkiye arasında uzunca bir süre görüşme konusu oldu. Türkiye, teröristlerin güvenli bölge dışına atılarak muhtemel saldırıların engellenmesini istiyordu. Güneyimizde oluşacak güvenli bölge yoluyla ülkemizdeki mültecilerin ülkelerine dönmesi de sağlanmış olacak. Aslında Türkiye’nin ne istediği gayet net iken ABD tarafı Türkiye’nin isteklerini ya duymazdan ya da anlamazdan geldi. Sonuçta Barış Pınarı Harekâtı başlatıldı. Harekâtın başlatılması ile de ABD ve AB ülkeleri ile İsrail tepki vermeye başlarken Rusya tepkisini ertelemeyi tercih etti. Ama Rusya’nın bu tavrı terör konusunda Türkiye ile birlikte hareket edeceği anlamına gelmiyordu. Çünkü yaptığı son bir açıklamada Lavrov, “Kürt sorunu diyalogla çözülmeli” diyerek, olayı bir terör meselesi ve Türkiye’nin terörle mücadelesi olmaktan çıkartarak, ‘Kürt sorunu’ olarak nitelendiriyordu. ABD’nin bu konudaki tutumunu zaten tartışmanın anlamı yok. Çünkü gelinen noktada ABD’nin Suriye’de yeni bir Kürt özerk bölgesi oluşturmanın peşinde olduğunun gizli bir tarafı kalmadı. Bunun için ABD’nin tüm yaptıkları terör örgütlerini maşa olarak kullanarak bu hedefe ulaşılmasını sağlamaktan ibaret.

Bu tespitin ardından Türkiye’nin terörle mücadelesinde gerek ABD ve AB ülkeleri gerek Rusya’nın kesin olarak terörün bitirilmesi hususunda Türkiye ile birlikte hareket edeceğini beklemek gerçekçi bir yaklaşım olmayacaktır. Böyle bir beklenti özellikle ABD’nin 10 binlerce kilometre uzaktan gelerek bölgemizi sürekli bir kaynayan kazan haline getirişinin anlaşılmamış olduğu anlamına gelecektir.

Bunun açık örneklerini görüyor ve yaşıyoruz. Barış Pınarı Harekâtı süresince ele geçirilen silah ve mühimmat depolarındaki tüm silahların ABD’ye ait olduğu gerçeği, bunun ötesinde PKK/YPG’nin Güvenli Bölge’den çekilmesini öngören 4 saati aşkın bir görüşme süresinde ABD heyetinin terör örgütü elemanları ile sürekli temas halinde oluşları, kısacası terör örgütünü muhatap alıyor oluşları da gösteriyor ki, varılan mutabakat gereğince teröristler güvenli bölge dışına çıkmış olsalar bile bölgemiz terör belasından kurtulmuş olmayacaktır. Şimdiye kadar olduğu gibi belki sınırlarımızın hemen ötesinde faaliyet göstermeyecekler ama, biraz daha aşağıda varlıklarını ve faaliyetlerini sürdüreceklerdir. Yani bölge teröristlerden temizlenmiş olmayacaktır. Bu bakımdan ABD ile nasıl bir anlaşmaya varılırsa varılsın, ABD o anlaşmayı kendi istediği yöne çekmenin yollarını arayacaktır. Şimdiye kadar hep böyle oldu. Bu bakımdan bölgenin huzura kavuşmasının kesin çözümü bölgenin her türlü terör örgütünden temizlenmesinden, bölgemizin terörden temizlenmesinin yolu da ABD’nin bölgemizden elini ayağını çekmesinden geçiyor. Bunun dışında atılan tüm adımlar belki geçici çözümler ve rahatlıklar getirebilir ama kesin çözüm olmayacaktır. Çünkü ABD kesinlikle bölgemizde huzur ve barış istemiyor. ABD’yi yıllardan beri olduğu gibi bölgemizin huzuru rahatsız ediyor.

Bölgemizin huzurundan sadece ABD’nin rahatsız olduğunu söylemek eksik bir değerlendirme olacaktır. AB ülkeleri ve Rusya da dikkat edilirse bir yandan bölgemizdeki bazı örgütleri terör örgütü olarak kabul ettiklerini açıklarken, genel planda olaya bir Kürt sorunu olarak bakıyorlar ve bu örgütlere bu değerlendirme altında her türlü desteği veriyorlar. Kısacası Batı ikiyüzlü bir tutum sergiliyor. Büyük Ortadoğu Projesi adı altında uygulamaya konulan projenin ana hedefinin bölge ülkelerini küçük parçalara ayırmak olduğunu, bunun da Büyük İsrail’e giden yola hizmet ettiğini bilmeyenin kaldığını sanmıyorum.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —