İçerden Sesler, mahpusluk gerçeğini sadece bir dava söylemi ya da slogan düzeyinde değil, insani boyutlarıyla, sade bir dille ve içten bir üslupla anlatmayı amaçlayan bir anlatı denemesidir. Müslüman bir mahpusun, sürgün yıllarında iç dünyasında biriken duyguları, gözlemleri ve kırılmaları içerden yükselen bir sesle kayıt altına alınıyor. Hapishanenin dört duvarı arasından kelimelerle kurulan bu köprü, yüzleşmenin ve bir hafıza inşasının izlerini taşıyor.
Bu kitap, özgürlükle araya giren yılların içinde saklı kalan kişisel hatıraları, dostlukları, bekleyişleri ve umudu dile getiriyor. Mahpusluk tecrübesini abartıdan uzak, yalın bir gerçeklikle ortaya koyarken; hem içeridekilerin hem dışarıdakilerin vicdanlarına dokunmayı hedefliyor. İçerden Sesler, sadece bir anlatı değil, aynı zamanda hatırlamanın ve hatırlatmanın direncidir.