Ayakların ıslanmadan yürüyesin suyun üzerinde, lâkin peşinden gelenlere işaret taşı olsun diye adımlarının izini suda bıraka bıraka!.. Hayâl ettiğin yer yaşamayı seçtiğin yer olmasa da ölmeyi arzuladığın asûde bir mekândır belki. Belki bir karayel yön verecek dümenine belki de yolunu bulman için yönü değişmiş bir çöl rüzgârı. "Denizin ortasında çöl rüzgârı da ne arar?" demeseydin keşke! Bu, kızgın çölün hararetinde bir damla su aramak kadar doğal değil mi sence de? Perde perde serap düşen gözlerine kırkikindi yağmurları uğrarsa bir gün ne demek istediğimi anlarsın. Eğer son dalgaların ardından seni bırakıp da gidersem buralardan, sakın ha sakın ağlama; çünkü bu, denizi taşıran son damla olabilir!
*
Yedi farklı hikâyeden oluşan "Hüzün Şehrine Açılan Kapılar" isimli eser ortak paydamız ve öykümüz olan hüzün duygusuna odaklanıyor. Yedi farklı kapıdan hüzün şehrine açıyor gönül hanemizi.
Ve kapı aralığından seslenip hüzün şehrine davet ediyor mahalle sâkinlerini.