Ruşen Çakır, 1985’ten beri İslami hareketler üzerine yaptığı çalışmaları ve gözlemlerini aktardı. Çakır, Türkiye’de ve dünya genelinde 40 yıl boyunca farklı İslamcı grupları takip ettiğini söyledi. Çakır, “Gazetecilik hayatımda kendim bildim bileli İslami hareketler üzerinde çalıştım” dedi.
1980’li ve 90’lı yıllarda İslami hareketin hem muhalif hem de alternatif bir duruş sergilediğini hatırlatan Çakır, o dönemin sloganlarını şöyle anlattı: “Huzur İslam’da diye bir slogan vardı bir ara. Bu sadece ülkedeki sosyoekonomik düzeni değil, aynı zamanda da ahlakı düzenlemek anlamına geliyordu.”
Milli Görüş’ün meşhur sloganından dindar nesil hedefine
Çakır, Milli Görüş’ün “önce ahlak ve maneviyat” sloganının yıllar sonra “dindar gençlik, dindar nesil” hedefine dönüştüğünü hatırlattı. Ancak bu hedefin beklendiği gibi gerçekleşmediğini vurgulayan Çakır, “Dindar nesil, kindar nesil ve bakmaya başladık” dedi.
AKP’nin 20 yılı aşkın iktidarına değinen Çakır, “Öncesinde kısa süreli bir Refah yolu var, onu saymayalım” diyerek şöyle devam etti: “AK Parti iktidarı, belediyeler vesaire ve bakıyoruz ki Türkiye’de dindar gençlik çıkacak, her yere hakim olacak, kültürel hegemonyayı tesis edecek ama böyle olmuyor.”
Gençlerde dinden soğuma ve deizm artışı
Çakır, devletin bile şikayet ettiği bir duruma dikkat çekerek gençlerde dinden soğuma, deizm ve ateizm eğilimlerinin güçlendiğini belirtti. Özellikle muhafazakar ailelerin çocuklarında bu eğilimin belirgin olduğunu söyleyen Çakır, “Bazı bakanlıklar bu konuda çalışmalar yapma ihtiyacı hissetti” dedi.
Çakır, gençlerin dinden tamamen çıkıp çıkmadıklarını bilmediğini ancak dine karşı bir mesafe olduğunun söylendiğini ifade etti. “Bunları tespit etmek kolay değil ama neyi tespit ediyoruz?” diye soran Çakır, Habertürk olayını örnek gösterdi.
Habertürk olayı: İmam hatip mezunundan seks partilerine
Çakır, dindar bilinen kişilerin, İslami hareketten gelen ve ailesi muhafazakar olan kişilerin uyuşturucu ve seks partilerine karıştığını anlattı. “Bir bakıyoruz, uyuşturucu partileri, seks partileri vesaire” diyen Çakır, şu örneği verdi: “Mesela günlerce adı geçen bir kadın gazeteci, sunucu, fotoğraflarıyla biliyoruz ve birden öğreniyoruz ki imam hatip mezunuymuş.”
Çakır, iktidarla ilişkili kişilerin karıştığı iddia edilen kokain partileri gibi olayların fazla ortaya çıkmadığını ancak görünen kısmın bile durumun ciddiyetini gösterdiğini ifade etti. Durumu özetleyen Çakır, “Çok ciddi bir şekilde bir soru çıkıyor karşımıza: Hani önce ahlak ve maneviyattı?” dedi.
Çakır, merkeze taşınan ve hegemonik konuma gelen dindar kesimlerin değişimini şu sözlerle anlattı: “Merkeze taşınan dindarlar, bir kısmı zaten merkezdeydi ama iyice merkezde hegemonik olan dindar kesimler, edindikleri yeni kazanımlarla birlikte eski kazanımlarını kolaylıkla gözden çıkardılar.”
Tanık olduğu değişimi vurgulayan Çakır, “Ben bunun birinci derecede tanığıyım. Bir zamanlar ki hallerini bildiğim bazı insanların bugün nasıl bir durumda olduğunu artık hayret etmeyerek izliyorum” dedi.
Kaynak: medyascope.tv

