6-8 Ekim Olaylarının hesabı mı soruluyor yoksa!?

Daha iki gün önce yazıp sormuştuk;

6-8 Ekim Olaylarının hesabı mı soruluyor yoksa!?

 

Daha iki gün önce yazıp sormuştuk; “Demirtaş üzgün mü özür mü diliyor?” diye. Cevaben de ; “Anlaşılan o ki Demirtaş, tamamıyla oyun yapıyor, tribünlere oynuyor, hem Kürd hem Türk vatandaşların akıllarıyla alay ediyor.” Demiştik

 

6-8 Ekim Olaylarının hesabı mı soruluyor yoksa!?

Yusuf Can – Haber Yorum

Demirtaş’ın “Acısını hissediyorum!” dediği Yasin Börü ve arkadaşlarının katledildiği Kobani Olaylarından tam 6 yıl sonra bu olayların asıl failleri olduğu söylenen kişiler hakkında gözaltı kararı çıkarıldı.

6-8 Ekim Kobani olaylarının fitilini 6 yıl önce Demirtaş’ın başını çektiği HDP Merkez Yürütme Kurulu 6 Ekim 2014 günü halkı sokağa çıkmaya çağırmış bunun üzerine 35 ilde şiddet olayları başlamış ve neticede 50’ye yakın vatandaş hayatını kaybetmişti.

Yaşanan trajik olaylarda 221 vatandaş ile 139 polis yaralanmış, sadece Diyarbakır’da 144 özel bina ve iş yeri, 16 kamu binası, 6 av bayisi, 17 özel ve kamu bankası, 4 okul, bir müze, 88 özel araç, 40 kamu aracı, bir parti binası ve 36 MOBESE kamerası zarar görmüştü.

Ülke genelinde ortaya çıkan KAOS’ta 300 milyon ila bir milyar arasında değişen rakamlarda hasar kayıtları çıkarılmış ülkede bir güvensizlik ve bunalım atmosferi hâkim olmuştu.

HDP, Kandil’den geldiği söylenen talimatla hareket etmiş ve sokağa çıkanlara Doğu ve Güneydoğu’daki tüm İslami vakıf, dernek ve kuruluşları ortadan kaldırmaları hedefini göstermişti. Hatta öyle ki HDP’li bir yönetici “Diyarbakır’da bunlardan 400 dernek var” diyerek sayı belirtmişti.

Bu işaretleri alan sokaktaki ipi kopuklar önlerine gelen sakallıya, çarşaflıya, İslami eser satan esnafa… hiç ayırt etmeden saldırmışlardı.

Kurban eti dağıtmakla meşgul olan Yasin Börü ve arkadaşları sıkıştırıldıkları bir apartmanda insanlık dışı bir vahşetle katledilmişler ve HDP onları katledenleri savunmaları için avukatlar seferber etmişti…

6-8 Ekim’in yani Kobani Olaylarının sembolü haline gelen Yasin Börü ve arkadaşlarının vahşice katledilmelerinin üzerinden 6 yıl geçti ve bu sabah o günün HDP Merkez Yürütme Kurulu da dahil toplam 82 kişi hakkında gözaltı kararı verilerek ilgili kişiler emniyete alınmaya başlandı.

Birçok siyasi bu AZİZ ŞEHİDLERİN şehadetini kullanarak meydanlarda haykırdı, tehditler savurdu, oy topladı, sözler verdi, intikam yeminleri içti…

Ancak 6 yıl geçmesine rağmen bu katliamın MÜSEBBİBLERİ olan HDP Merkez Yürütme Kurulu hakkında herhangi bir işlem yapılmadı.

Hatta, en büyük mağduriyeti yaşayan olayların sembolü şehid Yasin Börü ve arkadaşlarının ailelerinin ve avukatlarının yıllardır sürdürdükleri hukuk mücadelesine rağmen olayın müsebbibleri hakkında herhangi bir yasal işlem, soruşturma veya kovuşturma yapılmadı.

Haliyle insanın aklına şimdi şu soru geliyor;

Hayırdır bayram değil seyran değil bu operasyon neden şimdi başlatıldı?

Tabii bu soruya akla gelen ilk cevap birkaç gün önce Kuzey Suriye’de ABD öncülüğünde yapılan PYD/PKK ve ENKS arasındaki anlaşmaya cevap veriliyor” şeklindeki yorum oluyor.

Ancak oradaki anlaşmaya buradaki SİYASİ AYAĞA operasyon şeklinde cevap veriliyorsa bu da yanlıştır.

Çünkü HDP’nin o günkü Merkez Yürütme Kurulu’na bir operasyon yapılacaksa o gün sebep oldukları cürümlerden dolayı olmalıdır. Aksi takdirde bu zamanlamadan dolayı Kürd Halkı nezdinde bu güruh yeniden “Mağdur edilmiş” havasında propaganda yapacaklardır.

Ülkede hukuka, yargıya güvenin en düşük seviyelerde bulunduğu ve insanların Mahkemelerdense Tv programlarında adalet aradığı günleri yaşarken, siyasi bir operasyon olduğu anlaşılan bu girişimin ABD’ye verilen bir mesaj olduğu söylenebilir.

Yani “ Senin sınırımızda siyasi sözler ve garantiler vermen boşuna” deniyor.

Operasyonun MGK toplantısından sonra gelmesi de ayrı bir mesaj tabii.

Bu operasyona rağmen “Hala 6-8 Ekim olaylarında asıl müsebbib olanlardan hesap sorulmuş değil!”