Mülakat: Naman Bakaç
Devlet Bahçeli’nin milat olarak gördüğü, DEM Parti Eş Başkanları’nın Türkiye’nin inşası için yeni bir dönem, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın tarihte yeni bir sayfa olarak nitelediği silahların yakılması seremonisi, 11 Temmuz 2025’te gerçekleşti. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Kızılcahamam’daki konuşmasında seremoni, PKK ve DEM Parti’nin de tören olarak nitelediği bu gelişmenin sadece Türkiye değil, Irak ve Suriye gibi Ortadoğu ülkelerine de yansımaları olacaktır.
Silahlara elveda seremonisine katılan veya yıllarca Kürt Sorunu’nun çözülmesi için mücadele etmiş, bu sorun üzerine kafa yoran, yazan, çizen beş şahsiyete, beş cümlede, özelde silahların yakılmasını genelde ise silahsızlanma aşamasının kendilerine ne hissettirdiğini ve ne gibi düşüncelere ittiğini sorduk.
Ali Bayramoğlu - Gazeteci/Yazar
- Önce, yıllarca süren çözüm çabalarının birikimini ve barış arzusunun somut halini hissettiğimi söyleyebilirim, kavga kadar uzlaşma çabalarının dolduğu bir bardak misali tarihsel anlardan birisiydi yaşanan.
- Bölge koşullarındaki büyük değişimin, yeni siyasi denklemin siyasi aktörleri, sorunları yönlendirme gücünü gördük ayrıca.
- Tarihte ilk kez Türk-Kürt ittifakı, birlikteliği, bu çerçevede kurucu güç olma arzusu oluştu ve ortaya çıktı.
- Demokrasiye şu anda her zamankinden çok ihtiyaç duyulduğu anın yaşandığını teslim etmek gerekir.
- Kapı açıldı. Mesele içeri girmek ve yerleşmek, bunun gereklerini de hissetim açıkçası.
Doç. Dr. Mehmet Yalçın Yılmaz - İstanbul Üniversitesi/Star Gazetesi Yazarı
- 1 Ekim’de başlayan sürecin içe dönük anlamından ziyade dışa dönük bir bütünleşme hamlesi olduğunu bir kez daha teyit ettirdi.
- PKK’nın silahları yakma görüntüsü Demirci Kawa’nın ateşi yakması gibi yeni bir dönemin fitilini ateşledi.
- Casene Mağarası, yani Şeyh Mahmud Berzenci Mağarası önünde yaşananlar Türk-Kürt ittifakının tarihsel derinliğini ve sürecin sembolik anlamını hatırlattı.
- İran ve İsrail arasında kalmak ve çatışmanın ortasında kavrulmak yerine bölgeye hâkim olacak Türk-Kürt-Arap Sünni seddine dâhil olmak budur.
- Cumhuriyet’in ikinci yüzyılında Erdoğan ve Bahçeli büyük bir fırsatı değerlendirerek tarihe geçecek dönüşümün baş aktörleri oldular.
Mehmet Ali Aslan - Müzisyen/Grup Yürüyüş
- PKK’nın silah bırakması, tarihin yükünden arınmak ve geleceğe yürümek adına umut verici bir kırılmaya işaret ediyor ve bu süreç, adaletle taçlandırılırsa sadece barışın değil, onarıcı bir toplumsal dirilişin kapısı aralanacaktır.
- Toprağa gömülen sadece silahlar olmayacaktır; Türklerle Kürtler arasında yıllardır örselenen duygusal bağların onarılması için güçlü bir fırsat doğuran bu süreç, ırkçı cahiliyeden beslenen düşmanlıkları da toprağa gömecektir.
- Silahların susması ülkedeki toplumsal fay hatlarının hızlıca onarılabilmesi, yıllardır tahrip edilen kardeşlik zemininin filizlenme imkânı bulabilmesi demektir.
- Türk, Kürt, Arap ittifakının altını çizerek “Lâ ilâhe illallah Muhammedun Resulullah” hattına dikkat çeken Erdoğan’ın konuşması Kemalist-Türkçü paradigmaya dayalı devlet aklının yepyeni bir rotaya evrildiğine işaret etmektedir ki bu bir müjde, bu bir manifesto hükmündedir.
- Kürt meselesinin üstünü örten taşeronluk düzeni de kandan ve ırkçı cahiliyeden beslenen şiddet fetişizmi de çözülmüştür. Şimdi siyasetin alanını genişletme ve silahın sustuğu yerde sözü güçlendirme, çözümün dilini çoğaltma zamanıdır.
Mehmet Emin Ekmen - DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı
- Görüntüleri izleyince kalbime ilk düşen, sürecin kritik eşiklerinden birine dair bir rahatlama hissi oldu. Basit, minimal ama her detayı iyi düzenlenmiş, kimseye yenilgi veya zafer hissi yaşatmayan neredeyse kusursuz bir program oldu. Silahların yakılması kadar hemen ardından Sayın Bahçeli ve Sayın Erdoğan’ın yürüttüğü telefon trafiği, yapılan açıklamalar ve bu eyleme atfedilen anlam ve değer; sürecin gidişatı açısından oldukça kıymetliydi.
- Şimdi silah bırakmanın yasal altyapısını hazırlamak ve yapısal dönüşlere start vermek zamanıdır. Örgüt mensuplarının silahlarını bırakması, lojistik alanların ve kampların boşaltılması, silah bırakanların da belirlenecek hukuki statüye tabi olması, önümüzdeki dönemin en önemli gündemlerindendir. Eşzamanlı olarak TBMM’de kurulacak olan komisyonun; demokratikleşme ve yapısal reformlarda yoğun bir çalışmaya başlaması gerekir.
- Cumhurbaşkanı Erdoğan Cumartesi yaptığı konuşma ile de süreci güçlü bir şekilde sahiplenme iradesi gösterdi. Bu da önemli ve olumlu bir gelişme. Kürt meselesinin ulusal ve bölgesel düzlemine dair önemli mesajlar verildi.
- Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ve Devlet Bahçeli’nin konuşma ve yazılarında işaret ettiği; bağımsız ve tarafsız yargıyı güçlendirecek adımlardan siyasi partiler ve seçim yasalarına, siyasi etik yasasından İç Tüzük ve Anayasa’ya kadar reform niteliğinde atılacak adımlar bizi önce normalleşmeye sonra her alanda Cumhuriyet’in ikinci yüzyılına yakışır bir dönüşüme taşıyabilir.
- Bir daha kimse ölmesin, doğamız tahrip olmasın, herkes özgür, mutlu ve güvende olsun, milyar dolarlarımız terörle mücadeleye, güvenlik harcamalarına değil, eğitim, sağlık, altyapıya harcansın ve Türkiye her alanda gerçek potansiyelini ortaya çıkarsın ve harekete geçirebilsin. Bu süreç bizi gerçek anlamda katılımcı, özgürlükçü, çoğulcu bir demokrasiye ve hukuk devletine ulaştırsın.
Sedat Yurttaş - Dicle Toplumsal Araştırmalar Merkezi (DİTAM) Başkan Yardımcısı
- Damağımda, doğrusu-yanlışıyla hayatlarını severek bağışlayan on binlerce gencin ve ağır bedeller ödemiş milyonlarca insanın yarım kalmış gülüşleri tadında kekremsi bir acılık;
- Yanı sıra sadece yüzyıllık Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin değil, binyıllık Türk egemenliğinin Kürtlerin eşitliği için kapıları gerçek manada açmak zorunda kalışlarının çatırtılarını ve mutluluğunu;
- Geleceği birlikte inşa etmek için ne kadar çok sebep, sonuç, zemin ve mekân girdaplarından geçmek zorunda kalışımızı;
- Ve aslında hiçbir şeyin, en küçük emekten en ağır bedellere kadar harcanan çabanın boşa gitmediği, hayatlarımızın bireysel ve toplumsal bir bütünlük içinde geleceğe nasıl bağlandığı, uzandığı ve yükseldiğini;
- Demirin, barutun, merminin, harlı bir ateşle dünya siyaset kazanında yanarken nasıl da verimli bir toprağa, suya, yeşile, çiçeğe ve börtü böceğe dönüşebildiğini çok büyük bir soluklanma eşliğinde derinlerimde hissetim.
Kaynak: perspektif.online